Birçok Otomobil Modeli, “Geyik Testi”ni Niçin Geçemiyor?

Geyik testi yada bir öteki adıyla kaçınma manevrası, bir otomobilin ani bir durumla karşılaştığında vereceği tepkidir. Düz bir yolda yada akan bir trafikte işler kolaydır sadece ya önünüze beklenmedik anda bir insan yada hayvan çıkarsa? İşte o süre işler sarpa sarabilir.
Bu aşamada mühim olan şey ise otomobilinizin, manevrayı doğru bir halde yapmış olup yapamayacağı olur. Araçlar için oldukça büyük bir ehemmiyet arz eden geyik testinde, beklenmedik otomobillerde beklenmedik başarısızlıklar görülebilir.
Peki, bazı yeni otomobillerin bile bu testte başarısız olmasının sebebi nedir?
Mesela İsveç’te seyir hâlindeyken yola geyiklerin atlaması oldukça yaygındır ve bu sebeple bahsi geçen teste, geyik testi adı verilmiştir.

Trafikte de yalnızca frenlemenin kazadan kurtulmak için kafi olmadığı durumlarda, çarpışmadan kaçmak için manevra yapılmasını gerektiren pek oldukca durumla karşılaşmak mümkündür.
Elbet bu ani manevralarda da aracın kontrolden çıkmaması ya da takla atmaması gerekir. Geyik testi de otomobillerin tam olarak bu kabiliyetini ölçmeye yarar.
Bu testler, yolcuların içinde bulunmuş olduğu ve bagajın tam dolu olduğu şekilde gerçekleştirilir.
Hız çoğu zaman 64 ila 80 km/s içinde olur. Bu hız, geyik testi için yüksek görünmeyebilir sadece manevra yapılacak alan, oldukça dardır. Ek olarak bu kontrol tek seferlik değildir. Her vasıta modeli için hız, aşamalı bir halde arttırılır ve bu kontrol, yine yine uygulanır.
Aslına bakarsak geyik testi; 1997’de Mercedes A-Class’ın, otomobil dünyasını oldukça şaşırtan başarısız kontrol sonucuyla dünya genelinde popülerlik kazanmıştır. A-Class, dingil mesafesine bakılırsa yüksek bir otomobildir ve bu da ağırlık merkezinin yukarıda olmasına niçin olur.
Aracın yolcularla ve bagajla dolu olduğu durumda ağırlık merkezi daha da yukarıda olur ve kontrol de tam bu yüzden vasıta yüklüyken gerçekleştirilir şundan dolayı bu, en fena koşuldur.
Vasıta manevra yaptığında dışarıya doğru bir kuvvet oluşur ve bu da aracın ağırlık merkezine tesir eder.
Ağırlık merkezi yerden ne kadar yüksek olursa aracı etkileyen kuvvet de bir o denli büyük olur. Esasen bu durum bir nevi kaldıraç prensibi olarak da düşünülebilir.
Öte taraftan Mercedes ilk etapta bu problemi görmezden gelse de sonradan bu problemi kabul etmiş ve binlerce aracı geri çağırmıştır. Mühendisler ise araca elektronik stabilite kontrolü ilave ederek ve süspansiyonları yine elden geçirerek problemi çözmüştür.
Fakat son yıllarda birçok popüler otomobil, aynı sorun sebebiyle geyik testinde başarısız olur.
İlk olarak 2010’da Citroen Nemo ile meydana getirilen bir testte vasıta takla atar.
Gene bu duruma kısa dingil mesafesi ve yüksek ağırlık merkezi sebep olur. 2016’da da Toyota Hilux, geyik testi esnasında devrilmekten kıl oranı kurtulur. Hilux bir arazi aracıdır fakat bununla beraber trafikte ilerlerken önüne yaya çıkması benzer biçimde ihtimaller içinde bir durumda ani manevra kabiliyetine haiz olmalıdır.
Hilux, pick-up tipi bir vasıta olduğundan ağırlık merkezi herhangi bir otomobile bakılırsa yerden daha yüksektir. Ek olarak kasasında bir yük olduğunda, bu ağırlık merkezi daha da yukarı çıkar ve bu durum da beklenmedik manevralarda araca, yüksek bir kuvvetin tesir etmesine sebep olur.
**
**
Gene bu aracın süspansiyonları da oldukça yumuşaktır ve bu da manevralarda aracın oldukca daha çok yana yatmasına sebep olur. Bu problemden sonrasında ise Toyota mühendisleri problemi iyi mi çözebilecekleri üstünde bir düşünce birliğine varmaya çalışır.
4 ay sonrasında Toyota, Hilux’ın elektronik stabilite kontrolünü günceller ve lastik basınçlarını 0.3 bar arttırarak bu problemi çözer ve vasıta böylece geyik testini başarıyla geçer.
2020’de geyik testine doğal olarak tutulan vasıta ise Toyota RAV4 olur.

Bu vasıta, geyik testinde savrularak oldukça fena bir performans gösterir. Bunun sebebi ani direksiyon hareketlerinde aracın kontrolden çıkmamasını elde eden elektronik bir denetim sistemi olan ESP’nin, aracın hareketini yeterince kısıtlamamış olmasıdır.
Mercedes, ESP’yi kullanan ilk üreticilerden biridir ve ESP olan ve ESP olmayan ilk değişik aracı geyik testine doğal olarak tutarak neler olacağına bakar. ESP’siz vasıta, manevra esnasında kontrolden çıkıp âdeta drift yapıyormuş benzer biçimde gözükürken ESP’li vasıta, stabil bir halde manevra yapar.
Ek olarak yüksek hızlarda ESP’siz bir araçta takla atmak neredeyse kaçınılmaz olur. Özetlemek gerekirse ESP, güvenlik noktasında oldukça mühim bir sistemdir. Bu doğrultuda 2014’te Avrupa’da üretilen her otomobilin ESP’li olması mecburi kılınmıştır.
2012 senesinde da Jeep Grand Cherokee modeli kontrol edilir ve manevra esnasında beklenmedik bir halde aracın tekeri patlar.

Jeep üreticileri bu durumu kabullenmek istemese de arka arkaya meydana getirilen iki testte de tekerler için durum aynıdır. 2014 senesinde kontrol edilen Porsche Macan’da da buna benzer bir sorun vardır. Porsche Macan, geyik testi esnasında şaşırtıcı bir halde manevra esnasında ön tekerlerini kitler.
2020’de ise Hybrid Volkswagen Passat’ta meydana gelen testte aracın arkası tahmin edilenden fazla savrulur ve aracı toparlamak oldukça güç bir hâle gelir. Skoda Superb ve Hybrid Mercedes C350 de aynı şekilde bir performans gösterir.
Şundan dolayı bu hibrit modeller, benzinli model platformunda üretilir ve batarya sonradan eklendiğinden ağırlık değişimi farklılaşır.
Ek olarak 2021’de kontrol edilen Ford Mustang Mach-e de haiz olduğu fena ESP sebebiyle geyik testini başarısızlıkla sonuçlandırır.
En şaşırtıcı kontrol neticelerinden biri de oldukca iyi bir yol tutuşuna haiz olmasına karşın BMW M4’e aittir. Vasıta, kontrol esnasında başarıya ulaşmış bir halde yön değiştirse de arkası savrulur. Bilhassa bu sonuçtan sonrasında birçok şahıs, geyik testini eleştirmeye adım atar.
“Peki bu testte asla başarıya ulaşmış olmuş bir vasıta yok mu?” derseniz yanıt Tesla Model X’tir. Vasıta SUV olmasına karşın zeminde yer edinen bataryalardan dolayı ağırlık merkezi, içten yanmalı motora haiz olanlarına bakılırsa oldukca daha aşağıda bulunur.
Bu sayede de vasıta oldukça iyi bir performans gösterir. Hatta bu modelin ağırlık merkezi o denli alttadır ki geyik testi esnasında aracın devrilmesi neredeyse imkânsızdır.
Karşınızda geyik testinin en başarıya ulaşmış otomobili: 1999 model bir aile otomobili Citroen Xsara.

Bu başarının arkasında ise aracın bilgisayar kontrollü etken süspansiyon sistemi vardır. Süspansiyonda bulunan hidrolik, mevcud sertliği anlık olarak değiştirebilir. Citroen bu hidrolik süspansiyonu ilk olarak 1955 senesinde Citroen DS’de kullanmıştır.
Virajlarda düzgüsel süspansiyonlarda yük, dıştaki tekerlere binerken içteki tekerlerde yük en aza iner. Citroen Xantia’nın etken sisteminde ise tekerlere binen yük dengelenir ve bu sayede vasıta, ani manevralarda stabil kalabilir.



