Eşi olmayan Tasarımıyla Rolls-Royce La Rose Noire Karşınızda

Bir “otomotiv sanat eseri” olarak adlandırılan Rolls-Royce La Rose Noire, renk ilhamını Black Baccara olarak da malum bir Fransız gülünden alıyor. Gölgede koyu bir nar rengi neredeyse siyah görünürken, güneş ışığında sedefli bir kırmızıya dönüşüyor.

208,6 inç uzunluğunda ve 78,7 inç genişliğindeki bu heybetli hususi model, şık tasarımı yardımıyla aslına bakarsak olduğundan daha ufak görünüyor. İddialara nazaran tasarımın maliyeti ise 30 milyon dolar.

Yapımı dört yıl devam eden La Rose Noire büyüleyici detaylara haiz

Rolls-Royce La Rose Noire çelik, alüminyum ve karbon fiberden meydana getirilen yeni bir monokok şasiye haiz. 6,75 litrelik çift turbo destekli V12 motor bulunan vasıta, 593 beygir güç ve 800 Nm tork sağlıyor.

0’dan 100’e 5 saniyede çıkan Rolls-Royce La Rose Noire, maksimum hızda ise 250 km/s hızı görebiliyor.

Dikey arka lambalar, büyük bir arka difüzör ve çıkarılabilir bir tavan da dikkat çeken özellikler içinde yer ediniyor. Tavan için ise maksimum konfor için elektrokromik kendinden renklendirmeli cam kullanılmış.

İç bölümde, ön panelde bir tek üç ana düğme bulunuyor. Ek olarak, iki koltuk arasına yerleştirilmiş konsol benzeri bir kol dayama ile yolcuların etrafını saran ahşap bölüm de oldukça güzel duyu duruyor.

“Rolls-Royce’da şimdiye kadar yaratılmış en karmaşık parke” olarak vasıflandırılan kısım, 1.603 tane elle döşenmiş siyah ahşap kaplama üçgen kullanılarak yapılmış. İlhamını almış olduğu gülün düşen yapraklarını temsil eden ahşap, Fransa’dan getirilen siyah çınar ağacından elde edilmiş ve tüm ahşap üçgenlerin her biri elle kesilmiş, zımparalanmış ve yerleştirilmiş.

Öte taraftan hususi otomobille uyumlu olması için İsviçreli saat yapımcıları tarafınca bir defaya mahsus hususi bir saat de yaratıldı.

43 milimetrelik Royal Oak Concept Split-Seconds Chronograph GMT Large Date temel alınarak tasarlanan saatin sayaçları ve iç çerçevesi kırmızı renkte, siyah kadranı ise rodyum tonlarında eğimlere haiz. Bu saat hem de araçtan çıkarılıp, kola da takılabiliyor.

Aracı Türkiye’ye getirmenin maliyeti 115 milyon dolar!

Emre Özpeynirci’nin toplumsal medyadan yapmış olduğu paylaşıma nazaran aracın maliyeti şu an için 30 milyon dolar. Sadece Türkiye’den bir şahıs bu aracı aldıktan sonrasında ne yazık ki ortalama 85 milyon dolar da vergi ödemek zorunda kalabilir. Şu demek oluyor ki 30 milyon dolarlık aracın, Türk plakasıyla kullanımı için maliyeti ortalama olarak 115 milyon doları buluyor.