Oyun
90’lara ve 2000’lere Damgasını Vuran Unutulmaz Oyuncaklar

Geçmişe dönerek baktığımızda, çocukken oynadığımız oyuncaklardan birini anımsayınca aniden, o dönemlere ilişkin anılar canlanıveriyor. Ikimiz de sizi geçmişe götürüp eski günleri hatırlatacak oyuncaklardan bazılarını listeledik.
Oyuncaklar, içinde yaratıldıkları toplumdan etkileniyor ve onları takip eden oyuncakların gelişimini şekillendiriyor. Geçmişte; sokaklarda, okul bahçelerinde yada evlerde oynadığımız oyuncakların birçoğu şu anda dijital ortama taşınmış durumda.
Dijital ortamlarda oynayabilecek olsak bile, hiçbiri aynı zevki vermiyor. Tetrisler, tasolar, Barbie’ler, sanal bebekler… Hangi dijital oyun bu tarz şeyleri sokaklarda oynadığımız zevki verebilir ki?
- Oyuncak otomobiller: Günümüze kadar taşınan oyuncak otomobiller, yalnız oyuncak değil bununla beraber birer koleksiyon niteliği taşıyor. Muhtemelen ileride oyuncak müzelerinde sergilenecek kadar kıymetli olacaklar.
- Sanal bebek: Minik yaştayken adeta bir ebeveyn sorumlulukları yüklerdi ve durmadan ölüp bizi travmatize ederdi… Daha kendi sorumluluklarımızı yerine getiremezken bir de sanal bir bebeğin bakıcısı olurduk.

- Barbie: Hâlâ çocuklar için olmazsa olmaz bir oyuncak olan Barbie, toplumun dayattığı, gerçekçi olmayan standart güzellik algısını sürdürdüğü için tepkilere maruz kaldı ve şu anda değişik formlarda satışlara hızla devam ediyor!
- Tetris: Senelerce atari ve öteki oyun konsollarında oynadığımız klasik Tetris oyunu, sonrasında dijital ortamlara da taşındı. Aynı zevki vermese de nostalji yaşamak isterseniz oynayabilirsiniz.

- Yapışkanlı Spider-Man: Gaza gelip fazla fırlatınca tavana yapışırdı ve kimi zaman günlerce oradan düşmesini beklerdik…
- Laklak: Geçmişi 70’lere kadar uzanan, kantinlerin olmazsa olmaz oyuncağı… Biliyoruz, sesi hâlâ kulağınızda çınlıyor.

- Taso: Bilhassa 2000’li yılların başlangıcında, sokakları taçlandırırdı.

- Üfleyince kuş sesi çıkaran sulu düdük: Şimdi düşününce “Sebebi neydi kİ?” dedirtiyor fakat bir zamanlar her evde bulunurdu.

- Su maymunu: Hangimiz “Bunlar canlıymış, baktıkça çoğalıp büyüyolarmış.” yalanlarına inanmadık ve gözümüz benzer biçimde bakmadık ki…

- Lego: Eskiden oldukça daha kolay parçaları vardı ve onlarla bile oldukça eğlenirdik fakat artık filmlerin ve oyunların bile karakterleri yapılıyor.

- Elektrikli latife sakızı: Onun yüzünden sakız istemeye korkar olduğumuz zamanlar bile yaşadık… Sahi, bu şekilde bir oyuncak yapmak kimin aklına gelmiş acaba?

- Suda halka geçirme oyunu: Adeta PlayStation el konsoluyla oynuyormuş benzer biçimde hissederdik ve minimum onun kadar eğlenirdik.

- Ayak topu: Eğer bir ayak topuna sahipseniz ve bir de iyi kullanabiliyorsanız okul bahçesindeki en havalı şahıs sizdiniz…

- Topaç: Fotoğrafa 3 saniye bakınca 90’lı yıllarda sokak köşelerinde topaç çevrilerek yenen cips kokuyor.

- Su fışkırtan yüzük: Okulda 2. dönem gelmiş, havanın ısınmasıyla gerçek anlamda “sulu” şakalar başlamış… Derhal kantinden bir yüzük alınır ve eşe dosta sıkılır…

- Stres yayı: İsmi stres yayı olan fakat devamlı dolanıp daha oldukça strese sokan bir oyuncak düşünün…

- Yoyo: 90’larda ve 2000 başlarında çocuk olmak demek, bununla beraber yoyo sahibi olmak demekti.
- Hulahop: Grup Hepsi şarkıları söyleyip okul bahçelerinin demirbaşı olan hulahopları çeviren kızlarımız şimdi ne yapıyor acaba?
- Futbol kartları: Her sürem yenilerinin piyasaya sürülmesi ve albümü tamamlayıp verilecek armağanları kapma arzusu…

- Beyblade: Daha talihli olanların arenaları olurdu, imkânı olmayanlar da börek tepsisinde Beyblade’leri yarıştırırdı.

Sizin çocukluğunuzun unutulmazı olan başka oyuncak var ise yorumlarda bekliyoruz.




