Vasıta İçi Telefonlara Ne Oldu?
Eski model araçların içinde yer edinen telefonları hatırlayanlarımız var mı? Bambaşka bir teknoloji olan bu yenilik, o dönemler birçoğumuzu epey şaşırtan cinstendi.
Fakat ondan sonra bu teknoloji, sessiz sedasız aramızdan ayrıldı. Otomobiller için prestijli bir görüntü sunan vasıta telefonları, rahat bir mantıkla çalışıyordu.
İyi fakat bu teknoloji niçin sessiz sedasız aramızdan ayrıldı ve başarı sağlayamadı?
Aslına bakarsak başarı sağlayamadı demek birazcık haksızlık olur.
20. yüzyılın ortalarında yaşamımıza giren vasıta telefonları, o devrin sınırı olan teknolojik imkanlarıyla şekillenmişti. Mobil iletişimin temelleri, 1940’lı yıllarda atılmaya başlandı. 1946’da ise Motorola, ABD’da vasıta telefonunu ilk kez tanıtarak âdeta bir devrim yaratmıştı.
Doğal bu telefonları görenlerinki kadar görmeyenlerin sayısı da fazla. Günümüz cep telefonlarının aksine oldukça hacimli bu telefonlarda yalnızca üç arama yapabilen bir sistem vardı. Yalnızca büyük şehirlerde kullanılabiliyor, sınırı olan bir kapsama alanı sunuyordu.
Gene de o dönemlerde bir vasıta telefonu, hızla gelişen teknolojinin üstünlüğünü hepimize göstermişti.
Telefonun büyük anteni, ortalama 36 kilo ağırlığına sahipti. Üstelik bu telefonlar, her araçta olmadığı benzer biçimde tahmin edeceğiniz suretiyle bir gösteriş unsuru oluşturuyordu. Bu hızla gelişen teknolojinin Avrupa’ya geçişi ise 1950’lerin sonunda gerçekleşmişti.
Fakat bu telefonlar, zannedildiği benzer biçimde kolay ulaşılabilirliğe haiz değildi. Bundan dolayı oldukça pahalı ve ‘erişilemez’di. Tüm bunlara karşın kullanıcıları ise oldukça fazlaydı. Peki vatanımızda vasıta telefonları iyi mi bir durumdaydı?
Türk Telekomünikasyon A.Ş tarafınca işletiliyordu.
Özetlemek gerekirse NMT (Nordic Mobile Telephone) olarak malum vasıta telefonları, 522 alan koduna sahipti. Vatanımızda 1985’te hizmete sunulan bu telefonlar, lüks sayılabilecek araçlara takılmıştı. Sadece buna karşın kısa sürede telefonlar, 150 bin aboneye ulaşmıştı.
Doğal her ülkede olduğu benzer biçimde Türkiye’de de cep telefonu furyası ortaya çıkınca bu aboneler, sıra sıra düşüşe geçti. Bu sistemi çoğu zaman nakliyeciler, otobüs işletmecileri, balıkçılar ve bazı şantiyeler kullanıyordu.
Türk Telekom, 1 Ocak 2008’de vasıta telefonlarının kullanımını sona erdirdi.
Vasıta telefonları için tahsis edilen frekans, cep telefonlarının artışa geçmesiyle sona erdirildi. Dünya genelinde da benzer gelişmeler yaşandığı için cep telefonlarının gelişimi hız kazanırken 1988’de vasıta telefonlarının radyo frekansları kullanılmaz hâle geldi.
Değişen teknolojinin gelişmesiyle cep telefonları, vasıta telefonlarının yerini almaya başladı. Artık araçta telefon kullanmak için durağan(durgun) bir cihaza gerekseme yoktu. Bu da müthiş bir kolaylıktı. Bundan dolayı cep telefonları her yerde, daima kullanılabilecekti.
Cep telefonları, vasıta telefonlarını tahtından etti.
Bu ana dek yalnızca durağan(durgun) bir hat üstünden kontakt oluşturmak ihtimaller içinde olduğundan insanoğlu, bu yeni teknolojiye -daha doğrusu sunmuş olduğu kolaylığa- bayıldılar. Üstelik araçta kilolarca ağırlıkta olan telefonlar yerine oldukça fonksiyonel ve hafifçe cep telefonları, dünyanın her yerinde daha makul gelmeye başladı.
Üstelik 2000’lerin başlangıcında vasıta içinde telefon kullanmak yasakken, vasıta içinde bir telefonun olmasının mantığı sorgulanır hâle geldi. Sonucunda ise cep telefonlarına geçiş, mobil kontakt tarihindeki en büyük evrimlerden birini oluşturdu. Vasıta telefonları için ‘başarısız’ oldu demek, birazcık acımasız olabilir. Başarıya ulaşmış oldu, hatta fazlaca iyi bir süre bu başarısı devam etti. Yalnızca devamlı olarak gelişen teknolojiye yenik düştü.
