Lost Hakkında Duyunca Şaşıracağınız Bilgiler

Lost’un sürem finalinin üstünden tam 11 yıl geçti. Bir neslin yabancı diziye olan ilgisini fazlaca artıran Lost, oldukça büyük bir fanatik kitlesine sahipti. Fanatik teorileri, entrikala ve beklentiler, Lost’un çağıl tv tarihinin temel taşlarından biri haline gelmesinde epey destek oldu. Başarıya ulaşmış oyuncu ekibi ve daha da başarı göstermiş hikayeleriyle Lost tam 6 sürem sürdü.

Dizide oldukça kalabalık bir ana kadro vardı ve seyirciler bu ekipteki beraberce bir bağ kurmuştu. Ikimiz de Lost fanatikleri ve Jack, Kate, Sawyer, duman canavarı, ambar ve oldukça daha fazlasını özleyenler için bir tek hayranların bileceği Lost bilinmeyenlerini listeledik.

• Not: Yazının geri kalanı ağır spoiler ile doludur. Eğer Lost’u izlemediyseniz buraya seyredip yeniden gelmenizi tavsiye ederiz.

Yüreğimizi yakan Bebek Aaron’ı dizi süresince 13’ten fazla bebek oynamıştı:

Lost’un Cast yönetmenlerinden Julie Carlson, bir tek dördüncü sezona kadar Clair’in oğlu Aaron için 13 bebeğin kullanıldığını deklare etti. Bebeklerin dizi ve filmlerde oynamaları mevzusunda epey sert yasalara haiz ABD’da gösterilen Lost’ta Aaron tam 76 kez gözüktü. Ek olarak bu bebeklerin bir bir çok da adam değildi.

Desmond’ın ambarı artık bir sehpa olarak kullanılıyor:

Reddit’te paylaşılan fotoğrafta gördüğümüz şeklinde suretiyle Damon Lindelof, dizide geçirdiği zamanı anmak için setten bir hatıra aldı. Ambarın üst kısmı şimdi Lindelof’un ofisinde bulunuyor ve onu sehpa olarak kullanıyor. Desmond’ın yaşamış olduğu ambar, adanın ilk gizemlerinden biri ve hala dizi tarihinin ayrılmaz bir parçası.

Josh Holloway, dizinin ilk bölümünden aksanını saklamaya çalışıyordu

San Jose’de doğan Josh Holloway, genç yaşta Gürcistan’a taşındı. Dizinin orijinal senaryosunda James “Sawyer” Ford’un karakterinin, şehirli Buffalo’dan klas bir dolandırıcı olması gerekiyordu. İlk bölümlerde kendi aksanını saklamaya çalışan Holloway, yapımcıların aksanını beğenmesi üstüne Sawyer karakteri güneyli bir karakter olarak sunulmadı.

Bay Eko aslen oldukça farklıydı

Bay Eko’nun aslen Nijeryalı bir pasifist rahip olması gerekiyordu. Eski bir kaçakçı olan Bay Eko, ilk bölümlerinde oldukça karanlık görünüyor. Sadece sonrasında gösterilen flashback bölümünde karakter, ilk başta planlandığı şeklinde yayınlandı.

Lost’un adı azca kalsın Lost olmuyordu

Dizinin yayınlandığı kanal olan ABC’nin başkanı Lloyd Braun ve dramalardan görevli Thom Sherman, Lost’un mevzusunda bir takım ortaya çıkarmaya kafayı takmıştı. Pilot kısmı yazması için Jeffrey Lieber’ı görevlendirdiler sadece bu bölüm diziye yeşil ışık vermek için kafi olmadı. Dizinin adını de Lost’tan Nowhere’e çeviren Jeffrey Lieber başarısız olduktan sonrasında kanal J.J. Abrams ve Damon Lindelof ile anlaştı ve dizi sonunda orijinal adını korudu.

Forest Whitaker azca kalsın Sawyer olacaktı

Marvel ve Yıldız Wars evrenlerinden tanıdığımız Forest Whitaker, ABC dizisinde Sawyer’ı oynamaya resmi olarak hazırdı. Yapım öncesinde ayrılan Forest Whitaker’ın Lost’u bırakma sebebi ise First Daughter isminde filmini yönetecek olması. Dizi esnasında Withaker, oynadığı İskoçya’nın Son Kralı ile ilk ve tek Oscar’ını kazanmıştır. Şu demek oluyor ki hem oyuncu için hem de Sawyer sevenler için bu kadar yerinde oldu.

Bir Otostopçunun Galaksi Rehberi’ne gönderme

Dizide yer edinen 4-8-15-16-23-42 sayılarının sonuncusu, şu demek oluyor ki 42, Douglas Adams’ın yazdığı Bir Otostopçunun Galaksi Rehberi romanında, süper akıllı bilgisayarın tüm evren için verdiği yanıt. Yazar David Fury, yapmış olduğu röportajda sayıları bulmakta oldukça zorlandıklarını sadece son sayı olarak Damon Lindelof ile aynı sonucu verdiklerini deklare etti. Adams romanı ve Abrams dizileri birçok benzer bilim kurgu temasını paylaşıyor. Geri kalanı rastgele olan sayıların sonuncusu ise Douglas Adams’a bir saygı göstergesi olarak nitelendiriliyor.

Üöüncü sezonda gördüğümüz “Hoffs / Drawlar” mühim bir anagramdı:

3. sezonun sürem finali olan Aynanın İçinden’de, o zamana kadar dizide seyrettiğimiz bir flashback şu demek oluyor ki geçmişe dönüş değil, bir flash forward -geleceğe dönüş- vardı. 3. sürem finalinden itibaren artık karakterlerin ada dışındaki hayatlarını da izlemeye başladık. İzleyicide şok tesiri yaratan bölümde Jack’in ziyaret etmiş olduğu cenaze salonunun adı Hoffs / Drawlar. Bu da aslen flash forward kelimesi için bir anagram.

Michael Keaton neredeyse Jack oluyordu

Dizinin ilk başlarında Jack asla bir başrol olarak düşünülmedi; başrol için Kate düşünülüyordu. Planlanan senaryo, ilk bölümde duman canavarının pilotu değil Jack’i öldürmesiydi.

Michael Keaton da, pilot bölümde Jack’i oynayacaktı. Sadece stüdyo karakterin dizide daha çok kalmasına karar verdiğinde Keaton böylesine uzun vadeli bir yapımla ilgilenmediği için Jack’i oynamaktan vazgeçti. Keaton sonrasında başka bir Lost karakteri olmaktan vazgeçen Forest Whitaker’ın yönettiği First Daughter filmimizde yer aldı.

Dharma Girişimi’nin ilk adı Medusa Corp’tu

Dizide sevilen gizemlerden kabul edilen ambar tanıtıldıktan sonrasında, dizinin yaratıcıları ambarın orada olmasının bir nedene ihtiyacı bulunduğunu düşündüler. Sonrasında uçağın düşmesinden görevli olacak bir bilimsel araştırma grubu olan Medusa Corp fikrini ortaya çıkardılar. Bu fikri sonrasında beğenmeyen yazarlar, Medusa Corp yerine Dharma adını kullanmaya karar verdiler.

Dizinin müziklerinde tayyare gövdesinden parçalar kullanıldı

Lost müziklerini üstüne alan Michael Giacchino, oldukça geniş bir kariyere haiz. IMDb’de 140’ın üstünde kredisi bulunan besteci, iki Akademi Ödülü ve beş Emmy Ödülü’ne aday yayınlandı. Bestelediği müzikler ve başarıları bayağı fazla övülse de, birçok insan Giacchino’nun besteleme şeklindeki yaratıcılığının bilincinde değil. Michael Giacchino, dizinin müziklerinde, dizinin de içeriğine uygun olacak şekilde tayyare parçalarını da kullandı.

Previously on Lost diyen kim?

Lost o denli karmaşık bir vaka örgüsüne haiz ki, her bölümden ilkin bir özeti bulunuyor. İzleyicilerin bundan önceki bölümde ne işe yaradığını hatırlamaları için her bölüm öncesinde Previously on Lost sesi duyuluyor. Muhtemelen kimsenin merak edip de aramadığı bu kelimeleri ABC başkanı Lloyd Braun seslendiriyor. Dizinin yapımcı kanalının başkanı olması yanı sıra bununla beraber bir Lost hayranı olan Braun, böylece sevilmiş olduğu dizinin her bölümünde yer almış oldu.

Her şey en başından planlanmadı

Hayranlar Lost’un planlanması onlarca yıl devam eden bir yapım bulunduğunu düşünmekten hoşlanıyor. Sadece ne yazık ki durum bu şekilde değil. Dizinin yazarları ve yapımcıları bölümleri yazarken en garip şey düşündüklerini sadece sonrasını asla planlamadıklarını açıkladılar. Oldukça derin bir hikayeye haiz olan Lost’un bölümleri ve sonu ne yazık ki öncesinden planlanan bir şey değil.

Lost’un senaristliği aslen tamamen farklıydı

2013’ün sonlarında sızdırılan bir belge Slashfilm tarafınca elde edildi ve Lindelof’un ABC yöneticilerine sunulan versiyonunun ayrıntıları ortaya çıktı. El yazması olan belge, izlediğimizden oldukça daha değişik bir senaryo anlatıyordu. Belgede duman canavarı ilk birkaç bölümde çözülüyordu. Gösterinin tamamında hakim olan gizemin var olmaması gerekiyordu. En önemlisi ise, sızdırılan belgeye nazaran dizide her şeyin bilimsel bir açıklaması olacaktı. Sadece Lost’u Lost meydana getiren en büyük unsurlardan biri gizem iken, aniden her şeyin bilimsel olarak açıklanması diziyi nereye götürürdü kim bilir.