Sesli Asistanlar Bizi Devamlı Dinliyor mu?

‘Hey Siri’ diyene kadar sizi dinlemeyen Siri, eğer sizi hakikaten dinlemiyorsa iyi mi oluyor da ona seslendiğinizi duyabiliyor? Aslına bakarsak oldukça rahat ve ‘hıı, demek öyleymiş’ dedirtecek bir cevabı var. Beraber bakalım.
Sesli asistanlar yalnızca birkaç senedir hayatımızdalar. Biz genel olarak telefonlarımızdan tanıyıp alışmış olsak da dünyanın neredeyse her köşesinde akıllı ev aletlerinden otomobillere her yerdeler. Ve her birinin kendine hususi bir ‘büyülü sözcüğü’ var.
‘Hey Siri’ ‘Ok Google’ ya da Alexa… Bu seslenişler, uykuda olan asistanınızı uyandırıp sizi dinlemesini sağlıyor. Tamam da bu sesli asistanlar bizi her an dinlemiyorlarsa -ki dinlemedikleri söyleniyor- iyi mi oluyor da seslendiğimizde duyuyorlar? Sorumuz bu, şimdi cevaba geçelim.
Aslına bakacak olursak asistanlarınız sizi 7/24 dinliyor… Fakat derhal telaş etmeye gerek yok.
Burada ayrımına varmamız ihtiyaç duyulan şey, dinlemek ve kaydedip işlemek, veritabanına göndermek arasındaki fark. Tüm sesli asistanlar, ‘wake word’ olarak anılan ‘uyandırma sözcüğünü’ duymak için sizi devamlı dinliyor. Burası doğru.
Fakat bu dinleme sürecinde bir nevi uyku halinde oluyorlar ve yalnızca dikkat kesilmeye ve kaydetmeye başlayacakları o sözü bekliyorlar.
**
**
Kimi zaman uykuyla uyanıklık içinde bir halde oluruz. Sesleri duyarız sadece beynimiz uyumaya adım atmıştır. Duyduğumuz sesler bizlere bir şey ifade etmez, anlam yüklemeyiz. Fakat o anda annemiz bizlere seslenirse aniden ‘Ne oldu?’ diye panikle ayılabiliriz. Sesli asistanların uyandırma sözcüklerini duyana kadarki durumlarını da aslına bakarsak buna benzetebiliriz.
İsimlerini duyduktan sonrasında ise artık uyanmış olurlar ve söylediğiniz komutu algılayıp veritabanına gönderip işleyerek size hizmet etmeye başlarlar.
Şu demek oluyor ki Siri, siz ona seslenene kadar ortamdaki sesleri duysa da aslına bakarsak dinlemiyor. O durumdayken algılamaya programlandığı tek ses, sizin ona seslendiğiniz o ‘büyülü kelime’ oluyor.
Sesli asistanlarla ilgili geçmişte daha büyük ‘dinleme’ skandalları gündeme geldi

Suni zeka yardımıyla çalışan sesli asistanlara onları ‘uyandırdıktan’ sonrasında verilen her komut kaydediliyor ve veritabanına aktarılarak işlenip uygulanıyor. Şu demek oluyor ki aslına bakarsak esas ‘dinlenme’ mevzusu, siz komutu verip asistanınızı uyandırdıktan sonrasında oluyor.
Bu mevzuda geçtiğimiz yıllarda ortaya çıkan bazı haberler, Alexa ve Google Asistan’ın kaydettiği verilerin, Amazon ve Google çalışanları tarafınca dinlendiğini ortaya koydu. Haberler sonrası izahat icra eden firmalar, durumu doğruladı. Sadece ses kayıtlarının oldukça küçük bir kısmının dinlendiğini ifade ettiler. Mesela Google bunun yalnızca %0,02 bulunduğunu söylemiş oldu. Amazon ise gene bu seviyede bir orandan bahsetti.
Dinleme öne sürülen sebebi olarak ise suni zekanın veriyi işleme ve daha iyi sonuçlar sunma çalışmalarının geliştirmesini gösterdiler. Suni zekanın kendi kendine değil, insandan gelen bilgilerle geliştiği, bilhassa dil mevzusunda kendini geliştirirken bizim kullandığımız cümlelere ihtiyacı olduğu ve bu sayede ‘insan benzer biçimde’ daha tutarlı ve gerçekçi sonuçlar sunabildiği kısmı doğru.
Hatta daha ilkin suni zeka ile ilgili yukarıdaki videomuzda bu mevzuyu Google çalışanı bir yazılım mühendisi ve veri bilimci olan Merve Noyan’a sormuş ve suni zekanın iyi mi bir insan benzer biçimde konuşabildiğine yönelik sürece dair cevaplar almıştık.
Sadece bu geliştirme süreci için kişilerin ses kayıtlarının şirketlerde vazife icra eden başka insanoğlu tarafınca dinlenmesi gündem olup münakaşa yaratınca, Google, Apple ve Amazon izahat yaparak kullanıcı kayıtlarının ‘insanoğlu tarafınca incelenmesini’ askıya aldığını deklare etti.
Peki netice olarak ne oldu, verilerimiz, ses kayıtlarımız güvende mi?

Basit kullanıcılar olarak bu türden tedirginlikler yaşamamız oldukça düzgüsel. Gün geçmiyor ki birbirinden dev firmalar veri sızıntıları yaşamasın… Bu veri sızıntıları yüzünden pek oldukça kişiler verimiz yeniden yeniden tehlikeye giriyor. Dinlenmek ya da internetteki ayak izimizin kayıt altında olması; bu verilerin de bigün sızdırılabileceği anlamına geliyor.
Hal bu şekilde olunca, bir de üzerine firmalar bu şekilde açıklamalar yapınca aklımızın bulanması şaşılacak bir şey değil. Sadece bilhassa son birkaç yılda bu mevzuda devletler de büyük adımlar attı ve kişisel verilerin gizliliği, korunması noktasında eleştiri kararlar alındı. Teknoloji devleri de pek oldukça mevzuda köşeye sıkıştılar ve artık verilerimizi kullanmak onlar için daha zor.
Bu aşamada kullanıcılar olarak bizim yapabileceğimiz ise bilgili bir web ve teknoloji kullanıcısı olmak. İndirdiğimiz uygulamalara o izinleri çat çat verirken birazcık daha durup düşünmek, güvenilir olmayan kaynaklarla verilerimizi paylaşmaktan kaçınmak, Google ve Apple benzer biçimde devlerin cihazlarında ve uygulamalarında ise denetim sahibi olduğumuz tüm izinleri gözden geçirmek…


