The Godfather Serisi Hakkında 12 İlginç Data

Neredeyse her repliği ve sahnesi akıllarımıza kazınan The Godfather (Baba) serisi, yılların eskitemediği bir trio. Corleone ailesinin dram dolu hayatlarına seyahat yaptığımız seri hakkında sonradan ortaya çıkan birçok garip data bulunuyor. The Godfather serisi hakkında pek bilinmeyen bilgileri sizlerle paylaşıyoruz.
The Godfather (Baba) serisi, büyük zorluklar ve stüdyo kısıtlamaları ile çekilmesine karşın, beyazperde tarihinin en unutulmaz film serilerinden biri olmayı başardı. Filmin yönetmeni Ford Coppola’nın, filmin yapımcı stüdyosu Paramount ile verdiği uzun savaşlar, meyvesini filmler gösterime girince vermiş oldu.
Tıpkı filmimizde olduğu benzer biçimde üç filmin seneler devam eden çekimlerinde de birçok entrika yaşandı. Stüdyo bütçeyi kıstı, oyuncular seti terk etti, kavgalar çıktı ve hatta Coppola bile kovulmanın eşiğine geldi. Fakat gene de filmlerin uyarlandığı kitabı ve serinin senaryolarını yazan Mario Puzo ve Coppola’nın çabaları sonucunda ortaya muhteşem filmler çıkmış oldu. Bu içeriğimizde The Godfather serisi hakkında garip detayları derliyoruz.
The Godfather aslına bakarsak seri şeklinde değildi, yalnız düşük bütçeli bir gangster filmi olacaktı:
The Godfather’ın yönetmen koltuğuna Francis Ford Coppola geçmeden ilkin filmin yönetmeninin Sergio Leone olması planlanıyordu. Hem de Mario Puzo da Sergio Leone için bir senaryoyu çoktan tamamlamıştı. Düşük bütçeli Spaghetti Western filmlerinin olmazsa olmaz yönetmeni Sergio Leone mafyayı meşrulaştırmak istemediği ve senaryoyu da pek beğenmediği için filmi yönetmekten vazgeçti. Eğer Sergio Leone işi kabul etseydi Baba, o şekilde bu şekilde bir hikâyeye haiz yalnız vahşete odaklanan düşük bütçeli bir mafya filmi olacaktır. Her neyse ki Sergio Leone işi kabul etmemiş.
Yönetmen Francis Ford Coppola kovulmanın neredeyse eşiğine gelmişti:

Segio Leone The Godfather’ı çekmeyi reddeden ilk yönetmen değildi. Elia Kazan, Arthur Penn ve Richard Brooks benzer biçimde devrin meşhur yönetmenleri de bu filmi çekmeyi reddetmişti. Paramount bu yüzden istemeye istemeye de olsa Coppola ile en sonunda anlaşmıştı. Coppola çekimlere başladıktan sonrasında stüdyo, yönetmenin çekmiş olduğu sahnelerin hiçbirini beğenmemişti, zira Coppola kolay temalı ve kanlı bir mafya filmi çekmek yerine; varlıklı diyaloglara ve felsefeye haiz derin bir dönem filmi çekiyordu.
Bu şekilde bir filmin satmayacağını düşünerek Coppola’yı onlarca defa uyaran Paramount Pictures, sete değişik yönetmenler bile getirmeye başlamıştı. Fakat Coppola, Michael’ın Sollozzo ve McCluskey’i restoranda öldürme sahnesini çektiğinde stüdyo Coppola’yı kendi şekilleri mevzusunda özgür bırakmaya karar verdi.
Oyuncuların role devam ettikleri yemekler düzenleniyordu:

The Godfather serisinde genel olarak en fazlaca sevdiğimiz şeylerden biri de Corleone ailesinin, tasarı değil de hakikaten bir “aileymiş benzer biçimde” hissettirmesi diyebiliriz. Bu başarının altında ise yönetmen Coppola’nın düzenlemiş olduğu aile yiyecekleri yatıyor. Oyuncuların hepsini çoğunlukla akşam yemeğinde toplayan Coppola, oyuncuların yiyecek bitene kadar rollerinden çıkmalarını yasaklıyordu.
İlk filmimizde Luca Brasi rolünü oynayan Lenny Montana, erkek oyuncu olmadan ilkin gerçek bir suçluydu:

İlk filmdeki devasa ve ürkütücü tetikçi Luca Brasi, en beğenilen karakterlerden birisi. Erkek oyuncu Lenny Montana’nın rolünü bu denli başarıya ulaşmış oynamasının aslolan sebebi ise aktörlük kariyerinden ilkin New York’un en meşhur beş mafya ailesinden önde gelen Colombo Kabahat Ailesi için tetikçilik yapması.
Hem de ustalaşmış bir güreşçi olan Montana, bilhassa kundaklama mevzusunda oldukça başarılıydı. Montana’nın en malum yöntemi ise farelerin kuyruklarına kerosene batırılmış tampon bağlayarak kundaklamak istediği evin içine bırakmasıydı. Rikers Adası’nda bir süre hapiste kalan Montana, daha sonradan pek fazlaca mafya patronunun yakın korumalığını da yapmıştır ve yönetmen Coppola ile gene bu zamanda tanışmıştır.
Marlon Brando, repliklerini unutmuş olduğu için kopya kartları kullanıyordu:

Marlon Brando’nun fazlaca büyük bir erkek oyuncu olduğu mevzusunda aynı fikirdeyiz, fakat kendisinin sette kullandığı yöntemler bir hâyli acayip. Bu yöntemlerden önde gelen kopya kartları, Marlon Brando tarafınca çekmiş olduğu birçok filmimizde kullanılmış. Bu kopya kartları sebebiyle senaryoyu ezberlemeye istekli olmadığı ve sevmediği kabul edilen Brando, bu kartların rol yaparken daha özgür olmasını sağladığını ve daha rahat doğaçlama yapabildiğini söylüyor. Setin nerede ise her görünmez noktasına yerleştirilen kopya kartları, kimi zaman öteki oyuncuların üstüne bile yapıştırılıyordu.
Robert De Niro ilk olarak Sonny görevi için başvurmuştu:
İlk The Godfather filminin çekilmiş olduğu dönemde hemen hemen kariyerinin başlarında olan Robert De Niro, ilk filmimizde Sonny rolünü oynamak için başvurmuştu. Fakat Coppola Sonny görevi için bundan önceki filmimizde çalmış olduğu James Caan’ı seçti. Robert De Niro’nun tecrübe etme performansını beğenen Coppola ona Pauile rolünü teklif etti. Başka bir filmimizde oynayacağı için bu ufak görevi reddeden De Niro, daha sonradan ikinci filmimizde Don Corleone’un gençliğini oynaması için yeniden çağırıldı ve bu rol ile ilk Oscar’ını almış oldu.
İlk filmimizde kullanılan meşhur at kafası gerçekti:

İlk filmdeki efsaneleşmiş Jack Woltz sahnesinde kullanılan at kafasının birçoğumuz düzmece bulunduğunu düşünmüşüzdür. Fakat set ekibinin gerçeğe yakın bir at kafası yapamaması sonucunda Coppola gerçek bir atın kafasını kullanmaya karar verdi. Hayvan hakları savunucularını ayağa kaldıran bu vaka sonucunda Coppola yapmış olduğu açıklamada; at kafasının günde 200’e yakın at uyutan bir köpek maması şirketinden alındığını ve tepki gösterenlerin ikiyüzlü bulunduğunu söylemişti.
Robert De Niro, The Godfather Part II süresince yalnız 8 kelime İngilizce konuşmuştu:

İkinci filmin ilk yarısında Don Corleone’un gençliği içeriyor. Kitapta da çok çok fazla bahsedilen vakalara yer veren bu bölümde, ABD’ye yeni göç eden ve hemen hemen Don lakabını almamış Vito; organik olarak asla İngilizce bilmiyordu. Bundan dolayı aylarca Sicilya diyalekti üstüne çalışan Robert De Niro, bu zamanda bir süre de Sicilya’da yaşamıştı.
Al Pacino The Godfather Part III için 7 milyon dolar istedi, fakat istediğini alamadı:

İlk iki filmin arkasından Paramount’un üçüncü bir film istemesiyle ekibi yeniden toplayan Coppola, Al Pacino’ya filmimizde oynaması için 5 milyon dolarlık bir teklif sundu. 5 milyon dolara oynayamayacağını belirten Al Pacino ise 7 milyon dolar istedi. Fakat Coppola’nın üçüncü filmi senin cenazenle başlatırız o süre demesi üstüne Al Pacino 5 milyon dolara oynamayı kabul etti.
Mary Corleone görevi için ekibe dâhil olan Rebecca Schaeffer, çekimler başlamadan kısa süre ilkin öldürüldü:

Üçüncü filmin setine damga vuran en ağlatısal olaylardan birisi şüphesiz Rebecca Schaeffer’ın cinayeti oldu. Michael Corleone’un kızı Mary Corleone olarak ekibe dâhil olan Rebecca Schaeffer, kendisini 3 senedir takip eden bir “hayranı” tarafınca kendi evinde vurularak öldürüldü. Rebecca Schaeffer’ın arkasından aynı rol için anlaşılan Winona Ryder da o dönemki adam arkadaşı Johnny Depp ile Makas Eller’de oynamak için setin ilk günü filmden ayrılınca, Mary Corleone rolünü Coppola’nın kızı Sofia Coppola oynadı.
Vatikan, The Godfather III’ün Vatikan’da çekilmesine ve hatta film ekibinin şehre girmesine bile izin vermedi:

Vatikan Bankası’nın bir dönem yapmış olduğu emlak yolsuzluklarının çevresinde dönen ve Papa Birinci John Pual’ün öldürülmesi vakalarına da değinen The Godfather Part III, orijinal olarak Vatikan’da geçen birçok sahneye sahipti. Fakat Kilise, Vatikan’da bu filmin çekilmesini ve hatta ekin Vatikan’a girmesini dâhi yasakladı. Bunun sonucunda Vatikan sahneleri Roma’daki bazı sokaklara kurulan setlerde çekildi.
Oyuncuları bile hazır olan The Godfather Part IV, yazar Mario Puzo’nun ölümü sebebiyle iptal edildi:

Son filmimizde Vincent rolüyle karşımıza çıkan Andy Garcia, Coppola’nın dördüncü bir The Godfather filmi planladığını ve bu filmden ikinci filmimizde olduğu benzer biçimde çift anlatıya haiz olacağını duyurdu. Bu filmimizde Vincent, daha ilkin Michael’ın yapmış olduğu benzer biçimde ailenin başına geçecek ve aileyi yeni çağa doğru ilerletecekti. Hem de ikinci filmimizde olduğu benzer biçimde bu sefer de Sonny’nin gençliğini flashback sahneleri ile izleyecektik. Bu film ise hem kitabı hem de filmlerin senaryolarını yazan Mario Puzo’nun ölümü sebebiyle iptal edildi. Eğer film çekilseydi Sonny’nin gençliğini Leonardo DiCaprio oynayacaktı.
The Godfather serisi uzun seneler süresince çekilen fazlaca detaylı ve derin üç filmden oluşuyor. Bundan dolayı tek bir başlığa sığdıramayacağımız seri hakkında daha birçok data bulunuyor. Sizler de Baba serisi hakkında duyduğunuz ve garip bulduğunuz vakaları ve detayları bizlerle yorumlar kısmından paylaşabilirsiniz.



