Türkiye’deki Arabaların Hepsi “Togg” Olsa Elektrik Yeter mi?

Elektrikli araçlar geleceğin ulaşımını şekillendiren ve bizlere nihayet sürdürülebilir ve daha çevre dostu bir otomobil deneyimi sunan mühim teknolojiler. Geleneksel içten yanmalı motorlara haiz araçlardan değişik olarak elektrikli araçlar elektrik enerjisiyle çalışan ve sıfır emisyon prensibiyle çevre dostu bir seçenek olan bu araçlar, kuvvetli bataryaları ve elektrik motorları yardımıyla sessiz ve süratli bir sürüş deneyimi de sağlıyorlar.

Türkiye sokaklarında da elektrikli araçların sayısı her geçen gün artıyor. Bu güzel haber. Sadece bir de bu araçların enerjilerinin iyi mi sağlandığına bakalım.

Gün sonunda evinize döndüğünüzde aracınızı güç istasyonuna bağlayarak elektrikle şarj etmeniz gerekiyor.


Sadece tek bir aracın şarj olması için ihtiyaç duyulan elektrik miktarı, hanenizin neredeyse bir aylık elektrik kullanımı kadar. Bu durumda gelecekte her insanın elektrikli araçlar kullandığını varsaydığımız bir durumda evlerin ve şehirlerin elektrik şebekelerindeki kapasitenin kafi olması mümkün mü?

Evlerin elektrik tesisatları, bir elektrikli aracı şarj edebilmek için yetersiz kalabiliyor.


Bilhassa de evinizdeki elektrik tesisatı eskiyse elektrikli bir aracı şarj etmek sisteme fazla yük bindirebilir. Yük dengeleme özelliğine haiz şarj cihazları, bu yükün elektrikli araca ve ev aletlerine eşit şekilde dağılmasına destek olarak elektrik kesintilerinin önüne geçebilir.

Ev içi kablo tesisatları çoğu zaman tek fazlıdır. Elektrikli bir aracı şarj edebilmek için evinizdeki kablo tesisatını 22kW şarja izin verecek olan üç fazlı bir sisteme taşımanız da gerekebilir.

Bir elektrikli aracın tam şarj olması için ihtiyaç duyulan enerji miktarı oldukça yüksek olabilir. Türkiye’nin güncel elektrik tedarik kapasitesinin, yaygın şekilde elektrikli vasıta kullanımını karşılayabilmesi olanaksız.

Türkiye’de bugün trafiğe kayıtlı toplam 14 milyon 269 bin 352 otomobil bulunuyor. Bu araçların tümünün elektrikli araçlara dönüştüğünü, mesela hepsinin Togg T10X modeli bulunduğunu varsayalım.


Her bir aracın bataryasını doldurmak için 88.5 kW enerji gerekecek, 14 milyon 269 bin 352 vasıta için ihtiyaç duyulan enerji miktarı 1.262.837,652 megawatt demek.

Türkiye’nin yenilenebilir ve fosil tüm enerji kaynakları ve enerji santrallerinin beraber tek seferde üretebileceği enerji miktarı 2021-2025 yılları arası dönem için 115.722 megawatt olarak belirtiliyor.

Evlerimizde ve iş yerlerimizde her türlü günlük ihtiyacımız için kullandığımız elektriğin de buna dahil bulunduğunu düşünürsek, üretilen tüm elektriği yalnızca elektrikli araçlara seferber ettiğimiz bir senaryoda bile ihtiyacın yalnızca 10’da 1’i kadar bir enerji miktarına ulaşıyoruz.

Elektrikli araçların fazlaca yaygınlaşması durumunda enerji şirketlerinin, altyapılarını kesinlikle güçlendirmeleri gerecektir.


Şebeke kapasitesini çoğaltmak ve artan talebi karşılamak için yenilenebilir enerji kaynaklarını daha çok kullanmak iyi bir seçenek. Bundan dolayı güneş ve rüzgar enerjileri sınırsız kaynaklar. Enerji şirketleri bu kaynakları daha çok kullanarak elektrik tedariğini güçlendirebilirler.

Akıllı şebeke teknolojileri de elektrik talebini yönetmek ve dengeli bir halde dağıtmak için kullanılabilir. Bu teknolojiler talep yanıtlı tarifeler, şebeke yönetimi sistemleri ve enerji depolama sistemleri benzer biçimde çeşitli şekilleri içeriyor. Doğrusu her bir hane için ne kadar enerji kullanımı icap ettiğini saptayarak buna bakılırsa planlı dağıtımlar yapılabilir.

Norveç, elektrikli araçlar için şarj altyapısını başarıyla oluşturmuş bir ülke. Türkiye’de ise durum bu şekilde değil.


Elektrikli araçlar için ihtiyaç duyulan şarj altyapısı mevzusunda dünyadaki başarı göstermiş örneklerden olan Norveç’e bakalım. Ülkenin elektrik ağı büyük seviyede hidroelektrik santralleri tarafınca desteklenen yenilenebilir enerji kaynaklarına dayanıyor. Bu durum elektrikli araçlar için sürdürülebilir bir şarj altyapısının oluşturulmasını kolaylaştırıyor.

Sadece Türkiye‘nin elektrik ağı bazı sınırlamalarla karşı karşıya ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı Norveç’teki kadar yaygın değil. Altyapı eksiklikleri ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yetersiz kullanımı, elektrikli araçlar için sorunlu bir duruma işaret ediyor.

Edirne’den Ardahan’a elektrikli araçları görmeye başlamadan ilkin Türkiye’nin elektrik altyapısını geliştirmesi gerekiyor.


İyi haber ise Türkiye’de elektrik ağlarında kapasite artırmalar yapılıyor ve mühim ilerlemeler kaydediliyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının daha çok kullanılması ve yapılacak altyapı yatırımları daha kuvvetli bir elektrik ağı oluşmasını elde edecektir.

Sadece gene de elektrikli araçların yaygınlaşması durumunda ağın ciddi bir yük altında kalabileceği de unutulmamalı. Elektrikli araçlara olan talebin artması gelişmiş bir altyapıyı dahi zorlayabilir ve elektrik tedariğinin güvenilirliği mevzusunda problemler ortaya çıkabilir.

Bu yüzden Türkiye’nin elektrik ağındaki aşama kaydetmelerin bigün yaygın şekilde elektrikli araçlar kullanılabileceği düşünülerek geliştirilmesi ve planlanması son aşama mühim.

Kaynaklar: Bloomberg HT, Karadeniz Fen Bilimleri, Türkiye Elektrik İletim Genel Müdürlüğü