Türkiye 5G İçin Niçin Bu Kadar Geç Kaldı?

Geçtiğimiz günlerde Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun 5G ile ilgili yapmış olduğu açıklamalar gündeme geldi. Vatanımızda 5G’ye geçmenin planlandığını belirten açıklamasından sonrasında akıllarda bazı sual işaretleri oluştu.
“2026’da geçmemiz planlanan 5G teknolojisi ile biz niçin bu kadar geç tanışıyoruz?” şeklinde sorular sorulmaya başlanırken öteki ülkelerin 6G planları da atlanmaması ihtiyaç duyulan bir mevzu.
5G’nin geniş çapta yüksek performans sağlama mevzusunda bazı zorlukları olduğu şeklinde hâlâ birçok teknoloji merkezinde tam olarak olgunlaşmış bulunduğunu söylemek zor. Peki hakikaten de Türkiye, 5G için geç mi kaldı?
5G, 4G’ye kıyasla oldukça daha yüksek hızlar sunarken bunun için daha çok anten kurulumu gerekiyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, birkaç gün ilkin yapmış olduğu konuşmada 2071 vizyonlarını belirlediklerini ve bu çerçevede ulaştırma altyapısına 272 milyar dolarlık bir yatırım yapacaklarını duyurdu.
5G teknolojisine geçiş için uygun piyasa koşullarını beklediklerini dile getiren Uraloğlu, “Muhtemelen 2026’da 5G’ye adım atacağız. Türksat 6A’yı ise haziran ayında yörüngesine yollayacağız. Bu ay içinde yer teslimini gerçekleştirmeyi planlıyoruz.” şeklinde açıklamalar gerçekleştirmiş oldu.
Hâl bu şekilde olunca dünya 6G için hazırlanırken Türkiye’nin niçin 5G için geç kalmış olduğu ve hangi gerekçelerle bu süreci geciktirdiği sorusu akıllara geliyor.

GSM operatörleri, bu durumla ilgili kendi hususi 5G ağlarını oluşturmak isteyerek önceki ağlardan değişik bir yaklaşım sergiliyorlar. Öte taraftan Ulaştırma Bakanlığı, klasik usulle ihale yapmayı planlayarak gelir beklentisi içinde. Sadece gelişmiş ülkeler bu alana mühim yatırımlar yapıyorlar.
ULAK ve HTK şeklinde kuruluşlar da 5G için ürün geliştirme ve kamu otoriteleriyle testler yapma mevzusunda etken rol alıyorlar. Fakat Türkiye’nin 5G mevzusundaki tablosu oldukça karmaşık ve zannedildiği şeklinde net değil.
Ülkemiz, 4G ihalesi sürecinde ciddi problemler yaşamıştı.

İlk ihale iptal edilmiş ve kriterler değiştirilerek yerlilik şartları yükseltilmişti. Netice olarak ülkemize en yeni sürüm yada 4G’nin ulaşmış olduğu en üst seviyenin telekomünikasyon sektörüne kazandırılması hedeflendi ve 4.5G olarak adlandırılan bir ihaleye çıkılmıştı.
Bu adım, Cumhurbaşkanı’nın müdahalesi olmadan ilkin eski nesil 4G altyapı ürünlerinin getirileceği bir duruma yol açacaktı.
Sonrasında ne oldu dersiniz?
Yerlilik mevzusunda firmalar geç denetlendi ve ürün teknoloji ve kullanım kriterlerine uyum sağlayamadılar. Bu mevzuda uyaran yada yaptırım tatbik eden bir otorite de ortaya çıkmadı.
Turkcell, Vodafone ve Türk Telekom yönetimleri, daha ilkin Huawei, Ericsson, Nokia, Samsung şeklinde önde gelen şirketlerle yaptıkları anlaşmaları devreye alarak yollarına devam ettiler. Yatırımlar yapıldıktan sonrasında tespit edilen eksikliklere karşın ilgili taraflara yaptırım uygulanmadı.
Nisan 2016’da 4.5G’ye geçtik. Sadece hâlâ ülkenin her noktasına bu hizmet ulaşmış değil. 5G’ye geçiş mevzusunda ise 2026 yılı belirlenmiş görünüyor. Ülkemizdeki 4.5G altyapısı ise telekomünikasyon sektörünün gereksinimlerini karşılıyor.
Sınırı olan alanlar için izin verilerek Türkiye, ulusal teknolojilerini sisteme entegre edip 5G’ye hazır hâle gelebilir. Vatanımızda şu an 5G, İstanbul Havalimanı’nda kullanılabiliyor.
Peki 5G bizlere neler vadediyor?
İlk olarak, 5G’nin sunmuş olacağı yüksek hızdan bahsedelim. Dosya indirme, içerik akışı ve hatta oyun oynamak şeklinde her türlü online aktivite oldukça daha süratli olacak.
Bir öteki mühim özellik ise düşük gecikme süresi. Bu süre, cihazlarımız arasındaki kontakt hızını belirler. Bu özellik, bilhassa oyun severler ve sanal gerçeklik tutkunları için oldukça coşku verici.
5G’nin bir başka büyük artısı da yüksek aygıt bağlantı kapasitesi.
Aynı anda bir sürü aleti bağlamak 5G ile bir mesele hâline gelmeyecek. Bu da akıllı ev sistemlerinden sensör ağlarına kadar birçok alanda büyük yarar sağlayacak şeklinde görünüyor.
Ek olarak 5G’nin daha geniş bir kapsama alanı sunacağını da unutmamak gerek. Bu da demek oluyor ki daha uzak ve kırsal bölgelerde bile kuvvetli bir sinyal alabileceğiz.
Kısacası; 5G’nin bizlere sunmuş olacağı hız, güvenilirlik ve geniş kapsama alanı kontakt dünyasını kökten değiştirecek. Bu teknolojiyle, gelecekte oldukça daha bağlantılı ve yenilikçi bir dünyada yaşayacağımız kati!
Biz 5G için hazırlanırken dünyada 6G gelişimleri iyi mi aşama kaydediyor?

Vatanımızda hemen hemen 6G ile ilgili herhangi bir emek verme görünmüyor. Sadece dünyanın birçok ülkesinde, üniversiteler, kamu ve hususi kuruluşlar, operatörler, üreticiler ve enstitüler vesilesiyle mühim Ar-Ge faaliyetleri yürütülüyor. Bu faaliyetler, gelecekteki kablosuz kontakt teknolojilerinin şekillenmesinde ve geliştirilmesinde mühim bir rol oynayacak.
Örneğin Çinli üretici ZTE ile China Unicom; 6G teknolojilerinin gelişimi için bir antak kalma yaparak uydu şebekeleri, nesnelerin interneti (IoT) ve endüstriyel IoT şeklinde alanlarda 6G’nin entegrasyonunu teşvik etmeyi ve teknolojik yenilikler üstünde iş birliği yapmayı hedefliyorlar.
İngiltere’de Surrey Üniversitesi, 6. Nesil Yenilik Merkezi’ni kurarak gelecek nesil telekomünikasyon mühendisliğine odaklanan küresel bir araştırma merkezi oluşturmayı planlıyor.
Nokia, Avrupa Komisyonu’nun 6G araştırma inisiyatifi olan Hexa-X projesine liderlik ederken temel 6G teknolojilerini de geliştirmeyi amaçlıyor.
Projenin öteki üyeleri içinde Ericsson, Atos, Intel, Orange ve Telefonica şeklinde büyük firmalar var. Cenup Kore ve Japonya şeklinde ülkeler de 6G araştırmalarına mühim kaynaklar ayırıyorlar.
Cenup Kore hükûmeti, 6G hizmetlerinin 2028-2030 yılları aralığında ticari olarak başlatılmasını hedeflemekte ve 6G araştırmaları için büyük yatırımlar yapmakta.
Japonya da 6G Ar-Ge’si için mühim bir bütçe ayırarak telekomünikasyon alanında önder bir konum elde etmeyi ve yeni nesil kablosuz kontakt teknolojilerini geliştirmeyi amaçlıyor.

Türkiye’nin 5G kullanım haritası.
Almanya’daki Fraunhofer Enstitüsü ve Fransız Elektronik ve Data Teknolojileri Araştırma Enstitüsü (CEA-Leti) şeklinde kuruluşlar, 6G araştırmalarını yürütüyor ve gelecek nesil kablosuz kontakt teknolojilerinin geliştirilmesine katkıda bulunmayı hedefliyorlar.
Tüm bu emek harcamalar da gelecekteki kablosuz kontakt teknolojilerinin şekillenmesinde ve geliştirilmesinde mühim bir rol oynayacak ve dünya genelinde kontakt altyapısını mühim seviyede etkileyecek şeklinde görünüyor.



