Hafızamızdaki Yeri Oldukça Büyük Olan Video Oyun Mekanları

Video oyun tarihinde meşhur mekanları ile malum bayağı fazla oyun bulunuyor. Bazıları bir o kadar güzel oluyor ki korkunçluğu, büyüleyici manzarası yada orada yaşanmış olan vakalar akıllardan asla çıkmıyor. Bu yazımızda oyuncuların hafızalarından silinmeyen birbirinden mükemmel 10 video oyun mekanına göz atıyoruz.
Video oyunlarında öykü, karakterler yada görevler haricinde en oldukça ilgi çeken unsur da oyunun geçmiş olduğu mekanlar. Mekan tasarımları günümüzde oldukça daha gelişmiş durumda ve neredeyse her oyunda göz kamaştırıcı ve bizleri etkileyen mekanlar görebiliyoruz. Kimi süre bu mekanlara bir vazife için gidiyoruz, kimi süre ise oyunun büyük bölümünü bizzat orada geçiriyoruz. Bu mekanlar bir ev, malikane, sokak yada kent olabiliyor.
Çocukluğumuzda oynadığımız online oyunların bile oldukça geniş haritaları ve birbirinden mükemmel bölgeleri bulunuyor. Bazıları hala o denli aklımızdaki bugün girsek asla kaybolmayız ve o eski duyguları yine yaşarız. İşte bu yazıda büyüleyici güzelliği yada içinde yaşadıklarımızı asla unutmadığımız birbirinden mükemmel 10 video oyun mekanına göz atıyoruz.
Hafızalardan Silinmeyen 10 Video Oyun Mekanı:
Büyüleyici bir su altı şehri: Rapture (Bioshock)
Video oyun tarihinde FPS türünde oldukça ikonik bir seri olan Bioshock serisinin bilhassa ilk 2 oyununun geçmiş olduğu mekan olan Rapture şehri, o dönemde oyuncuların gözlerini kamaştırmayı başarmıştı.
Ana karakterimiz Jack ile bir tayyare kazası sonrası giriş yaptığımız büyüleyici su altı şehri Rapture, oldukça etkisinde bırakan bir atmosfere sahipti. Sonrasında büyük bir iç harp ve büyük felaketler yaşanmış olsa da verdiği ilk izlenim harikaydı.
Şimal Atlantik Okyanusu’nun derinliklerinde yer edinen bu su altı şehri, bir iş adamı olan Andrew Ryan tarafınca İkinci Dünya Savaşı sonrası toplumsal, dini ve politik baskılardan kurtulmak için bilhassa sanatçılar ve düşünürlerin özgür bir ortamda yaşaması için kurulmuş bir kent.
Kent birbirinden mükemmel gökdelenler, eğlence mekanları, su ekosistemi ile uygun tesisler, alışveriş alanları benzer biçimde pek oldukça yapıya haiz. Oyunun açılış sekansında Rapture’a giriş yapıyorduk ve o sahne hakkaten oldukça büyüleyiciydi.
Bir malikane ne kadar korkulu olabilir?: Spencer Malikanesi (Resident Evil)

Gerçek Resident Evil fanatikleri bu malikaneyi oldukça iyi hatırlayacaktır. O dönemde oyuncuları oldukça geren bu malikane, aslına bakarsak oyunun oldukça büyük bir bölümünün geçmiş olduğu yer olarak biliniyor.
Gizli saklı odaları, camlardan atlayan zombi köpekleri, garip bulmacaları, korkulu tuzakları ve dar koridorlarıyla bir labirent benzer biçimde kaybolmaya oldukça uygun ikonik bir mekan bulunduğunu söylemek mümkün.
**Spencer Malikanesi’**nin hikayesi aslına bakarsak oldukça önceye dayanıyor sadece kısa bir özet geçmek gerekirse aslına bakarsak bu malikane birilerinin yaşaması için tasarlanmadı. Umbrella’nın, gizli saklı virüs faaliyetlerini yürüttüğü; ABD’nin, biyolojik tabanca çalışmalarını yürüttüğü gizli saklı Arklay Laboratuvarı’nı içinde bulunduruyor.
1988 senesinde geliştirilen T-Virüs, sızıntı ile malikaneye yayılıyor ve tesiri altına almış olduğu insanları zombi seçimi yaratıklara dönüştürüyor. Vakalar kamuoyuna yayılınca, bölgeye S.T.A.R.S timi gönderiliyor. Aralarında Jill Valentine, Chris Redfield ve Albert Wesker benzer biçimde popüler karakterlerin de yer almış olduğu ekip, korkulu bir maceraya atılıyor.
Ekip, ormanda zombi köpeklerden kaçarak malikaneye sığınıyor ve öykü başlıyor. Giderek gizemli hale gelen ve birçok ters köşenin yer almış olduğu bir konunun büyük bölümünü Spencer Malikanesi’nde geçiriyoruz.
Dikkat, Van der Linde çetesi yaklaşıyor!: Braithwaite Malikanesi (Red Dead Redemption 2)

Rockstar Games’in en başarı göstermiş oyunları içinde gösterilen Red Dead Redemption 2’nin pek oldukça güzel mekanı bulunuyor. Oyunun grafikleri de mükemmel olunca ortaya enfes manzaralar ve mekanlar çıkıyor. En oldukça hatırlanan ve güzelliğiyle etkileyen mekanlardan biri ise Braithwaite Malikanesi.
Malikane oldukça köklü ve zamanında kölelerin pamuk üretiminde çalıştırıldıkları bir plantasyon olarak kullanıldı. Malikaneye giden ara yol oldukça güzel bir tasarıma haiz. Ara yolun sağ ve sol taraflarında sıralı ağaçlar yer ediniyor.
Oldukça hoş bir girişe haiz malikanenin bahçesi ve dış mimarisi ise oldukça göz kamaştırıcı. Bu malikaneyi hususi kılan şey, aslına bakarsak oyunun ana konusunda büyük bir yere haiz olması. Bununla beraber John Marston’ın oğlu Jack Marston’ın kaçırılması üstüne Van der Linde çetesi olarak bu malikaneye baskın yaptığımız bir vazife bulunuyor.
Malikaneye giriş sinematiğindeki atmosfer oldukça coşku vericiydi. Oyunun kim bilir en meşhur görevlerinden birisi olan bu vazife, toplumsal medyada da hala çeşitli kliplerle paylaşılıyor.
Sessiz, sakin ve rahat: Riverwood Köyü (The Elder Scrolls V: Skyrim)

Genel oyuncu kitlesinin bilmediği yerlerden birisi olabilir sadece minimum bir kere Skyrim oynayanların anımsayacağı ve aslına bakarsanız oyunun başlarında uğradığımız sessiz, sakin ve rahat o köy hakkaten harikaydı.
Dağ yamaçları ve bir nehrin ortasında yer edinen İskandinav köyü Riverwood; tavernası, demircisi, dükkanları, sebze bahçeleri ve minik evleriyle oldukça küçük ve sakin bir köy.
Alduin tarafınca Helgen’e meydana getirilen hücum sonrası Ejderdoğan karakterimiz ile ilk gittiğimiz yerlerden birisi olan Riverwood, çayınızı alıp kafa dinleyebileceğiniz, dağ ve dere manzaralarını seyredip yeşilliğin tadına varabileceğiniz en güzel Skyrim yerlerinden bir tanesi.
1950’li yılların New York’undan esinlenen Empire Bay (Mafia 2)

Mafia serisinin ikinci oyunu Mafia 2’de Empire Bay dev gibi bir kent fakat bilhassa kış mevsimindeki karlı yolları ve 1950’li yılların New York’unu anımsatan yapısıyla serinin fanatiklerinin hafızalarından silinmemiş durumda. Yapımcılar Empire Bay’i tasarlarken New York ve Chicago’da uzun geziler düzenlemiş ve mimari yapıları ve kent düzeninden esinlenerek tasarlamışlar.
Mafia 2’yi oynarken 1950’lerin Amerikasının şarkıları, otomobilleri ve giyim tarzını görebiliyorsunuz. Oyunun ilk bölümlerinde kış mevsiminin karlı atmosferiyle, karlı yollarda 50’li yıllara ilişkin otomobilleri sürerken yaşadığımız o his, Empire Bay’i hususi kılıyor.
Şarap Diyarı Toussaint (The Witcher 3: Wild Hunt)

CD Projekt RED tarafınca geliştirilen ve geniş bir haritayla birbirinden mükemmel mekanlara haiz The Witcher 3: Wild Hunt’ın bazı şehirleri hakkaten göz kamaştırmış ve akıllara kazınmıştı sadece bir tanesi var ki hakkaten muhteşemdi.
Oyunun Blood and Wine ek paketi ile erişebildiğimiz Toussaint dükalığı, Nilfgaard İmparatorluğu altında özerkliğe haiz. Volkanik toprağı, güneşli ve yağmurlu havanın görkemli dengesi ile beraber görkemli şaraplarıyla malum bir yer.
Blood and Wine’ın geçmiş olduğu ana yer olan Toussaint, daha ilk saatlerinizde kullanılan oldukça parlak renk paletinin de etkisiyle gölleri, dağları, yeşillikleri ve şarap bağları ile müthiş bir görünüm sunuyor. Eminiz ki Witcher 3’ün Blood and Wine ek paketini oynamış olanlar pek oldukça güzel lokasyonda durup akıllara kazınan müthiş manzaralara dalıp gitmiştir.
Damsız girilebilir: Malibu Club (GTA Vice City)

Kim bilir bir çok oyuncunun çocukluğu ve gençliğinde görkemli anılara ev sahipliği icra eden GTA Vice City’de yer edinen Malibu Club, bugün fotoğraflarını gördüğümüzde hala bizleri etkiliyor ve anılarımızı canlandırmayı başarıyor. Bu club, aslına bakarsak doğal ki de göz kamaştırıcılığıyla değil, oraya ilişkin anılarımız ile hafızamızdan silinmemiş durumda.
Neredeyse her oyuncunun minimum 1 kere girmiş olduğu ve birilerine saldırmış olduğu Malibu, Scarface filmimizde yer edinen Babylon Club’dan esinlenerek hazırlandı. İçeri girip birilerine saldırmaya çalışırsanız hanım barmen size pompalı tüfekle saldırmaya başlıyordu.
Güvenlikler de oldukça kuvvetli silahlara sahipti. Oyunun ilerleyen kısımlarında ana karakterimiz Tommy Vercetti ile Malibu’yu satın alıp, üstünden gelir elde etmeye başlayabiliyordunuz. Iyi mi gidildiğini anlatmaya pek gerek yok bu sebeple yolunu büyük olasılıkla avucunuzun içi benzer biçimde biliyorsunuz ki.
Ulusal haritamız Dust 2 (Counter-Strike)

Valve tarafınca geliştirilen ve oldukça köklü bir online oyun serisi olan Counter-Strike, ilk zamanlarından günümüze kadar pek oldukça orijinal haritayı oyuncuların beğenisine sundu.
Oyunun en temel yapı taşlarından olan haritaları birbirinden değişik ülkelerde, birbirinden değişik mimari ve yapılarıyla örneksiz bir edinim yaşatıyor. Oyunun birçok haritası bulunuyor ve üzerine yenileri eklenmeye devam ediyor sadece o şekilde bir harita var ki Türkler için biçilmiş bir kaftan.
Evet, doğal ki de Dust 2’den bahsediyoruz hatta orijinal adıyla de_dust 2. Senelerdir değişmeyen bir anane olarak bilhassa Türk oyuncuları tarafınca asla vazgeçilmeyen Dust 2, Orta Doğu’da yer ediniyor ve globalde de oldukça popüler olan bir harita durumunda.
Birçok mühim turnuvada minimum bir kere oynanmış bu harita, günümüze kadar da çeşitli güncellemeler almış ve hatta Counter Strike Global Offensive’de geçirdiği belli bir sürenin peşinden yenilenmişti.
Counter-Strike 2 ile beraber bir kez daha çeşitli doku ve ışık güncellemesi alan harita, birçok kez değişiklik geçirse de her insanın avucunun içi benzer biçimde bilmiş olduğu, evi benzer biçimde hissettiği bir harita. Güzel anıların yaşandığı, kaliteli maç ve turnuvaların atılmış olduğu bu harita, Counter Strike oyuncularının hafızalarına kazınmış durumda.
Carl Johnson’ın Mahallesi: Grove Street (GTA: San Andreas)

Rockstar Games’in pek oldukça oyunu çoğumuzun çocukluğunu ve gençlik dönemlerini süslemiştir. Grand Theft Auto serisi oldukça köklü bir seri sadece bilhassa Türk oyuncuların en oldukça sevilmiş olduğu oyunlarından birisi şüphesiz San Andreas’tı. Ana karakteri Carl Johnson, bugün bir çok oyuncunun en favori oyun karakterlerinden birisi.
Türk oyuncuları olarak çoğumuz oyunun oldukça büyük haritasını kendi mahallemiz benzer biçimde biliyoruz. Fakat oyunda o şekilde bir yer var ki tüm anılarımızı yine canlandırıyor. Oyunun geçmiş olduğu ana şehirlerden birisi olan Los Santos’un Ganton bölgesinde yer edinen Grove Street mahallesi, oyunda ilk gittiğimiz yerdi. CJ ve abisi Sweet’in evinin, arkadaşlarımızdan rapçi OG Loc ve Ryder karakterinin evi bu mahallede yer alıyordu.
Daire şeklindeki bu yer oldukça minik fakat anılarımızdaki yeri oldukça büyük. Big Smoke ve Sweet ile basket oynadığımız, OG Loc’un partisine gittiğimiz, kayıt almak için içine girdiğimiz, Sweet ve Ryder’dan aldığımız her vazife sonrası arabamızla çıktığımız o mahalle işte Grove Street’ti.
Müziği unutulmayan o efsaneleşmiş yer: 1. Köy (Metin 2)

İşte geldik bir çok oyuncunun kırılgan noktasına. Metin 2 kim bilir bir çok Türk oyuncusunun binlerce anısının bulunmuş olduğu, yeni dostlar edinmiş olduğu, dostlarından kazık yediği, her bir haritası ve bölgesinde değişik güzel yada fena anılar yaşamış olduğu bir oyundu.
Metin 2’de pek oldukça değişik bölge bulunmaktaydı. Günümüzde oyunda eskisine gore oldukça daha çok lokasyon bulunuyor sadece senelerden beri değişmeyen güzelliği ve yaşattığı anılarla, bilhassa ‘’Enter The East’’ adlı tema müziğiyle mükemmeldi.
Metin 2’nin 1. Köy olarak malum mekanı, seçtiğiniz bayrağa gore değişik oluyordu. Bir çok NPC’nin ve yapının bölgeleri değişiyordu. 1. Köy’ün en mühim özelliği, oyuncuların ana buluşma noktalarından birisiydi. Aynı bayrağa haiz oyuncuların ana köyü olduğundan pazarların neredeyse hepsi burada kuruluyordu.
Depocu arkası toplanmalar genel anlamda hep 1. Köy’de oluyordu. Oyunun ilk görevleri de buradan alınıyordu. Tercihiniz CH1 olduğunda o denli oyuncu ve pazar oluyordu ki yürümeye bile yer bulamıyorduk. Metin 2’nin 1. Köy’ünü unutmadık ve uzun bir süre unutmayacağız benzer biçimde duruyor.
Hafızalarımızdan asla silinmeyen, unutulmaz ve birbirinden görkemli oyun mekanlarını derlediğimiz yazımızın sonuna geldik. Elbet, kaçırdığımız ve bahsetmediğimiz daha birçok oyun vardır. Siz de yorumlar kısmında kendi aklınıza gelen efsaneleşmiş şehirleri, köyleri, kasabaları ve haritaları yazabilirsiniz.


