Güldürü Yıldızı Jim Carrey’in {Hiç de} Gülünç Olmayan Yaşamı

Neredeyse 35 senedir sergilediği başarıya ulaşmış oyunculuğuyla tüm dünyada popüler olmayı başaran Jim Carrey, son yıllarda beyaz perdede artık çoğunlukla yer almıyor. Kendisine nazaran bunun sebebi artık bambaşka bir kişiliğe haiz olması. Gelin, hep gülmek için izlediğimi Jim Carrey’i bambaşka bir insan haline getiren yaşamına yakından bakalım.
80’li senelerden beri sınır tanımayan kişiliği, gülünç mimikleri ve başarıya ulaşmış oyunculuğuyla seyircilerini kahkahaya boğan Jim Carrey’i neredeyse tüm dünya tanıyor. 21 yaşlarında katılmış olduğu bir programda sergilediği performanstan sonrasında yavaş yavaş popüler olmaya süregelen Jim Carrey, güldürü şovlarında üz kazanmaya başladı.
Maske, Salak Avanak benzer biçimde filmlerle gişe rekorları kırıp adını dünyaya duyurdu. Sadece her komedyenin beslendiği gerçekler acıydı. Jim Carrey aslına bakarsak ağlatısal bir yaşam yaşamış ve geçmişte yaşamış olduğu bazı problemler yetişkinlik yıllarına da yansımıştı.
Küçükken ebeveynlerini yitirme korkusu ruhsal sorunların başlangıcı olmuştu:
Jim Carrey’nin anne babaları, hakkaten de oldukca fazla sigara içiyordu ve bu durum Jim’i son aşama endişelendirerek, sigaranın eninde sonunda onları öldüreceğine düşünmesine yol açıyordu. “Kendimi wcye kilitler ve saatlerce ağlardım, şundan dolayı sigara yüzünden her an öleceklerini düşünüyordum” diyor Jim Carrey. Anne babaları Jim’i dışarı çıkartmak için kapıya vurmak zorunda kaldıklarını da ekliyor.
Ebeveynlerinin yitirme korkusunun aslına bakarsak annesinin ölüm hakkında oldukca rahat konuşmasından kaynaklandığını belirten Jim Carrey, verdiği bir röportajda; yedi yaşlarındayken annesinin yiyecek masasında beyninde acayip bir şeyler bulunduğunu, inanılmaz derecede kötüleştiğini ve her an ölebileceğini söyledikten sonrasında korkudan tir tir titrediğini açıklamıştı.

Jim Carrey’nin ağlatısal geçen çocukluğu, 2013 senesinde çıkan ve Carrey’nin de zamanında etkilenmiş olduğu ciddi mevzuları ele alan How Roland Rolls kitabına esin oldu: “Uzun süreden beri konuşmak ve uğraşmak istediğim konulardan biri, evlatların derin düşüncelere ve sorulara haiz olduğu gerçeği. Çocuklar, yaşam ve ölüm hakkında devamlı olarak düşünerek anneme bir şey olursa ne olur, bana bir şey olursa ne olur benzer biçimde sorularda boğuluyorlar ve aileler bu biçim sorulara yeteri kadar ehemmiyet vermiyor” diyor Jim Carrey.
Aynadaki yansıması onun tek arkadaşıydı

Jim Carrey, 1984 senesinde bir dergiye verdiği röportajda çocukken devamlı yalnız bulunduğunu söylemiş oldu ve çocukken olağan dışı olup olmadığı soruldu. Şaşırtıcı bir itirafta bulunarak, zamanının çoğunu odasında aynaya bakarak geçirdiğini, o zamanlar sosyalleşmesi icap ettiğini bilmediğini söylemiş oldu. Devamlı aynanın karşısında mimik hareketleriyle kendisini eğlendirmeye çalışan Jim Carrey, yalnız da olsa güzel zaman geçirdiğini belirtti.
Yalnız olmasının sebebinin tamamen kendisinden kaynaklandığını belirten Jim Carrey, okulu bıraktıktan sonrasında etken ve çalışkan bir öğrenciden kimseyi tanımak ve kimselerle dost edinmek istemeyen birine dönüştüğünü itiraf etti.
Carrey ailecek evsiz barksız bir halde karavanda yaşamak mecburiyetinde bırakıldı

Jim Carrey’nin ailesi, zamanında hakkaten de zorlayıcı maddi sıkıntılarla karşı karşıya kaldı. Meşhur erkek oyuncu bir dergiye verdiği röportajda bir dönem parasal sorun çektiklerini ve karavanda yaşamak zorunda kaldıklarını söylemiş oldu.
Edinmiş olduğu deneyim her ne kadar üzücü olsa da, Jim Carrey bunu bir kahkaha ögesine dönüştürmeyi başardı. Stand-up gösterilerinden birisinde Carrey; “Birçok insan bunu bilmez sadece 14-15 yaşlarında babam işini yitirdi ve bir karavanda yaşamak zorunda kaldık. Kanada’da yaşıyorduk ve bu süreci sanki kampa gidiyormuşuz benzer biçimde düşünerek keyifli bir hale getirmeyi başarabilmiştim” diyor.
Her neyse ki Jim Carrey için bu zor günler sonlanmış oldu ve göstermiş olduğu başarılarının arkasından kendisine 13.4 milyon dolar değerinde sahil kenarında bir malikane satın alarak yaşam standardını tamamen değiştirdi.
Başlangıçta {hiç de} gülünç değildi

Bir derginin Hollywood’un efsanevi komedyenleriyle yapmış olduğu görüşmede Jim Carrey, hemen hemen acemiyken Comedy Store adlı bir dükkanda verdiği stand-up gösterisinde rezil rüsva bulunduğunu söylemiş oldu. Kalabalığın ondan nefret etmesine karşın sahneyi iki saat süresince inatla terk etmediğini söyleyen Jim Carrey, seyircilerin en sonunda ona sandalyeleri fırlatmaya başladığını da belirtti.
En büyük alkışı sahneden ineceğini belirttiği süre aldığını söyleyen Jim Carrey, gösterinin sonunda piyanonun arkasına geçerek seyirciden ne kadar nefret ettiğini gösteren bir müzikle uğraşmaya başladığını da itiraf etti. Carrey, yaşanmış olan olayların arkasından otomobile binmiş olduğu süre eve gidene kadar ağladığını, insanları mutsuz etmekten asla hoşlanmadığını söylüyor.
Depresyon kaçınılmaz:

CNN’e verdiği bir röportajda kendisini ciddi ve garip bir kişilik olarak tanımladıktan sonrasında, Jim Carrey’nin aslına bakarsak filmlerde görünmüş olduğu benzer biçimde mutlu bir yaşamı olmadığı yavaş yavaş belli oldu. Jim Carrey’nin kendi yaşamı ile ilgili söylediği “ara sıra mutluyum” ifadesi, akıllara Carrey depresyonla mı savaşım ediyor benzer biçimde soruları getirdi.
Bir çeşit antidepresan olan Prozac ilacını, alkolü ve uyuşturucuyu bırakıp kahve tüketimini azalttıktan sonrasında Jim Carrey mental olarak daha iyiye gittiğini belirtti ve depresyondan kurtulabilmek için maneviyata daha oldukca ehemmiyet vermeye başladı. Müslümanlığın, Hristiyanlığın ya Budizmin birbirinden farkı olmadığına, hepsinin aynı sonuca vardığına inanan Jim Carrey, tüm olayın aslına bakarsak sevgide bittiğini belirtti.
Jim Carrey, kırılan kalbini sanatla avuttu

Jim Carrey, daha ilkin kırmızı halıda birbirinden güzel hanımefendiler poz verse de, onun için en mühim ilişkisi kadın oyuncu ve güldürmen Jenna McCarthy ile oldu. Carrey Jenna ile yolları ayırdıktan sonrasında bir terapi yöntemi olarak kendisini sanata verdi. Fazlaca fazla fotoğraf çizdiğini ve evinde bu resimleri koyacak yeri kalmadığını belirten Jim Carrey çizdiği resimlerin artık mobilyalarıyla bütünleştiğini ve evle bir tüm haline geldiklerini söylemiş oldu.
Flört etmesi zor bir adam olarak biliniyordu

Jim Carrey’nin hakkaten de devamlı inişli çıkışlı bir hususi yaşamı vardı. 1987 senesinde kadın oyuncu Melissa Womer ile evlendikten sonrasında çiftin bir kız evladı oldu sadece ilişkilerini yürütemediler ve ikili boşandı. Salak ile Avanak filminin setinde tanıştığı Lauren Holly ile 1996 senesinde evlilik sonucu aldılar sadece Carrey gene uyum sağlayamadı ve tam bir yıl sonrasında boşandılar.
Carrey boşandıktan sonrasında yeni sevgili halletmeye devam etti sadece meşhur aktörün yakın arkadaşları Carrey’nin ilişki tarzından birazcık fena şekilde bahsetmeye başladı. Yakın çevresinden alınan bir kaynağa nazaran Carrey ilişkilerinde devamlı gelgitler yaşıyordu ve bigün sevgi doluysa öteki gün yalnız kalmak isteyen bir adama dönüşüyordu.
Metod aktörlüğü uğruna azca daha kendi kişiliğini kaybediyordu

Jim Carrey, 1999 yılında yapılmış olan Man on the Moon adlı filmimizde Andy Kaufman’ı canlandırarak beyaz perde dünyasında büyük ses getirdi. Efsanevi film eleştirmeni Roger Ebert, Jim Carrey’nin filmimizde göstermiş olduğu performansından son aşama etkilendi ve Carrey’nin karakteri hakkaten yaşadığını, karakterin içinde kaybolduğunu dile getirdi.
Jim Carrey göstermiş olduğu performanstan memnundu sadece 2018 senesinde The Talks adlı katılmış olduğu bir programda karakterin içinde kaybolmanın gerçekte oldukca karanlık bir tarafı bulunduğunu itiraf etti. Carrey role o denli adapte olmuştu ki filmin çekimleri bitince neredeyse kendi kişiliğini unutacak duruma gelmişti ve kendisine “ben kimim, neye inanıyorum, politik görüşüm nedir?” benzer biçimde sorular sormaya başladığını söylemiş oldu.
Metod aktörlüğü The New Yorker adlı bir mecmua tarafınca da son aşama tehlikeli olarak tanımlandı. Oyuncunun kendi karakterinde yaşamış olduğu duyguları canlandırdığı düşsel karakterle ilişkilendirmesi beyaz perde dünyasında daima münakaşa mevzusu oldu. Jim Carrey Andy Kaufman’ı oynadıktan sonrasında depresyona girdiğini söylemiş oldu ve “4 ay süresince gerçek Jim Carrey’i bir kenara koyarsam kendimden ne kalır?” dedi.
Kız arkadaşının intiharı yaşamını kaosa sürükledi

Jim Carrey’i manşetlere taşıyan bir öteki ilişkisi, bir film setinde tanıştığı makyaj sanatçısı Cathriona White ile oldu. Cathriona, 2015 senesinde kendisine reçeteli olarak verilen ilaçları yüksek dozda alarak hayatına ağlatısal bir halde son verdi. Cathriona White’ın ölümünden 1 yıl sonrasında, White’ın anası ve eski kocası, Jim Carrey’nin White’a rızası olmadan cinsel yolla hastalık bulaştırdığını, tedavi için önerilmiş olduğu ilaçların da onun ölümüne yol açtığını iddia etti.
Jim Carrey, White’a hastalık bulaştırması benzer biçimde bir durumun olmadığını keskin bir üslupla belirtti. Carrey’nin söylediklerine nazaran White bu hastalığı 2013 senesinde kaptı ve Jim Carrey’i hastalığını açığa çıkarmakla tehdit ettiğini söylemiş oldu. Jim Carrey tüm bu mesnetsiz iftiralara karşı dava açtı ve White’ın ölümünden kendisi görevli tutularak karşı taraftan istismara uğradığını söylemiş oldu.
İki taraf arasındaki dava gittikçe kötüye gitti sadece 2018 senesinde Jim Carrey’nin temsilcisi davadaki her şeyin reddedildiğini ve düştüğünü belirterek bu kararın arkasındaki sebepleri hiçbir süre açıklamayacaklarını belirtti.
Her şeyi olmasına karşın mutlu değildi

Jim Carrey, 1994 senesinde rol almış olduğu Salak ile Avanak filmimizde ortalama 20 milyon dolar kazanarak Hollywood’un en oldukca kazanan oyuncuları aralarına girdi. Carrey her ne kadar varlıklı olmuş olsa da para ona mutluluk getirmedi ve her şeye ara vermek istediğini söylemiş oldu. Hollywood Reported adlı bir dergiye verdiği röportajda; “Tüm bu olanları, şirketleri ve asla sevemedim, o yüzden bir süreliğine bırakmak istedim” dedi.
2018 senesinde Kidding adlı diziyle ekranlara geri dönen Carrey, The Talks’a verdiği röportajda hayatındaki her ayrıntıyı sorguladığı bir uyanış sürecinden geçtiğini dile getirdi. Bu kadar mutsuz olmasının ardındaki sebebin her insanın istediği şeylere haiz olup gene de doyum olamamak bulunduğunu belirten Jim Carrey, çekmiş olduğu acıları anlamaya emek harcayarak kendisine bir kurtuluş yolu bulduğunu dile getirdi.



