Citroën DS Fransa Cumhurbaşkanı’nın Yaşamını Iyi mi Kurtardı?
Zamanının ötesinde bir otomobil olarak karşımıza çıkan Citroën DS, 1955’te sahneye çıktığında kimse onun bir yaşam kurtaracağını bilmiyordu.
Fransa Cumhurbaşkanı’nı bir suikastten sağ salim kurtaran Citroën DS, muhteşem dayanıklı özellikleriyle devrin araçlarına âdeta kafa tutuyordu.
Üstelik bu kuvvetli özellikleri de suikastten sonrasında onu otomobil dünyasının bir efsanesi hâline getirecekti.
1955 Paris Motor Show’da tanıtıldığında Citroën DS, şıklığı ve fütüristik tasarımıyla dikkat çeken bir otomobildi.
Zamanının ötesinde bir otomobil olarak kabul edilen DS, bir tek güzel duyu ve teknik yenilikleriyle değil; tarihe damgasını vuran bir vakayla da kendisini hafızalara kazıdı: Charles De Gaulle’ün suikaste uğramış olduğu sırada binmiş olduğu ve onu korumuş olan vasıta olmasıyla.
Citroën, 1954 senesinde DS’i piyasaya sürdüğünde, otomobil dünyasını hidro pnömatik süspansiyon sistemiyle tanıştırmıştı. Bu teknoloji, aracın her tekerleğinde bulunan basınçlı yağ ve gazla çalışan tamamen bağımsız bir süspansiyon sistemi sunuyordu.
DS’in süspansiyon sistemi, motordan gelen güçle çalışan bir pompa tarafınca basınçlandırılan hidrolik sıvıyla çalışıyordu.
Pompa içinde sıkıştırılmış azot bulunuyor ve bu azot, süspansiyon sisteminde bir yay benzer biçimde vazife görüyor. Bu sistem, aracın süspansiyonunu ve yerden yüksekliğini otomatikman ayarlayarak sürüş konforunu artırıyordu. Ek olarak farların direksiyonla yönlendirilmesi ve aracın yerden yüksekliğinin içerden denetim edilebilmesi, DS’i teknolojik olarak ötekilerden benzersiz kılıyordu.
DS’in aerodinamik tasarımı, sürtünme katsayısını düşük tutarak muhteşem yol tutuşu sağlıyordu. Sadece Fransız reklamcılar, bu aerodinamik tasarımı öne çıkararak aracın âdeta bir uzay aracı benzer biçimde tanıtmışlardı.
Citroën DS’in bu yenilikleri, aracı bir otomobilden ziyade bir efsaneleşmiş hâline getirmişti.
Doğal en unutulmazlarından biri ise Fransa Cumhurbaşkanı Charles De Gaulle’ün suikaste uğraması esnasında yaşanacaktı.
De Gaulle, Nazi işgalinden sonrasında Paris’e giren ilk Fransız komutan olarak tanınmış ve 1962’de Cezayir’in bağımsızlığını kabul etmesi sebebiyle aşırı sağcıların hedefi hâline gelmişti. 22 Ağustos 1962’de De Gaulle ve eşi, Citroën DS ile yola çıkarken aşırı sağcı OAS üyeleri tarafınca pusuya düşürüldü.
Jean Bastien Thiry liderliğindeki grup, aracı hedef alarak yaylım ateşi başlattı.
Motosikletli korumalarından ikisi öldürüldü ve aracın dört lastiği delindi. Sadece Citroën DS’in hidro pnömatik süspansiyon sistemi, aracın düz kalmasını sağlamıştı. Lastiklerin patlamış olmasına karşın aracın taban seviyesi yüksek kalmış ve jant üstünde hareket etmeye devam edebilmişti.
İşte De Gaulle ve eşi, bu teknolojik harikanın yardımıyla saldırıdan sağ salim kurtulmuştu. Vasıta, suikast girişiminden sonrasında 14 mermi deliği ile dolmuş ve De Gaulle’ün kafasını sıyıran bir mermi bulunmuştu. Vaka yerinde 187 boş kovan bulunmuştu.
Aracın beklenmeyen bir halde dayanıklı oluşu, resmen bir yaşam kurtarmıştı ve bu vaka sonrasında bir araçtan oldukça efsaneye işte bu şekilde dönüştü.
