Sinema

Finaliyle Ne Oldu Şimdi Dedirten Ucu Açık Biten 10 Film

Ucu açık biten filmler ya da izleyicinin tabiriyle sonu anlaşılmayan filmler seneler geçse bile sinemaseverlerin aklını kurcalamaya devam ederler. Gelin bu filmlere birazcık yakından bakalım. Acaba gerçek bir son oldu mu yoksa ucu açık biten filmler bilerek mi bu şekilde bir finale imza atıyorlar görelim.

Ucu açık biten filmler diyince her insanın aklına ilk olarak sanat filmleri olarak da adlandırılan bağımsız yapımlar gelir. Bu yapımlar genel olarak seyirciye bir duygu aktarmayı hedefledikleri için klasik öykü düzenini izlemeyebilirler ve net bir final sunmadıkları için ucu açık biten filmler olarak değerlendirilebilirler. Sadece bizim mevzumuz bu filmler değil, gişede epey kazanç yapmış popüler filmlerden bahsediyoruz.

Gişe filmleri olarak da adlandırılan ana akım, popüler filmler klasik bir öykü akışına haizdir, her şeyi toparlar ve filmi öyleki bitirirler. Bundan dolayı de ucu açık biten filmler olarak pek görülmezler. Sadece mühim istisnalar var. Bu yazıyı okuyan her insanın izlediğini düşündüğümüz bazı ucu açık biten filmler var. Gelin bu filmleri birazcık yakından inceleyelim ve hakikaten sonu anlaşılmayan filmler olup olmadıklarını görelim.

Ucu açık biten filmler ve final teorileri:

  • Black Swan
  • The Dark Knight Rises
  • Shutter Island
  • American Psycho
  • Memento
  • The Wrestler
  • Gone Girl
  • Prisoners
  • Oldboy
  • Inception

Bu noktadan sonrasında listedeki filmler hakkında sürpriz bozan bilgilerle karşılaşacaksınız.

Ölen, içindeki fenalık oldu: Black Swan

  • Tür: Dram, Gerilim
  • Yıl: 2010
  • Yönetmen: Darren Aronofsky
  • Oyuncular: Natalie Portman, Mila Kunis, Vincent Cassel
  • IMDb: 8,0
  • Rotten Tomatoes: %85

Filmimizde, efsaneleşmiş şov Kuğu Gölü Balesi’nde başrolü alan Nina karakterimizin gerilim dolu öyküsünü izleriz. Nina bir noktadan sonrasında ikinci kişiliği olan kötüyle savaşım etmeye adım atar ve finalde onun yedek dansçıyı değil, kendini bıçakladığını görürüz.

Bu aşamada iki kuram var; ilkine gore Nina içindeki kötülüğü yok etti. İkinci teoride ise Nina intihar etti ve film bitmeden ilkin gördüğümüz gözündeki son pırıltı onun cennete gitmesini imgeliyor. Film, ruhsal gerilim türünde olduğundan ilk seçeneğin gerçekliği oldukça daha ağır basıyor.

Alfred’in imgesel: The Dark Knight Rises

  • Tür: Aksiyon, Serüven
  • Yıl: 2012
  • Yönetmen: Christopher Nolan
  • Oyuncular: Christian Bale, Tom Hardy, Anne Hathaway
  • IMDb: 8,4
  • Rotten Tomatoes: %87

DC Comics dünyasının en mühim kahramanlarından kabul edilen Batman triosunun son filmi The Dark Knight Rises’da, Batman ile fena karakter Bane’in birbirine girmesini ve sonunda Batman’in uçağına almış olduğu bombayı uzaklaştırmasını izledik.

Bombayı uzaklaştırdığı sırada tayyare havaya uçtu ve Bruce Wayne öldü zannederken uçağın otopilotta bulunduğunu gördük. Wayne’in yardımcısı Alfred ise bir süre sonrasında Bruce ve sevgilisini Floransa’da görmüş oldu. Fakat her şey bu kadar rahat olmayabilir. Yaşlı Alfred’imiz her şeyi aklında kuruyor ve Bruce Wayne’nin yasını tutuyor olabilir. Christopher Nolan’ın zihin dünyasını düşünürsek bir hayal sahnesi {hiç de} acayip olmaz.

Hakikaten hasta: Shutter Island

  • Tür: Gizem, Gerilim
  • Yıl: 2010
  • Yönetmen: Martin Scorsese
  • Oyuncular: Leonardo DiCaprio, Emily Mortimer, Mark Ruffalo
  • IMDb: 8,2
  • Rotten Tomatoes: %68

Tamamının akıl hastanesine çevrildiği bir adada yaşanmış olan vakaları soruşturmak için buraya giden iki dedektifin öyküsünü seyrettiğimiz filmimizde, dedektiflerden Andrew’ın evi kundaklanmış ve karısı o yangında ölmüştür. Sürekli bu şekilde hayaller gören Andrew için bu adada kalmak giderek zor hale gelmektedir.

Film ilerledikçe Andrew’ın aslına bakarsak burada kalan bir hasta olduğuna hatta evini bile kendinin kundakladığına dair şüpheye düşeriz. Andrew’ın asla kim olduğundan güvenli olamadığımız finalde ise “Hangisi daha fena? Bir canavar olarak yaşamak mı yoksa iyi bir adam olarak ölmek mi?” sorusu izleyenlerin zihnini iyice bulandırır. Sadece Andrew’ın bir hasta olma ihtimali oldukça yüksektir.

Beyaz yakanın kirli dünyası: American Psycho

  • Tür: Güldürü, Kabahat, Dram
  • Yıl: 2000
  • Yönetmen: Mary Harron
  • Oyuncular: Christian Bale, Justin Theroux, Josh Lucas
  • IMDb: 7,6
  • Rotten Tomatoes: %69

American Psycho, tüm dünyayı beyaz yakalı seri katil terimi ile tanıştıran yapımdır. Gerçek bir aristokrata benzeyen karakterimiz evini bir insan mezbahasına çevirerek art arda korkulu cinayetler işlemekte ve uzun bir süre bundan keyif almaktadır. Sadece bir noktada avukatına her şeyi itiraf eder.

Durum bu aşamada garip bir hal alır bu sebeple ertesi gün avukat ona gülerek bu şekilde bir şeyin yaşanmadığını söyler ve dış ses, katilimizin ceza almadan hayatına devam edeceğini anlatır. Peki, bu ruh hastası beyaz yakalı adam gerçek bir katil mi yoksa insanları öldürme fantazileri kuran bir masum mu? Zenginlerin avukatlarının bu tür suçları saklamayı sevdikleri klişesini düşünürsek her şeyin bir hayal olma ihtimalinin oldukça azca bulunduğunu görüyoruz.

Hala bir sır: Memento

  • Tür: Gizem, Gerilim
  • Yıl: 2000
  • Yönetmen: Christopher Nolan
  • Oyuncular: Guy Pearce, Carrie-Anne Moss, Joe Pantoliano
  • IMDb: 8,4
  • Rotten Tomatoes: %93

Leonard Shelby bir amnezi hastasıdır. Şu demek oluyor ki hafızası oldukça sınırlıdır ve belirli bir süre sonrasında sıfırlanır. Sadece sıfırlanmayan tek anı, karısının öldürülüşüdür ve o da bu hatıraya tutunarak mücadelesine devam eder. Bu süreçteki şüpheli ise kirli polis Teddy’nin hedef gösterdiği John G’dir.

John G’nin peşine düşen Leonard bir noktada çileden çıkar ve Teddy’yi vurur. Film noktalanır. Sadece esasen doğrusal bir akışı olmayan filmin bu şekilde bir sonla bitmesi anlaşılır benzer biçimde değil. Leonard karısının öldürülüşünü iyi mi hatırlıyor ve gerçek katil Leonard olabilir mi benzer biçimde sorular yanıt bulmaz. Maalesef bu filmi kapatamıyoruz bu sebeple ihtimallerin hakikaten bir sınırı yok.

Ölüm, tek seçenek değil: The Wrestler

  • Tür: Dram, Spor
  • Yıl: 2008
  • Yönetmen: Darren Aronofsky
  • Oyuncular: Mickey Rourke, Marisa Tomei, Evan Rachel Wood
  • IMDb: 7,9
  • Rotten Tomatoes: %98

Black Swan filmi ile bale dünyasının kapılarını seyirciye açan Darren Aronofsky, The Wrestler filmiyle de bir o denli kim bilir olan Amerikan Güreşi dünyasını konu alıyor. Filmimizde, bir zamanlar efsaneleşmiş olan güreşçinin yaşlandığını ve artık güreşemez hale ulaştıktan sonra son bir maça çıkmasını izliyoruz.

Güreşçimiz son maçında efsaneleşmiş hareketi olan ipler üstünden rakibinin üstüne atlama hareketini yapıyor ve film sonlanıyor. Karakterimize ne olduğu bilinmiyor fakat ölmesi pek de mantıklı değil. En gerçekçi kuram, güreşçimizin yaşı sebebiyle bu hareketi yaparken sakatlanması ve tekrar yaşamının asla eskisi benzer biçimde olamamasıdır. Bu şekilde bir son, onun gerçek yaşamını bitirmez fakat güreş yaşamını noktalar.

Sosyopatın mutlu sonu: Gone Girl

  • Tür: Dram, Gizem, Gerilim
  • Yıl: 2014
  • Yönetmen: David Fincher
  • Oyuncular: Ben Affleck, Rosamund Pike, Neil Patrick Harris
  • IMDb: 8,1
  • Rotten Tomatoes: %87

Evlilik üstüne yapılmış en gerilmiş filmlerden kabul edilen Gone Girl’de, kocasını terk eden ve bu sırada bazı cinayetler işleyen bir kadının öyküsünü izliyoruz. Kocasına döndüğü süre onun spermleri ile suni yoldan hamile kaldığını söyleyen karakterimiz, kocasına onunla kalmaktan başka talih bırakmaz.

Açılış sahnesi ile benzer bir sekansa haiz olan final sahnesinde ise ikilimiz yakınlaşmış benzer biçimde görünseler de aslına bakarsak hiçbir şeyin çözülmemiş bulunduğunu görürüz. Bu aşamada sosyopat karakterimiz için her şeyin yolunda gitmesi seyirci rahatsız eder. İzleyici teorileri, karakterimizin kısa zamanda kocasını da öldüreceği yönündedir.

İyi kalpli dedektifimiz: Prisoners

  • Tür: Kabahat, Dram, Gizem
  • Yıl: 2013
  • Yönetmen: Denis Villeneuve
  • Oyuncular: Hugh Jackman, Jake Gyllenhaal, Viola Davis
  • IMDb: 8,1
  • Rotten Tomatoes: %81

Filmdeki karakterlerimiz dedektif Loki, kızı kaçırılan baba Dover ve baş şüpheli Alex. Dedektif, Alex’i bir süre sorguda meblağ sadece elle tutulur bir kanıt alamadığı için onu özgür bırakır. Baba ise Alex’ten hala şüphelenmektedir. Onu kaçırır ve uzun işkenceler sonunda bir yer adı öğrenir.

Burada kızı hakikaten kaçıran adam babayı vurur ve kızının düdüğünün olduğu bir kuyuya atar. Dedektif vaka yerine gelir, gerçek suçluyu vurur ve kuyudan bir düdük sesi duyarız. Sonrasında dedektif babayı kuyudan kurtardı mı yoksa Alex’e işkence etmiş olduğu için onu orada mı bıraktı bilmiyoruz. Loki’nin insaflı bir dedektif bulunduğunu düşünürsek kimseyi bir kuyuda çürümeye bırakmayacaktır.

O an ölmüş olabilir: Oldboy

  • Tür: Aksiyon, Dram, Gizem
  • Yıl: 2003
  • Yönetmen: Chan-wook Park
  • Oyuncular: Choi Min-sik, Yoo Ji-Tae, Kang Hye-jeong
  • IMDb: 8,4
  • Rotten Tomatoes: %81

Dünyaya Cenup Kore sinemasını tanıtan kült filmlerden biri olarak kabul edilen Oldboy, lise zamanında ensest bir ilişkiyi açıklamış olduğu için kaçırılan ve 15 yıl süresince korkulu işkenceler gören karakterimizin öyküsünü konu alıyor. 15 yıl sonunda dışarı çıkmış olduğu süre ise tek istediği intikam almaktır.

Zamanında ensest ilişkisini açıklamış olduğu adam ise hala izini sürer ve ona bir tür uyuşturucu vererek kendi kızı ile ilişki yaşamasına niçin olur. Karakterimiz bu acı yüzünden dilini koparır ve bir hipnozcuya giderek yardım ister. Finalde ise güzel anıların yavaş yavaş karardığını görürüz. Bu aşamada dil koparıldıktan sonrasında yaşananların gerçek olup olmadığını sorgularız. Karakterimizin o an ölmüş olması ise en gerçekçi teorilerden biridir.

Bilemiyorum Altan: Inception

  • Tür: Aksiyon, Serüven, Bilim Kurgu
  • Yıl: 2010
  • Yönetmen: Christopher Nolan
  • Oyuncular: Leonardo DiCaprio, Joseph Gordon-Levitt, Elliot Page
  • IMDb: 8,8
  • Rotten Tomatoes: %87

Gelelim beyazperde tarihinin ucu açık biten filmler içinde açık ara en sonu anlaşılmayan filmine. Film, rüya içinde rüya konu alıyor. Bir iş insanoğlunun aklına girmeye çalışan ekibimiz onun rüyasına giriyor ve ona bir düşünce aşılamaya çalışıyor. İşler yolunda gitmiyor ve daha çok rüya katmanı yaratmak zorunda kalıyorlar.

Ekibin başı olan karakterimizin ise bir totemi var. Bir topaç olan bu totemi döndürdüğü süre topaç durursa gerçek hayatta bulunduğunu anlıyor. Finalde ise bu topaç dönüyor da dönüyor. Tam olarak bilmek olanaksız olsa bile teorilerin büyük kısmı, karakterimizin yaşamının bizzat bir rüyada geçmiş olduğu yönünde. Hatta ölmek üzereyken son anda bir rüyaya girmiş ve burada kalmış bile olabilir.

Ucu açık biten filmler olarak da adlandırabileceğimiz bazı sonu anlaşılmayan filmler sıralaması hazırladık ve fanatik teorilerine gore bu filmlerin iyi mi bir final yapmış olabileceğinden bahsettik. Listedeki filmlerin finalleri ile alakalı düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu