Düğmeli Fren Sistemi Niçin Daha Popüler Hâle Geldi?
Çağdaş arabaların tasarımı ve teknolojisi her geçen gün değişiyor. Son zamanlarda bu değişiklik çoğu zaman düğmeler ve dokunmatik ekranlar üstüne oluyor. Bir de geleneksel el freni değişimi var.
Eskiden her araçta kolayca ulaşabildiğimiz, iki koltuk içinde duran el freni kolu artık yerini elektronik park frenine bırakıyor.
Bu değişimin sebepleri bir tek tasarımsal değil, değişen teknolojinin ve sürüş deneyimin de evrimiyle ilgili.
Tasarımda minimalizm ve kullanım kolaylığı
Çağdaş arabaların iç mekân tasarımlarının daha minimal ve şık bir hâle gelmesinden el freni de nasibini alıyor. Üreticiler, sürücülerin dikkatini dağıtmayacak, daha temiz ve ferah bir görünüm sunmak istiyor.
Geleneksel el freni kolları, bilhassa ufak araçlarda yer kaplayan ve kimi zaman kullanımı zorlaştıran bir unsurdu. Düğmeye dönüşen el freni sistemi, bu problemi ortadan kaldırarak hem daha güzel duyu hem de daha ergonomik bir çözüm sunuyor.
Artık sürücüler, el frenini devreye almak yada çözmek için uğraşmak yerine tek bir dokunuşla bu işlemi gerçekleştirebiliyor.
Hızla gelişen teknolojinin yükselişi: Elektronik fren sistemleri
El freninin düğmeye dönüşmesinin en büyük sebebi, elektronik fren sistemlerinin (EPB – Electronic Parking Brake) yaygınlaşması. Bu sistem, mekanik el frenlerinin yerini alarak sürücülere daha akıllı ve güvenli bir seçenek sunuyor.
Elektronik fren sistemleri manuel olarak kullanılabileceği şeklinde aracın durumunu sensörler vesilesiyle devamlı olarak izleyebiliyor ve frenleme işlemini otomatikman optimize edebiliyor.
Mesela, yokuş yukarı durduğunuzda, aracın geri kaymasını engellemek için otomatikman devreye girebiliyor. Bu da sürüş güvenliğini artırıyor.
Sürüş konforu ve otomasyon
Çağdaş otomobiller, sürücülerin yaşamını kolaylaştırmak için birçok otomatik bilhassa donatılıyor. Elektronik el freni de bu özelliklerden biri.
Bilhassa otomatik vitesli araçlarda, aracı park ettikten sonrasında el frenini çekmek ve geri hareket etmek istediğinizde özgür bırakmak şeklinde adımlar artık otomatik hâle geldi.
Bu da bilhassa yoğun trafikte yada sık sık dur-kalk meydana getirilen kent içi sürüşlerde büyük bir kolaylık sağlıyor. Ek olarak bazı araçlarda “Auto Hold” özelliği yardımıyla durduğunuz anda aracın hareket etmesini engelleyebiliyorsunuz. Bu da sürüş esnasında daha azca yorulmanızı sağlıyor.
Hem de güvenliği de artırıyor.
Acil durumlarda aracı hızla durdurmak için kullanılan “Dynamic Brake” özelliği, elektronik el freni sistemleriyle entegre çalışabiliyor.
Bilhassa ıslak yollarda yada ani fren yapılması ihtiyaç duyulan durumlarda yaşam kurtarıcı olabiliyor. Ek olarak elektronik sistemler, aracın fren balatalarının aşınma durumunu da devamlı olarak izleyebiliyor ve bakım gerektiğinde sürücüyü uyarabiliyor.
Bazı dezavantajları da bununla beraber getiriyor.
Ilk olarak, bu sistemler mekanik el frenlerine gore daha karmaşık bir yapıya haiz olduğundan arıza durumunda onarım maliyetleri daha yüksek olabiliyor.
Geleneksel el freni kullanımına alışkın sürücüler için alışma süreci de bir öteki güçlük olabiliyor. Son olarak, bu sistemlerin bakımı daha itina gerektirebiliyor bundan dolayı sensörler ve elektronik bileşenler tertipli denetim edilmezse performans düşüklüğü yaşanabiliyor.
Netice olarak geleneksel el frenine artık veda ediyoruz ve yeni nesil teknolojiye “Merhaba” diyoruz.
