Türkiye’nin İlk Yerli Otomobili” Sıfatıyla Tanıtılan “İmza

“Türkiye’nin yerli otomobili” dediğimizde hepimizin aklına gelen ilk marka “Togg” olur. Ondan ilkin de “Devrim” vardır. Sadece bazılarımızın daha ilkin duyduğu, bazılarımızın ise şimdi öğrenip hayrete düşeceği bir otomobil daha vardı: Jet Fadıl’ın “İmza”’sı…
“Türkiye’nin ilk dünya otomobili” adıyla duyurulan “İmza”; meşhur fuarlara çıktı, miting alanlarında sergilendi, hatta BMW ve Mercedes’in yerini alacağı bile söylendi. Üstelik üretimi Siirt’te yapılacaktı!
2000 yılından günümüze kadar devam eden bu garip serüvenin iyi mi başladığını, senelerce iyi mi sürdüğünü ve günümüzde ne durumda bulunduğunu öğrenmeye hazırsanız başlamış olalım.
İlk olarak, İmza’nın “mucidini” tanıyalım.
Kendisi, Siirt bağımsız milletvekili talibi ve mühendis. Serüvenine ise 1987 senesinde Jet Sürücü Kursu’nu açarak başlıyor. Sonrasında JetPa Tüm ortaklık isminde ilk şirketini kuruyor ve Türkiye’nin ilk toplu konut projesi olan Jetkonut’u hayata geçiriyor.
1995 yılına geldiğimizde dünyanın ilk İslami otel konsepti ile Caprice Hotel’i dünya turizmine sunuyor ve bu projeyle 1. Internasyonal Dünya İslami Gezim Konferansı’nda “5 Hilal” ödülünü alıyor. 1999 senesinde ise yepyeni bir projeyle karşımıza çıkıyor Fadıl Akgündüz. Tam 300 milyon euro’luk “Türkiye’nin İlk Dünya Otomobili İmza Projesi”’ni ortaya çıkarıyor.
Doğal hepsi olurken arka planda durmadan dolandırıcılık suçlamaları sürüyor.

JetPa’nın 600 milyonluk mal varlığını, gurbetçilerin dini duygularından faydalanarak toplayıp 3 milyon liraya ablasına ve eniştesine devretmeye emek harcayarak şirket çalışanlarını mağdur ediyor.
Bu sırada toplamış olduğu paralar yüzünden üzerine devamlı davalar açılıyor. Bahsettiğimiz Caprice Hotel’inde de ortaya çıkan hisse problemleri gene birçok dava açılmasına sebep oluyor. 2003 senesinde, Almanya’daki bazı Türk vatandaşlarından “evsizlere ev” projesiyle para toplamış olduğu için tutuklu yargılandıktan sonrasında kefaletle özgür bırakılıyor.
2006 senesinde ise “nitelikli dolandırıcılık” suçundan 4 yıl 2 ay hapis ve 10 bin 400 tl para cezası alıyor. 2005 senesinde, “Capricegold Bayrampaşa Projesi” ve “Capricegold Maldivler Projesi”nde yatırımcılara verdiği sözü yerine getirmediği için yine tutuklanıyor ve 28 Mart 2017’de tutuksuz yargılanmak suretiyle tahliye ediliyor.
28 Nisan 2023’te, İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafınca “tacir yada şirket yöneticileri ile birleşke yöneticilerin dolandırıcılığı” suçundan tam 2 bin 504 yıl 2 ay hapis ve 20 bin lira para cezasına çarptırılıyor.
Jet Fadıl’ın dolandırıcılık geçmişini öğrendiğimize gore aslolan mevzumuz olan “İmza” projesine geçebiliriz.

1999 senesinde, şu demek oluyor ki Osmanlı’nın kuruluşunun 700. senesinde ortaya çıkan markanın tuğrayı çağrıştıran logosuna ve yazı tipine baktığımızda, Osmanlı motiflerini rahatça seçebiliyoruz.
Hatta Osmanlı ile bağlantısını birazcık daha güçlendirecek olursak, ilk modelin adının da 700. yıla gönderme yapılarak koyulan “İmza 700” bulunduğunu görebiliyoruz.
Arabanın tanıtımları ülke çapında büyük ses getiriyor.

7 ayda tasarlanan bu modelin tanıtımına, İbrahim Tatlıses ve Sibel Can şeklinde hepimizin bilmiş olduğu ünlüler de geliyor. Tecrübe etme için yılda 100.000 vasıta üretileceği vadediliyor ve 2010 yılına dek yapılacak birçok başka plandan da söz ediliyor. Binlerce insana istihdam sözü veriliyor.
2000 yılına geldiğimizde İmza, internasyonal tanıtım için yola çıkıyor.

Meşhur Cenevre Otomobil Fuarı’nda sergileniyor ve “İlk Türk Otomobil” olarak lanse ediliyor. 2002 yılına dek, tecrübe etme araçları haricinde 250.000 vasıta üretileceği ve hatta Mercedes, BMW şeklinde araçlara rakip olduğu bile söyleniyor!

Oldukca yüksekten vaatler veriliyor ve o zamanlar, kimse pek sorgulamıyor. Mesela 1 yıl ilkin 100.000 üretileceği planlanırken 1 yıl sonrasında bu sayı 250.000’e çıkıyor. Doğunun bu araçla kalkınacağı, Türkiye’deki her insanın, aracını bu araçla değişiklik yapmak isteyeceği iddia ediliyor. Üstelik hemen hemen üretim izni bile yokken…
Yoksa her şey altı boş bir hayalden mi ibaretti?

Cenevre Otomobil Fuarı’ndan ortalama 2 ay geriye gittiğimizde görüyoruz ki Fadıl Akgündüz, hazineden 90 milyon dolarlık bir kredi istiyor. Markayı finanse etmek için istediği bu kredi talebinin raporuna bakan gömü uzmanları, raporda sayısal veriler dahil birçok tutarsızlıkla karşılaşıyor ve “gayriresmi” olarak etiketleyip geçiyor.
Fadıl, asla vazgeçmiyor ve 2015 yılına kadar projeyi harekete geçireceğini anlatmaya devam ediyor sadece bir adım bile ileri götüremiyor.
Kendi sözleriyle, durumu şu şekilde ifade ediyor: “Erzurumlu Hakkı Hazretleri’nin 6’ncı dönem torunuyum, İsmail Fakirullah Hazretleri’nin 8’inci dönem torunuyum. Komşusu açken tok yatan bizlerden değil düşüncesiyle doğuya hizmet etmeye çalışıyorum. Yatırımlarım, hükûmet tarafınca engelleniyor.”
Kısacası, birçok nitelikli dolandırıcının yapmış olduğu şeklinde, halkın dini değerlerini kullanarak onları kendine inandırmaya devam etmeye çalışıyor.
Miting konuşmasında, yeni vaatler vermeye devam ediyor.

Mitinge getirmiş olduğu arabayı Siirt’te üretip oldukça ucuz bir fiyata satacağını söyleyen Akgündüz, her aileden minimum 1 kişiyi iş sahibi yapacağını söyleyerek halkı yine heveslendiriyor.
Meşhur, “Fadıl yapar!” sloganını da söyleyerek vatandaşı iyice gaza getiriyor, peki netice ne oluyor?
Sokakta herhangi bir İmza otomobil göremiyoruz…
20 yılı geçti ve hâlâ hayata geçirilen bir vasıta yok. Ne üretim izni var ne tutarlı bir proje… Tüm o dolandırıcılık geçmişini düşününce pek de şaşırmamak gerek açıkçası.
Peki siz daha ilkin namıdiğer Jet Fadıl’ı ya da 20 senedir piyasaya sürmeyi vadettiği otomobilini duymuş muydunuz? Yorumlarda buluşalım. 🙂
Kaynaklar: 140journos – Parayı Vuranlar, Independent, Özgürlük, Milliyet



