Bir Ay Sonunda iPhone 16e’de Sevdiklerim ve Nefret Ettiklerim

iPhone 16e ilk tanıtıldığından bu yana hem tamamlanmamış özellikleri hem de gerek global gerek ülkemizdeki fiyatıyla büyük tepki görmüş oldu. Açıkçası iyi anlamda da fena anlamda da herhangi bir teknolojik ürün tepkilerin ana odağıysa kontrol etmeden duramam. Hâl bu şekilde olunca derhal iPhone 16e siparişi verdim ve ortalama bir aydır kullanıyorum. Peki ‘bir editörün bakış açısından‘ neler iyi neler fena? Gelin masaya yatıralım.

Ilk olarak belirteyim; içerikte tamamen günlük kullanımdaki düşüncelerimden, iPhone 16e’yi niçin aldığımdan ve neleri karşılayabildiğinden bahsedeceğim. Kısaca teknik detaylar içinde boğulmak istiyorsanız üzgünüm. Hâlâ okumaya devam ediyor ve yüzüme teknik özellikler fırlat diyorsanız da sizi önden şöyleki alalım:

Satın alma süreci ve beklentilerim

Şimdi teknik tarafları hallettiysek telefonun tanıtılmasından ve satın alma sürecimden bahsedeceğim. Yılların Samsung kullanıcısı olsam da işim gereği Apple ekosisteminden fazlaca fazla ürün kullanıyorum ve vakit benim için en mühim şey. Hâl bu şekilde olunca artık yavaş yavaş iPhone’a geçmem gerektiğine karar vermiştim. Aslına bakarsak şimdiden fazlaca büyük beklentilerimin olmadığını anlamış olabilirsiniz.

Ki öyleki de. Gene işim ve ilgi alanım gereği suni zekâ benim için en mühim mevzu. Apple Intelligence hâlen kafi seviyede ve tanıttığı özelliklerle aramızda olmasa da mevzu Apple olunca bir noktada bunu başaracağından inanırım. O yüzden minimum iPhone 15 Pro yada standart iPhone 16 olacaktım. Bilhassa de kamerayla hakkaten fazlaca bir işi olmayan biri olduğumu söylemem lazım.

Tam telefonu almayı kararlaştıracağım sıralarda iPhone 16e’ye dair sızıntılar patlak verdi. Başta iPhone SE 4 olacağı söylendi fakat emin olun isminin hiçbir önemi yok. Tek beklentim Apple Intelligence’ı destekleyecek bir CPU’ya haiz olması ve Plus boyutlarında olmamasıydı. Gel görelim ki Apple maliyeti CPU’dan kısmak yerine kameradan kısarak aslen tam da aradığım telefonu üretmiş oldu. İnanın bu tarz şeyleri telefonu övmek için söylemiyorum -ki merak etmeyin birazdan gömeceğim noktalar da olacak- fakat hâl bu şekilde olunca iPhone 16e’yi görünce sipariş verdim.

İlk deneyimlerim

Aslına bakarsak beklentilerimi azca fazlaca bildiğim için ilk deneyimlerimin iyi mi sonuçlanacağını da biliyordum demek arzu ederdim fakat hayır. iPhone 16e’nin tanıtılmasının peşinden gelen tepkiler o denli yoğundu ki “Almakla hata mı ettim?” demesem bile içimde bazen şüphe oluşmadı değil.

Şimdi ufaktan problemlere geçeceğim. 120Hz bir telefondan geçtiğim için 60Hz ekran beni beklediğimden daha çok rahatsız etti. Burada Apple’a kızamayacağım şu sebeple standart iPhone 16’da bile 60Hz ekran varken iPhone 16e’de daha fazlasını beklemek pek mantıklı değil. Ha “Yıl olmuş 2025, hâlâ 60Hz ekran mı üretilir?” derseniz orası ayrı. Kesinlikle hemfikirim.

Şunu da söylemem gerek. 60Hz ekrana alışmak en fazla birkaç gününüzü alıyor. Bu süreçte 120Hz bir telefon kullanmazsanız gözünüz artık 60Hz’den rahatsız olmuyor. Aslına bakarsanız telefonu iş ve toplumsal medya haricinde fazlaca etken kullanmadığımdan benim için bu süreç fazlaca daha kolay geçti.

Bir öteki mühim mevzu ise araç-gereç kalitesi. Mevcut başka markaları gömmek şeklinde bir niyetim yok fakat iPhone 16e’ye gelen “Fazlasıya ucuz hissettiriyor.” eleştirileri de fazlaca fazlaydı fakat tam aksine iPhone 16e’ye geçtiğimde premium segment bir telefon kullanıyormuş şeklinde hissettim. Materyal kalitesi oldukça yeterliydi. Açıkçası bu eleştirinin arkada tek kamera bulunmasından dolayı güzel duyu bir görünüme haiz olamamasından kaynaklandığını düşünüyorum.

‘Uygun fiyatlı’ bir telefona gore premium bir ekran

Siz derhal kızmadan söyleyeyim, iPhone 16e’nin uygun fiyatlı olmadığında aynı fikirdeyiz fakat sonunda Apple bu telefonu bu şekilde lanse ediyor. Ekran mevzusunda Apple’ın fena bir iş çıkarmayacağını biliyordum ve gerek renk kalitesi gerek canlılık olarak fazlasıyla memnun kaldım.

Dinamik ada olmalı mıydı diye sorarsanız… İnanın çentikli ekran tercih edilmesi delicesine takıntılı değilseniz çok da fazla umursayacağınız bir husus değil. Fakat aslolan umursayacağınız şey telefonu bir tek evinizde değil dışarıda da kullanabiliyor olmak.

iPhone 16e’yi dışarıda, bilhassa de güneşin tam altında kullanmayı düşünüyorsanız işiniz hakkaten zor. Telefonun parlaklığını en yükseğe çekmeme karşın güneşin direkt ekrana vurmuş olduğu senaryolarda ekranı görmek hakkaten güç. Olası kuvvetle bu tip senaryolarda telefon otomatikman parlaklığı düşürüyor fakat telefonun tepe nit parlaklığının da oldukça düşük bulunduğunu belirtmem gerek.

Apple Intelligence, iPhone 16e aldırır mı?

Şu an Apple’ın mevcut suni zekâsını kullanmak için alabileceğiniz en uygun fiyatlı iPhone modeli iPhone 16e. Keza telefon firmanın mevcut en kuvvetli işlemcilerinden A18’e de haiz (bir tane tamamlanmamış grafik işlemcisiyle). Telefonu bir editörün bakış açısından yorumladığımızdan benim için Apple Intelligence bu telefonu alırken karar verme aşamasında yer edinen en mühim hususlardandı.

Ilkin suali özetlemek gerekirse cevaplayacağım. Apple Intelligence en iyi hâlinde bile herhangi bir telefonu aldıramaz. Bunu Apple Intelligence’i gömmek için söylemiyorum -ki gömülecek fazlaca tarafı var- şu sebeple Apple Intelligence ile yapabileceğiniz her şeye artık tamamen parasız bir halde erişebileceğiniz fazlaca fazla platform ve vasıta var. Benim almakta mühim husus olarak değerlendirme nedenim tamamen bu sektörden ekmek yiyor olmam. İyisiyle kötüsüyle neler sunduğunu deneyimlemem gerekiyor.

Apple her ne kadar bırakın iPhone 16e’yi topyekün iPhone 16 serisini Apple Intelligence özellikleriyle tanıtsa da ne yazık ki hâlâ tanıtılan tüm özelliklere haiz değil, dahası tüm bölgelere açılmış değil. Mesela Türkiye’de kullanmak için ne yazık ki bölge değiştirmeniz gerekiyor ve Apple ne vakit Türkiye’ye sunacağını da açıklamış değil. Apple Intelligence ile beraber tanıtılan gelişmiş Siri’den söz etmiyorum bile. Eğer suni zekâ ile işiniz yoksa emin olun iPhone 16e’den ilkin tercih edebileceğiniz değişik iPhone’lar var.

Birçoğunuz kamerayı merak ediyorsunuz fakat…

Yazının başlarında da söylediğim şeklinde kamera hakkaten minimum kullandığım şey. Aslına bakarsak çoğunlukla gezi eden biriyim fakat hiçbir vakit kamera ile içli dışlı olamadım. Bir ihtimal teknik detaylar ve gelişmeler sizi doygunluk ediyor olabilir fakat ben bir kameranın göstermesi gerektiği şeyi göstermesi dışındaki kabiliyetleriyle emin olun gram ilgilenmiyorum.

“O denli da boomer olamazsın ya!” kabul edebilirsiniz fakat merak etmeyin benim de bu aşamada kendimce eleştireceğim bir mevzu var o da geniş açılı kamera olmaması. Geniş açılı kamera artık hayatımızın her yerinde ve basit bir fotoğrafı bile geniş açılı kamera ile çekmeye alıştık. Uygun fiyatlı Android telefonlarda dahi yer verilen bu kameraya iPhone 16e’de bilhassa de 2025 senesinde çıkan yeni bir telefonda yer verilmemesi beni de üzdü.

Ana kameraya dair emin olun ne diyeceğimi bilmiyorum şu sebeple iPhone 16 Pro kamerasıyla yan yana koysanız ciddi farklar bulamayacağınıza inanırım. Fakat mevzu kamera özelliklerine erişince elbet iPhone 16 Pro ‘kameralarıyla’ kıyaslanamaz onda hemfikirim. Kısacası telefonda önceliğiniz kameraysa ilkin önceliğinizi detaylandırın peşinden iPhone 16e alıp almayacağınıza karar verin.

İşte can dostum: Uzun pil ömrü

Hepimiz şeklinde ben de telefonların şarjının hızla bitmesinden nefret ediyorum. Mevzu uzun pil ömrü olduğunda geçmişe kıyasla giderek artan uygulamalar, hem de arka planda emek harcayarak fazlasıyla yük oluşturduğundan, işletim sistemleri ve uygulamaların optimizasyonu kadar pillerin kapasitesi büyük ehemmiyet taşıyor.

Apple resmî olarak iPhone’larda kullandığı pillerin kapasitesini açıklamıyor olsa da iPhone 16e’nin pil kapasitesinin 4.005 mAh olduğu ortaya çıkmıştı. Kıyaslamak gerekirse iPhone 16 ve iPhone 16 Pro’nun pil kapasitesi 3.561 mAh iken iPhone 16 Pro Max’ın pil kapasitesi 4.685 mAh. Kısaca iPhone 16e mevcut tüm iPhone modelleri içinde pil kapasitesi bakımından en iyi ikinci telefon konumunda.

Teknik detaylara girmeyeceğim deyip gene teknik detaylar vermiş oldum fakat günlük deneyimde de bu durumu hissedebiliyorsunuz. İlk bir aylık deneyimimde telefonu gün içinde toplumsal medya ve iş haricinde pek fazla kullanmadım ve iki gün süresince rahat bir halde şarj etmeden kullanabildim. Eğer pil ömrünü önemsiyorsanız iPhone 16e emsalsiz fazlaca iyi bir seçim.

Uzun lafın kısası…

İnanın bu kadar uzatmayı düşünmüyordum fakat yazdıkça yazası geliyor insanoğlunun. Ki bir telefonda ele alınması ihtiyaç duyulan bundan fazlaca daha çok detay var fakat benim beklentilerim ve kullanım deneyimim açısından değineceklerim nerede ise bunlarla sınırı olan.

Özetle, iPhone 16e Türkiye şartlarında 30.000 TL bandında bir fiyat etiketine haiz olsaydı alınabilecek en iyi telefonlardan biri diyebilirdim fakat bırakın daha ucuz olmasını, çıkalı bir ay geçmeden zamlanarak 50.000 TL bandına yükselmiş durumda.

Bu aşamada “Bu fiyata X telefonu alsan fazlaca daha iyi” hesabına girmeyeceğim elbet. Her insanın bütçesi ve beklentileri birbirinden değişik. Bu sebeple en azından iPhone 16e’ye dair kafanızda en küçük bir düşünce bile oluşturabildiysek ne mutlu.