Dark İzlerken Gözden Kaçan Tüyler Ürpertici 57 Detay

Netflix dizisi Dark’ın vaka örgüsü, daha ilk sezondan dizinin sonuna göndermeler icra eden diyalogları, birçoğumuzu son sezonu izlerken oldukça şaşırtmıştı. Fakat Dark dizisinde gördüklerimiz kadar göremediğimiz şeyler de bulunuyor. Netflix’in kim bilir en oldukça izlenen yapımlarından olan Dark dizisinin gözden kaçan detaylarına hep birlikte yakından bakıyoruz.
Netflix’in Almanya orijinal dizisi Dark, kim bilir son senelerin en oldukça konuşulan dizisi oldu. 2017 senesinde vizyon hayatına başlamış olan Dark, Netflix ekranlarında geçirdiği 3 yıl süresince milyonlarca fanatik kazanmayı ve kullanıcıları ekrana kilitlemeyi başardı. Hatta dünyanın birçok yerinde yalnız Dark seyretmek için bile Netflix aboneliği satın alan kullanıcılar oldu.
2 sürem süresince yaşanmış olan acayip vakaları, süre yolculuğunu, solucan deliklerini ve paralel evrenleri son sürem olan 3. sezonda açıklığa kavuşturan Dark, aslen 1. sezonun ilk bölümünden itibaren seyircilerine bazı ipuçları veriyor. Oldukça iyi ve zekice oluşturulmuş bir yapbozun parçası olan her bölümde gözden kaçırdığımız garip detaylar da bulunuyor. Insider editörü Kim Renfro tarafınca aktarılan bilgileri sizler için Türkçe olarak derledik. Listeye geçmeden ilkin bu içeriğin dizi hakkında aşırı düzeyde spoiler içerdiğini hatırlatmakta yarar var. Hazırsanız başlıyoruz:
Netflix dizisi Dark’ta gözden kaçan detaylar:
İlk sezonun açılış jeneriğindeki “ayna” efektleri:

Üçüncü ve son sezonda öğrendiğimiz suretiyle Dark evreninde birden fazla dünya var. Bilhassa Jonas’ın ve Martha’nın dünyası olarak ayrılan bu evrenler birbirinin yansıması şeklinde oluşuyor. Bu olguya Dark dizisi daha ilk sezonun jenerik görüntülerinden ipucu veriyor.
Ulrich’in ilk bölümde “kıyamet” üstüne yapmış olduğu latife:

İlk sezonun birinci bölümünde Ulrich, Hannah ile seviştiği için geç kaldıktan sonrasında eşi Katharina’ya dizide oldukça mühim yere haiz olan “kıyamet” hakkında bir latife yapıyor. Bu sayede ilk bölümden nükleer santralde gerçekleşecek vakaya bir imada bulunulmuş oluyor.
Nielsen ailesinin mutfağında bulunan gizemli fotoğraflar. (1. sürem)

Katharina Ulrich’in kazağını kokladıktan ve bir ilişkisi olduğundan şüphelendikten sonrasında kamera kısa bir süreliğinde Katharina’nın arkasındaki duvara yakınlaşıyor. Çeşitli fotoğraflar ve çizimler bulunan duvarda sağ bölümde, dizide oldukça sözü geçen bir labirent çizimi ve sol tarafta ise üstünde “Helge” yazan bir bilet görülüyor.
Martha’nın dizinin ilk bölümünde yaşamış olduğu “deja vu” üçüncü sezona bir gönderme. (1. sürem)

Jonas ve Martha ormanda buluştuklarında Martha, bir deja vu yaşadığını söylüyor. Deja vunun sonrasında dizide çok çok fazla karşımıza çıkacak olan “matrix hatası” bulunduğunu söyleyen Jonas’a Martha “Ya da öteki taraftan bir ileti.” şeklinde karşılık veriyor. Bu konuşmalarla ilk sezondan paralel evrenlerin ipuçları verilmiş oluyor.
Mads Nielsen’ın kaset çalarında çalan şarkının sözleri. (1. sürem)

Hem cesedi günümüze Helge tarafınca yollanan Mads’in kaset çalarında, hem de Noah’ın süre çalışmalarını yürüttüğü ve evlatları hapsettiği sığınaktaki televizyonda çalan şarkının sözleri; Jonas ve Martha’nın ağlatısal hikâyesine göndermelerde bulunuyor. Şarkıda; “Süre ve uzay süresince sonsuzluğa doğru düşüyoruz.” şeklinde sözler bulunuyor.
Mikkel’in çizimleri arasındaki esrarengiz fotoğraf. (1. sürem)

Roma’da Vatikan Müzesi’nde sergilenen meşhur “Laocoön and His Sons” heykelinin çizimi Mikkel’in intihar etmiş olduğu emek verme odasında görülüyor. Oldukça karanlık bir temaya haiz olan bu heykelde bir babanın ve evlatlarının ölüm anları işleniyor.
Dark dizisi ile “Ariadne ve Theseus” miti arasındaki ilişki. (1. sürem)

Ariadne miti genel olarak Dark’ta dizi süresince işlense de bunun ilk ipucunu, ikinci bölümde Martha’nın odasında bulunan Ariadne posteri veriyor. Hemen sonra Martha’nın da okulda Ariadne’nin tiyatro oyununu sergileyeceğini görüyoruz. Ek olarak 3. sezonda 1800’lerde Gustav Tannhaus’un bu oyunu okuduğunu görüyoruz.
H.G. Tannhaus, Jonas ve Theseus arasındaki ilişki. (1. sürem)

Bir öteki Ariadne ve Theseus mitiyle ilgili olan ipucu ise; H.G. Tannhaus’un “Süre Yolculuğu” kitabının Theseus mitiyle ilgili olan mitolojik mahluk Minotor’un peşinden adını alan “Mino Tauros” adlı bir yayınevinden çıkması. Ek olarak gene bu mitle ilgili olan Minotor ve labirent çizimlerini, erişkin Jonas’ın tuttuğu otel odasının duvarlarında görebiliyoruz.
Mads Nielsen’ın gömüt taşındaki sembol. (1. sürem)

Her ne kadar sonsuzluk işareti ölümlerin peşinden sonsuz yaşamı temsil etmesi için çoğunlukla kullanılsa da söz mevzusu Dark olunca her yerden bir ipucu çıkabiliyor. Mads Nielsen’in gömüt taşında bulunan bu sonsuzluk döngüsü 3. sezonda yaşanacak olan vakalara ve Jonas ve Martha’nın dünyasının iyi mi içe içe geçtiğine işaret ediyor.
Mikkel’in Jonas’ın babası olduğuna dair verilen ipucu. (1. sürem)

Hemen hemen seyirciler ve Jonas babasının Mikkel bulunduğunu öğrenmeden ilkin Jonas’ın anası Hannah ile olan diyaloğunda Hannah Jonas’a acayip bir yanıt veriyor. Bahsi geçen sahnede; “Sence asla sırrı var mıydı?” diye soran Jonas’a Hannah “Mikkel’in mi?” şeklinde yanıt veriyor. Bunun peşinden Jonas “Hayır, babamın.” şeklinde cevaplıyor. Bu diyalog Mikkel’in Jonas’ın babası olabileceğine dair verilen ilk ipucu olarak karşımıza çıkıyor.
“Faust” ile Dark arasındaki bağlantı. (1. sürem)

İlk sezonun 4. bölümünde bulunan okul sahnesinde öğretmenleri Goethe’nin “Faust” oyunundan bahsediyor. Orijinal hikâyede ruhunu data ve güç için şeytana satan Faust’un hikâyesi Bartosz’nun aynı şekilde Noah ile anlaşmasıyla Dark’ta paralelleniyor. Ek olarak Claudia’nın 1953 senesinde kaybetmiş olduğu ve 1986’da bulmuş olduğu köpeği Gretchen, Faust’un aşka düştüğü hanımla aynı adı taşıyor.
Martha ve Jonas arasındaki geçen paralel dünya vakasının ilk ipucu. (1. sürem)

Gene okul sahnelerinden birinde tahtaya sonsuzluk döngüsü çizen öğretmen bu döngüden; “Bakışım hususi bir ikizlenmedir. Yansıyan görüntü ortada bulunan merkez eksenden türer. Doğrusu döngü varsayımsal bir merkez noktasından adım atar ve iki değişik kola ayrılır.” şeklinde bahsediyor. Öğretmenin bu sözleri, 3. sürem sonunda anladığımız suretiyle Jonas ve Martha’nın dünyalarının oluşmasına sebep olan Ana Dünya’ya gönderme yapıyor.
St. Christopher figürünün Dark’ta ilk bahsedilişi. (1. sürem)

Dizi süresince çok çok fazla bahsi geçen St. Christopher, Dark için oldukça mühim. Örnek verecek olursak Adam, Sic Mundus merkezini St. Christopher kilisesinin altına kuruyor. Ek olarak süre içinde acayip bir seyahat icra eden ve döngüde devamlı karşımıza çıkan St. Christopher kolyesi de bulunuyor. St. Christopher’ı ise ilk olarak Noah’ın St. Christopher kilisesinden bulunduğunu söylemesiyle duyuyoruz.
Meşhur film “The Breakfast Club” göndermesi. (1. sürem)

İlk olarak 1986 yılına gittiğimiz sahnelerde Ulrich 1985 senesinde gösterime giren meşhur “The Breakfast Club” filminden bir alıntı yapıyor. Filmin adı dizide geçmese de Ulrich’e Hannah bu filmi onunla seyretmek istediğini söylüyor.
Charlotte’nin kimin tarafınca yetiştirildiğine dair verilen ilk ipucu. (1. sürem)

Birinci sezonda Charlotte, kaybolan evlatların araştırması esnasında 33 senelik ay ve güneş döngüsünden ve büyükbabasının iyi mi Big Bang, Big Crunch ve Nietzsche’nin Bengi Dönüş konseptiyle ilgili bulunduğunu bahsediyor. Bu konseptlerle ilgilenen ana karakterimiz olan H.G. Tannhaus’un, Charlotte’yi yetiştirmiş olabileceği ipucu bu şekilde bizlere sağlanmış oluyor.
Dizide büyük yer kaplayan “düğümü çözme” olgusunun ilk ortaya çıkışı. (1. sürem)

Yunan mitolojisinde Kral Minos kızı Ariadne’yi, Minotor’un koruduğu labirentin merkezine yerleştiriyor. Mitolojiye bakılırsa de sonrasında Theseus labirente girerek Minotor’u öldürür ve Ariadne’yi kurtarmış olur. Theseus’a aşık olan Ariadne ise ona bir ip yumağı verir ve Theseus bu yumağı çözerek labirentten çıkar. Dizide de Ariadne oyununun bu sahnesini prova eden Martha sonrasında 3. sezonda anahtar olgu hâline gelecek olan “düğümü çözme” olgusunun ilk ipucunu vermiş oluyor.
Üçüncü sezonda bahsedilen üçüncü bir evren olduğu olgusunun ilk ortaya çıkışı. (1. sürem)

İlk sezonda 1986 senesinde Jonas’a kara delikleri açıklayan H.G. Tannhaus, insanların evrendeki her şeyi; iyi ve fena, karanlık ve aydınlık şeklinde ikiye ayırdığını fakat bunun yanlış bulunduğunu belirtiyor. Tıpkı öğretmenin daha ilkin belirttiği benzer biçimde bu ikiliklerin var olması için üçüncü bir boyuta ve merkez noktasına gerekseme duyulduğunu özetleyen Tannhaus, 3. sezonda karşımıza çıkan Ana Dünya’nın ipucunu veriyor.
2019 senesinde televizyonda çıkan 1991 yılına ilişkin Raider çikolata reklamı. (1. sürem)

Dark’ta çeşitli zamanlarda ortaya çıkan Raider çikolata ambalajları, süre yolculuğuna işaret eden belirteçlerden bir tanesi. Bilhassa Raider çikolatasını oldukça seven Helge tarafınca zamanlar içinde taşınan bu ambalajlar oldukça sık karşımıza çıkıyordu. Fakat ilk sürem sonunda tam kıyamet gerçekleşirken Magnus ve Franziska’nın televizyonda 1986 yılına ilişkin Raider reklamı görmesi dizide karşımıza çıkan ilk Matrix hatalarından birisi.
İkinci sezonun ilk bölümünde erişkin Jonas’ın devamlı Martha’nın öleceği yere bakması. (2. sürem)

2. sezonun ilk bölümde Hannah ve erişkin Jonas evlerinin mutfağında kahvaltı yaparken Jonas’ın gözleri devamlı belirli bir noktaya takılıyor. Daha sonradan 2. sürem finalinde bu noktanın, Martha’nın genç Jonas’ın kollarında öldüğü nokta bulunduğunu anlıyoruz.
Erişkin Jonas’ın, anası Hannah’ı Alexander’ın silahıyla görmesi. (2. sürem)

Alexander’ın ilk olarak 1986 senesinde Winden’a getirmiş olduğu tabanca süre içinde devamlı seyahat icra eden eşyalardan bir tanesi. 2019 senesinde Hannah’ın elinde bulunan ve Alexander’a şantaj yapmasına olanak elde eden bu silahı Jonas görünce ufak bir şok geçiriyor. Zira süre içinde meydana getirilen yolculuklarla Sic Mundus’a ve Jonas’ın yaşlı hâli Adam’a kadar ulaşan bu tabanca; Agnes’in Noah’ı ve Adam’ın Martha’yı öldürmüş olduğu tabanca.
Elisabeth’in H.G. Tannhaus’un dükkanında bulmuş olduğu kitap. (2. sürem)

2019 senesinde genç Elisabeth’in annesini yetiştiren H.G. Tannhaus’un eski dükkanında bulmuş olduğu bir kitap oldukça dikkat çekici çizimler barındırıyor. Ortada bir dünya ve iki tane ayrılmış yarısı aydınlık dünyalardan oluşan bu çizim 3. sezonda olayların çözülmesine olanak elde eden Ana Dünya’yı ve bu dünyadan ortaya çıkan Marha ve Jonas’ın evrenlerini temsil ediyor.
Elisabeth’in bulmuş olduğu kitaptaki çizimlerin başka mekanlarda ortaya çıkması. (2. sürem)

Elisabeth birazcık ilkin bahsettiğimiz kitabı bulduktan sonrasında bu kitapta yer edinen çizim, 1921 yılındaki Sic Mundus merkezinde genç Noah yaşlı hâliyle konuşurken duvarda asılı olarak karşımıza çıkıyor.
Genç Regina ve Claudia içinde geçen son konuşmada bahsedilen kitap. (2. sürem)

2. sezonun 3. kısmına de adını veren “Ghosts” (Hayaletler) kitabı, genç Regina ile anası Claudia içinde geçen son konuşmada içeriyor. Antonia Barber tarafınca 1969 senesinde yazılan bu kitap, birkaç çocuğun ağlatısal vakaları engelleyebilmek için zamanda ileri ve geriye gezi etmesini konu alıyor.
Sic Mundus binasındaki tablo resmedilirken Adam’ın söylediği sözler. (2. sürem)

Dark’ın 2. sezonunda birazcık ilkin bahsettiğimiz tablonun resmediliş anı benzer biçimde tarihsel bir vakaya da tanıklık ediyoruz. Rubens bahsi geçen tabloyu Sic Mundus merkezinde resmederken Adam Jonas’a; “Merak etme, tamamı son bulacak. Bu son kaçınılamaz. Senin sonun, benim sonum, ve her insanın sonu.” cümlelerini kuruyor. Jonas’a hiçbir süre iki dünyayı da yok etmek istediğini söylemeyen Adam burada aslolan amacıyla ilgili bir ipucu vermiş oluyor.
Torben Woller’in Clausen’a Hannah hakkında söylediği sözler. (2. sürem)

Hemen hemen Ana Dünya’nın (Origin World) varlığı hakkında bir fikrimiz yokken Woller, dedektif Clausen’a Hannah hakkında söylemiş oldu sözler 3. sezonda karşımıza çıkıyor. Clausen’a, “Hannah oldukça güzeldi. İstediği herhangi bir erkeği elde edebilirdi.” sözlerini söyleyen Woller’ın 3. sezondaki Ana Dünya’da Hannah ile evli bulunduğunu görüyoruz.
Erişkin Jonas’ın ikinci sezonda görmüş olduğu Martha’nın hamile kalacağını işaret eden rüyalar. (2. sürem)

2. sezonda Jonas’ın Martha ile yakınlaştığı sahnelerini içeren rüyalarını çoğumuz hatırlıyoruzdur. Bu rüyada süre yolculuğuna olanak elde eden “Tanrı Parçacığı”, Matha’nın rahminde beliriyor. Hemen sonra 3. sezonda Martha’nın Jonas’dan hamile kaldığını ve Unknown olarak malum dizideki olayların döngüsünü Eva için korumaya çalışan isimsiz karakteri doğurduğunu; Adam ve Eva tarafınca bu çocuğun her şeyin deposu olarak nitelendirildiğini görüyoruz.
Eva’nın grubunun kullandığı top şeklindeki süre makinesinin ilk taslakları (2. sürem)

İlk olarak 2. sürem finalinde Martha’nın Jonası kurtarmak için kullandığı ve Eva için çalışan gruba özgü olan top şeklindeki süre makinesinin ilk taslakları 2. sürem 5. bölümde Adam’ın Sic Mundus binasının duvarında belli belirsiz karşımıza çıkıyor.
Magnus ve Bartosz’un göldeki ölü hanım hakkında yaptıkları latife. (2. sürem)

Magnus ve Bartosz’un 2. sezondaki göl sahnesinde Martha’yı korkutmak için yaptıkları gölde bulunan ölü hanım şakasının aslen gerçek bulunduğunu 3. sezonda öğreniyoruz. 1980’li süre diliminde kendi kızı Katharina’yı bilmeden öldüren Helene, sonrasında Katharina’nın cesedini gölün içine taşıyor.
Katharina öldürüldükten sonrasında göl kenarında kalan St. Christopher kolyesi. (3. sürem)

Göl mevzusu açılmışken bu sahnede gözlerden kaçan bir detay daha bulunuyor. Ölmeden ilkin Katharina annesinin boynundan, Hannah’ın 1950’li yıllarda Helene daha küçükken ona vermiş olduğu St. Christopher kolyesini söküyor ve öldükten sonrasında anası Katharina’yı göle taşırken bu kolye elinden düşüyor. Hemen sonra 2019 senesinde bu kolyeyi göl kenarında kabul eden Jonas, kolyeyi Martha’ya armağan ediyor.
St. Christopher kolyesinin süre içindeki acayip döngüsü. (3. sürem)

Tıpkı daha ilkin bahsettiğimiz Alexander’ın silahı benzer biçimde St. Christopher kolyesi de süre içinde acayip bir halde döngüye giriyor. İlk olarak 1954 senesinde Egon tarafınca Hannah’ya verilen bu kolyeyi, Hannah, evladı aldırmak için gittiği ve sonrasında vazgeçmiş olduğu evde gene çocuk aldırmak için orada olan Katharina’nın anası Helene’nin genç hâline veriyor. Katharina tarafınca ölmeden ilkin annesinin boynundan sökülen bu kolye sonrasında Jonas’ın eline geçiyor ve zamanda gezi etmeye devam ediyor.
Egon’un Hannah’a Agnes Nielsen’i tanıyıp tanımadığını sorması. (2. sürem)

1950’li yıllara Ulrich’i bulmak için ziyaret eden ve kendini Katharina Nielsen olarak tanıtan Hannah’ya Egon, Ulrich’in babaannesi olan Agnes Nielsen’ı tanıyıp tanımadığını soruyor. Bu sual oldukça acayip bundan dolayı daha sonradan öğrendiğimiz suretiyle aslen Hannah, Agnes ve Noah’ın anneannesi.
Claudia’nın Martha’nın evreni hakkında Jonas’a verdiği ipucu. (2. sürem)

Jonas yaşlı Claudia ile geçen konuşmalarında; eğer babası Mikkel yaşayacaksa asla var olmamayı tercih edebileceğini söylüyor. Claudia ise Jonas’a “Senin olmadığın dünyayı da gördüm. Güvenilir ol o dünya senin tahmin ettiğin benzer biçimde değil.” cümlesini kuruyor. O süre için bu cümle pek mantıklı gelmese de sonrasında, aslen Claudia’nın Jonas’ın bulunmadığı Martha’nın paralel evreni hakkında ipucu verdiğini anlıyoruz.
Clausen’in almış olduğu isimsiz mektup. (2. sürem)

2. sürem süresince Clausen’in niçin Winden’deki vakalara bu kadar takıntılı bulunduğunu merak ediyorduk. Sürem sonunda Clausen’in Alexander’a açıklamış olduğu suretiyle Clausen kardeşinin ölümü ile alakalı gerçeği Winden’da öğreneceği hakkında isimsiz bir mektup alıyor. 3. sezonla birlikte bu mektubu Martha’nın Jonas’dan olan evladı Unknown’un Clausen’a olayların döngüsünü korumak için verdiğini anlıyoruz.
Unknown (Bilinmeyen) karakterinin Gustav Tannhaus’u öldürmeden ilkin söylediği sözler. (3. sürem)

Sürem süresince birilerini öldüren ve döngüyü korumuş olan dudağı yaralı karakterin kim bulunduğunu çoğumuz deli benzer biçimde merak ettik. Sürem sonunda Martha ve Jonas’ın oğlu olduğu ortaya çıkan ve bir adı olmayan bu karakter 1800’lerde Gustav Tannhaus’u öldürmeden ilkin dizinin meşhur repliği olan ve bununla beraber Sigmund Freud’a ilişkin olan “Bildiklerimiz bir damla, bilmediklerimizse bir okyanus.” sözlerini söylüyor.
Martha’nın dünyasındaki sevgilisi Killan’ın ilk sezondaki hâli. (3. sürem)

Jonas’ın bulunmadığı Martha’nın dünyasındaki sevgilisi Killian, yalnız 3. sezonda karşımıza çıkmıyor. Birinci sezonda da Killian aynı erkek oyuncu ile Martha’nın oynadığı Ariadne oyununda aynı karakter olarak canlandırılıyor.
Martha’nın dünyasında Magnus’un mağaralar hakkında anlattığı hikâye. (3. sürem)

Hikâye anlatma mevzusunda Dark’ta Magnus’un üstüne yok, bundan dolayı Magnus’un anlattığı hikâyeler genel anlamda doğru çıkıyor. Göldeki ölü hanım hikâyesinde olduğu benzer biçimde bu sefer de Martha’nın dünyasındaki Magnus’un anlattığı ve 100 yıl ilkin Birinci Dünya Savaşı’ndan sonrasında mağaralarda meydana getirilen deneylerle ilgili hikâye aslen yaşanmış bir gerçek. Zira Magnus’un bahsetmiş olduğu tarih tam olarak Adam’ın Sic Mundus merkezini kurduğu ve geçidi açmış olduğu 1921 senesine işaret ediyor.
Martha’nın dünyasında kendisini nükleer atık kaplı olarak görmüş olduğu sahnedeki giysisi. (3. sürem)

Martha’nın kendi dünyasında ormanda görmüş olduğu nükleer atıklarla kaplı olan yansımasının giydirilmiş olduğu giyim aslen bizlere yabancı olmayan bir elbise. Zira Martha bu elbiseyi 2. sezonda, Jonas’ın kendisine St. Christopher kolyesini verdiği akşam giyiyordu. Ertesi gün Mikkel’in intihar etmesiyle de ağlatısal döngüleri başlıyordu.
Bahsi geçen elbisenin yeniden Jonas’ın rüyasında yer alması. (3. sürem)

Ek olarak bahsettiğimiz sahneden sonrasında Jonas ve paralel evrende bulunan Martha’nın yakınlaşmasından sonrasında Jonas rüyasında kendi dünyasındaki aslolan aşka düştüğü Martha’yı aynı giyim içinde görüyor.
Claudia’nın Ana Dünya’nın varlığı hakkında duyduğu ilk ipucu. (3. sürem)

Jonas’ın dünyasında kıyamet sonrası hayatta kalan Claudia, sığınağında bulunan radyo vasıtasıyla seyircilerle birlikte ilk Ana Dünya’nın (Origin World) varlığı ile alakalı ipucunu duyuyor. Gözden kaçırdığımız bu radyo yayınında söylenenler sonrasında 3. sezonda olayların çözülme noktası oluyor.
Bahsi geçen radyo programında ise spiker, Winden’da meydana gelen kaza esnasında Fransız bilim adamlarının dünya zamanının birkaç nano saniye durmuş olabileceğini söylediğinden bahsediyor. Bu birkaç nano saniyelik süre durması daha sonradan ilk başta Claudianın ve sonrasında Martha ve Jonas’ın her şeyin başlangıcı olan Ana Dünya’ya giderek düğümü çözmelerine olanak sağlıyor.
2053’te Charlotte ve Elisabeth’in vedalaşması. (3. sürem)

3. sezonun yürek sızlatan sahnelerinden olan yaşlı Elisabeth ile Charlotte’nin vedalaşması, tıpkı Elisabeth küçükken 1. sezonda yaptıkları benzer biçimde alınlarını birleştirerek gerçekleştiriliyor.
Bartosz’un, Noah ve Agnes’in babası olduğuna dair adeta gözümüzün önünde olan ipucu. (3. sürem)

3. sezonun kim bilir bizleri en şaşırtan vakalarından birisi Bartosz’un Ulrich’in babaannesi Agnes’in ve Noah’ın babası bulunduğunu öğrendiğimiz sahneydi. Fakat bu sahneden bölümler ilkin Eva’nın organizasyonunun ana merkezinde bulunan ve sonsuzluk döngüsü işaretine bağlanan aile ağacında Bartosz’un Agnes ve Noah’ın babası olduğu görülebiliyordu.
Eva’nın merkez binasında bulunan aile ağacındaki yanlışlık. (3. sürem)

Eva’nın aile ağacında görülen bir öteki garip nokta ise Ulrich’in babası Tronte’nin Regina’nın babası olarak yazılması. Fakat 3. sürem sonunda Ana Dünya’daki fotoğrafta da gördüğümüz ve Dark’ın resmi sitesinde açıklanan bilgilere bakılırsa Regina’nın babası, nükleer santralin sahibi Bernd Doppler.
Genç Claudia ve Bernd Doppler içinde geçen rahatsız edici sahne. (3. sürem)

Birçoğumuz Regina’nın babasının Tronte bulunduğunu düşünürken Bernd Doppler’ın çıkması ne kadar şaşırtıcı olsa da bu birlikteliğin sinyalleri, genç Claudia ile Bernd içinde geçen bu rahatsız edici sahnede veriliyordu. Bernd, genç Claudia’yı Helge’ye ders vermeye vardığında gördüğünde Claudia’nın ne kadar “erişkin” göründüğüyle cümleler kuruyordu. Hemen sonra “Eğer bir şeyi hakikaten istiyorsan, onu almak zorundasın.” sözlerini de sarf eden Bernd ile Claudia içinde, pek de hoş olmayan bir birlikteliğin var olacağı yönünde sinyaller veriliyor.
Bernd Doppler’ın ilk sezonda kurduğu cümlelerin 3. sezonda Unknown tarafınca söyleniyor. (3. sürem)

1. sezonda Bernd Doppler Claudia’ya ilk olarak nükleer santralde yaşanmış olan kazadan bahsettiğinde ve varilleri gösterdiğinde söylediği meşhur replik, “Bildiklerimiz bir damla, bilmediklerimizse bir okyanus.” cümlesi daha ilkin bahsettiğimiz suretiyle Unknown tarafınca Gustav Tannhaus’u öldürürken ve Adam tarafınca 3. sürem finalinde Jonas’ı Tannhaus’un ailesini kurtarmaya yollamadan ilkin söyleniyor.
Unknown karakterinin dudağında bulunan yara izlerinin yer değiştirmesi. (3. sürem)

Jonas ile Martha’nın dünyası tam anlamıyla birbirlerini ayna varmış benzer biçimde kopyalıyor. Bu yüzden de Unknown karakterinin dudağında bulunan yara izi, Martha’nın dünyasındayken solda, Jonas’ın dünyasındayken sağda içeriyor.
Martha’nın yanağında bulunan yara izlerinin yer değiştirmesi. (3. sürem)

Unknown karakterinin yara izinin yer değiştirmesiyle aynı mantık olarak Martha’nın da yanağında bulunan yara izi sağ ve sol tarafta olmak suretiyle aynı şekilde yer değiştiriyor.
Martha’nın dünyasındaki süre yolculuğu geçidinin isminin değişik olması. (3. sürem)

Martha’nın dünyasında bulunan süre yolculuğu geçitinin üstünde alışık olduğumuz “Sic Mundus Creatus Est.” yerine “Erit Lux” cümlesi yazıyor. Bunun sebebi ise Eva’nın organizasyonunun adının “Işık olsun” anlamına gelen Erit Lux olması.
Eva’nın Jonas ölmeden ilkin söylediği sözler. (3. sürem)

Eva tam Jonas’ı kendi dünyasında öldürtmeden ilkin, Jonas’ın daha ilkin Adam’dan duyduğu; “Bir insanoğlunun üç değişik yaşamı vardır. Birincisi naifliğin kaybedilmesiyle biter, ikincisi masumiyetin kaybedilmesiyle ve üçüncüsü de yaşamın kendisinin kaybedilmesiyle biter.” sözlerini tekrarlıyor. Bu da bizlere paralel evrenlerde Adam ve Eva’nın kendi çıkarları için aynı mantıkla hareket ettiklerini ve aslen birbirlerine oldukça benzediklerini gösteriyor.
Ana Dünya’yı ilk gördüğümüzde değişen ekran oranları ve renkler. (3. sürem)

Ana dünyayı ilk Tannhaus’un bilim programıyla gördüğümüz sahnelerde bir gariplik bulunduğunu çoğumuz fark etmişizdir. Bilhassa bu sahnelerde ekran oranı ve renkler değişiyordu. Bunun sebebi ise dizinin bizlere o ana kadar bildiğimiz iki dünya haricinde bir başka dünyanın bulunduğunu fark ettirmeye emek vermesi.
Silja’nın 1890 hayatına karışabilmesi için Martha’nın giysilerini alması. (3. sürem)

Martha Adam tarafınca esir edildikten sonrasında Martha’yı ölümüne götürmüş olan Silja’nın, Martha’dan giysilerini çıkarmasını istediğini hatırlıyorsunuzdur. Dizide tekrar bahsedilmeyen bu giysileri Silja, 1890 dünyasında gelecekten geldiğinin fark edilmemesi için kullanıyor ve Bartosz ile tanışarak görevini tamamlıyor.
Ana Dünya’daki final sahnesinde Hannah ve Ulrich’in ilk sezondaki genç hallerine meydana getirilen gönderme. (3. sürem)

Her şey çözüldükten sonrasında ve Jonas ile Martha bozulmuş paralel evrenleri yok ettikten sonrasında Ana Dünya’da yer edinen final sahnesinde**, karakterlerimizin orijinal hâllerini** görüyoruz. Bu akşam yemeği sahnesinde şimşeklerin çakmasıyla birlikte elektriklerin gitmesi sonucu Hannah, paralel evrenleri atıfta bulunan rüyasını konu alıyor. Bu rüya sonucunda “Eğer dünya bugün son bulsaydı, ve tek bir istek hakkınız olsaydı ne dilerdiniz?” sorusunu soran Regina’ya Katharina: “Winden’siz bir dünya.” yanıtını veriyor.
Bu sahne 1. sezonda genç Ulrich ile Hannah içinde nükleer kaza gerçekleşirken geçen diyaloğun aynısı olarak karşımıza çıkıyor. Dark, dizinin final sahnesinde 1. sezonda geçen aynı diyalogları kullanarak aslen her şeyi başa döndürüyor ve tıpkı dizinin hikâyesinde olduğu benzer biçimde kendisini bir döngü içine sokuyor.
Her ne kadar bu kadar zekice yazılmış ve işlenmiş Dark’ın detaylarını anlatmaya sayfalar yetmese de en göze çarpanlardan bazılarını sizler için derlediğimiz içeriğimizin sonuna geldik. Sizler Dark hakkında neler düşünüyorsunuz? İçerikte bulunmayan sizin fark ettiğiniz detaylar neler? Görüş ve düşüncelerinizi bizlerle yorumlar kısmından paylaşabilirsiniz.



