Rolls-Royce’un Kaput Amblemi Spirit of Ecstasy’nin Öyküsü

Otomobil sektörünün asil lordu olan dünyaca meşhur Rolls Royce’a ilişik ilk elektrikli otomobili Spectre, geçtiğimiz günlerde tanıtıldı. Otomobillerindeki her bir detayında ince zevklerin yansıması olan Rolls Royce markasının kaput amblemi Spectre’de de tüm ihtişamıyla yer ediniyor.

Lüks kelimesinin öteki bir adı Rolls Royce diyince akla gelen birçok ince detay bulunuyor. Onlardan biri de otomobillerinin kaputunda yer edinen The Spirit of Ecstasy adlı küçük heykelcik. Dünya’nın en pahalı maliyetine haiz bu amblemin ardında aslen hüzünlü ve yasak bir aşk öyküsü yatıyor.

Her şey Henry Royce’un muhteşem arabayı üretmek istemesiyle başladı.

Bir elektrik mühendisi olan Henry Royce’un Fransız marka bir otomobili vardı ve onun yüzünden sık sık yolda kalıyordu. Buradan yola çıkarak kusursuz bir otomobil yapmak için işe koyuldu. Charles Rolls, Henry Royce’un üretttiği ilk otomobilini oldukça beğenince onunla ortaklık oluşturmak istedi.

Böylece İngiltere’nin ve dünyanın en iyi otomobillerini üreten Rolls-Royce’un temelleri atılmış oldu.

İngiltere’nin ilk motorlu araçlar bayi sahibi Charles Rolls ve Henry Royce bir araya geldi. Böylece otomobil dünyasında yeni bir dönem başlamış oldu. Sadece üretilen ilk otomobillerinde hemen hemen kaput amblemi yer almıyordu.

Bir İngiliz asilzadesi Baron Lord Montagu, kendi Rolls-Royce’unu özelleştirmek istedi.

İlk kaput süsü, heykeltıraş Charles Sykes tarafınca 1910 senesinde tasarlandı. Bu süs, bir Rolls-Royce otomobiline haiz asil bir İngiliz ailesinden gelen Beaulieu 2. Baronu Lord John Edward Scott-Montagu tarafınca sipariş edildi. Sanatçı, bu minik kaput süsüne The Whisperer adını verdi. Bu küçük heykel yasak bir aşkı temsil ediyordu.

The Whisperer adlı zarif heykel, yaşayan gerçek bir hanımdan esinlenerek yaratıldı.

Lord Montagu’nun siparişi üstüne tasarlanan kaput süsü için sekreteri Elenor Thornton model olarak belirlendi. Elenor, Lord Montagu için bir sekreterden daha fazlasını ifade ediyordu. Şu sebeple Elenor’la aşk yaşıyorlardı. Üstelik Lord Montagu, kıymetli Rolls-Royce’unun üstünde aşkından bir iz taşıyacak kadar Elenor’u seviyordu. Sadece Lord Montagu, Leydi Cecil Kerr ile evliydi. Bu durum gene de aşk yaşamalarına engel olamadı. Hatta Elenor ve Lord Montagu çiftinin bir kız evlatları dünyaya geldi.

Rolls-Royce şirketi yetkilileri, Charles Sykes’ten The Whisperer’ın bir versiyonunu tasarlamasını ve seri üretime geçmeyi istediler.

Markanın kurucusu Henry Royce, otomobillerinin orijinalliğini bozan bu biçim figürlerden hoşlanmıyordu. Sadece Royce hastaydı ve şirkettekiler onun yokluğunu fırsat bilip çoktan karar vermişlerdi. Ve böylece günümüzde tüm Rolls-Royce otomobillerinde yer edinen, hırsızların “iyi mi çalınır?” diye teknikler geliştirdiği dünyanın en pahalı kaput amblemi Spirit of Ecstasy’nin temelleri atılmış oldu.

30 Aralık 1915’te Akdeniz açıklarında korkulu bir vaka gerçekleşti.

Lord Montagu ve sevgilisi Elenor Thornton, bir İskoç yolcu gemisi olan SS Persia adlı gemiyle gezi ediyorlardı. Vapur Akdeniz açıklarındayken bir Alman denizaltısı olan U-38 tarafınca uyarı ateşi yapılmadan saldırıya uğradı. Elenor Thornton’un da aralarında bulunmuş olduğu yüzlerce yolcu boğularak yaşamını yitirdi. İngiltere’nin mühim isimlerinden bazıları ve Lord Montagu da kurtulanlar arasındaydı.

Birinci Dünya Savaşı yaşanırken; bu ilişki fizyolojik olarak Akdeniz’in derin sularına gömüldü. “Birbirlerine veda edebildiler mi? İkisinin aklında da evlatları mı vardı? Lord Montagu ve Elenor pişman mıydı, yoksa buna değerdi” diye mi düşünüyorlardı? Bu soruların gerçek cevaplarını asla öğrenemeyeceğiz. Bildiğimiz tek şey; bu yasak aşkın, günümüzde lüks bir otomobil markasının kaput amblemine esin kaynağı olduğu…