Cem Yılmaz’dan Netflix’e Efsaneleşmiş Ayar

Netflix’in Türkiye’de ürettiği orijinal dizilerin peşinden ilk Türk filmi Yarına Tek Bilet, geçtiğimiz hafta platformda yayınlanmış, aniden tüm web filmin reklamlarıyla dlup taşmıştı. Türkiye’deki kütüphanesine fazlaca sayıda yerli filmi de ekleyen platform, Cem Yılmaz’ın bambaşka bir düşünce ve çizgiye haiz olan Karakomik Filmler serisini de seyircilere sundu. Sadece serinin 26 Haziran’da Netflix’te gösterilen ikinci filmi, gösterilen öteki yerli filmlerde olduğu benzer biçimde Netflix Türkiye tarafınca herhangi bir halde duyurulmadı.

Cem Yılmaz, Twitter’da platfromun Türkiye profilini etiketleyerek hafifçe sitem kokan esprili bir paylaşım yapmış oldu. Bunun üstüne Netflix Türkiye hesabından Cem Yılmaz’ın paylaşımını alıntılayan bir duyuru paylaşımı yapılmış oldu. Arkasından Cem Yılmaz, Netflix’in takındığı bu tavrı nükteli bir eleştiriyle ele aldı.

Cem Yılmaz’ın sitem içeren ilk paylaşımı filmi Türkiye sıralamasında zirveye yerleştikten sonrasında geldi:

Karakomik Filmler 2, Netflix tarafınca toplumsal medyada duyurusu yapılmamasına karşın 1 gün içinde Türkiye sıralamasında zirveye yerleşmişti. Geçtiğimiz hafta Netflix’in ilk Türk filmi Yarına Tek Bilet’in yayınlandığını, bu film için Netflix tarafınca ciddi reklam bütçeleri harcandığını ve yoğun bir ilgiyle karşılandığını düşünürsek, Karakomik Filmler 2’nin duyurusu bile yapılmayan zirveye yerleşmesi mühim bir başarı.

Netflix Türkiye, asla uğraşmadan Cem Yılmaz’ın tweetini alıntılayıp “esprili” bir halde vakası çözmeye çalıştı:

Filmin duyurusunu bu şekilde icra eden Netflix, takipçilerde “Cem Yılmaz’ın filmlerini bile önemsemiyor” algısı oluşturdu. Karakomik Filmler serisini öteki Cem Yılmaz filmleri ile karşılaştıran ve hoş bulmayan seyirciler Netflix’in bu tavrını yerinde görürlerken, olayın filmlerden bağımsız bir halde yorumlayanlar Cem Yılmaz’a hak verdi.

Cem Yılmaz, yaşanmış olan durumun ekran görüntüsünü çekerek nükteli bir paylaşımla son noktayı koydu:

Cem Yılmaz’ın bu paylaşımı, aslen Netflix’in yabancı bir şirket olarak Türkiye’deki seyirci alışkanlıklarına uyum sağlaması, öteki ülkelerde yapmış olduğu benzer biçimde global çapta projelere imza atmamasıydı. Hatta Netflix’in Türkiye operasyonuna ilişkin uzun bir süredir “Tv kanalı benzer biçimde oldu” eleştirileri yükseliyordu. Cem Yılmaz ile çalışmış olan ve Ayla filminin senaristi Yiğit Güralp, geçtiğimiz haftalarda Netflix’in televizyonlaşması sebebiyle üyeliğini sildiğini açıklamıştı.

Cem Yılmaz’ın Netflix’te film gösteren bir yapımcı konumunda olup platformun Türkiye pazarına ilişkin tutumunu eleştirmesi, bunu da reklamı yapılmadan zirveye yerleşen kendi filmi üstünden yapması eşine azca rastlanacak bir vaka.

Cem Yılmaz’ın eleştirisi, “Türkiye’den niçin Dark benzer biçimde bir takım çıkmıyor?” sorusunun yanıtı benzer biçimde. Bundan dolayı Netflix bunu istemiyor olabilir:

Umarız Netflix Türkiye, ülkemizdeki abone sayısını artırmaya yönelik bu süreci daha çok uzatmadan, tıpkı Almanya (Örn: Dark) ya da Danimarka’da (Örn: The Rain) yapmış olduğu benzer biçimde global çapta izlenecek Türkiye projeleriyle karşımıza gelir. Zira Hakan: Muhafız ya da Atiye dizileri Türkiye’de popüler, sadece çoktan yurt haricinde unutuldular bile. Aşk 101 dizisi ise yalnız Türkiye’deki seyircilere yönelik mahalli bir proje kalitesinde. Bir Alman dizisi olan Dark’ın bile vatanımızda ciddi fan kitlesine haiz olmayı başardığını düşünelim. Hem Dark’ın hem de 3 orijinal Türkiye dizisinin altında Netflix imzası bulunduğunu hatırlayalım.