Daha 1. Bölümüyle Herkesi Ekran Başına Kilitleyen Diziler

Dizilerin pilot kısmı kısaca ilk kısmı, günümüzde platformların artmasıyla beraber önemini yitirse de geleneksel dizi piyasasında oldukça kıymetli bir noktadaydı. Bundan dolayı dizi yapımcıları ile kanallar arasındaki antak kalma, pilot kısmına bağlıydı. Yöneticiler, pilot bölümünü beğenirlerse ilk sürem için yeşil ışık yakıyordu.

Dizi yapımcıları, pilot bölümün etkisi altına alan, coşku verici ve dolu dolu olması için ellerinden geleni yapıyordu. Bu yüzden bazı dizilerin pilot bölümleri büyük ses getirmiş ve reyting rekoru kırmış.

Bir kere izleyince devamı gelen diziler:

Öyleki bu şekilde değil, fazlaca bozdu: Lost (2004 – 2010)

Lost, dizi tarihinin dönüm noktası olan yapımların başlangıcında gelmektedir. Mevzusu, kurgusu ve tonuyla ondan sonrasında gelen dizilere öncülük etmiştir.

Dizinin 82 dakikalık pilot kısmı ikiye ayrıldı ve “Bölüm 1/2” şeklinde yedi gün arayla gösterildi. İlk bölümüyle 18.6 milyon izleyiciyi ekran başına toplayan dizi, kolay cevaplar vermeyi reddedip gizemli tonu ve anlatısıyla daha ilk bölümden yerini kuvvetlendirmişti. Bundan dolayı bir tayyare tenha adaya düşüyor ve adada kutup ayısı var. Sırf bu iki mevzu için bile yeni bölüm heyecanla beklenir. Ek olarak ilk bölümün sonundaki o radyo anonsunu iyi mi unutabiliriz ki?

Finali iyi olan nadir dizilerden: Breaking Bad (2008 – 2013)

Bir çok dizinin pilot bölümünde; ilkin karakterler tanıtılır, peşinden o karakterler bir olayın içine dahil olur, büyük sayılabilecek bir olayın patlamasıyla dizinin mevzusu başlamış olur. Fakat Breaking Bad dizisi bu yöntemi kullanmayarak farklılığını ortaya koymuştu.

Dizinin başlangıcında, İngiliz edebiyatında yer edinen “medias res” kısaca “ortadan adım atmak” tekniği tercih edilmiş. Deri bir pantolonun gökyüzünden aşağıya doğru süzülmesiyle oluşturulan dizi, Walter ve Jesse karakterlerinin büyük bir kargaşa içinde kaçışlarını gösteriyordu. Bu sekans aslen pilot bölümün finaliydi fakat bu tercih ile daha ilk saniyelerde dizi, izleyicinin dikkatini çekmeyi başarmıştı. Bundan dolayı bu iki karakter, çölün ortasında niçin kaçıyorlardı ki acaba?

Yaşanılan o dehşet zamanlarını, iliklerinize kadar hissediyorsunuz: Chernobyl (2019)

Daha güncel bir takım olan Chernobyl mini dizisi, yayınlandığı andan itibaren 2019 yılına damgasını vurmuştu. Günümüzde meydana getirilen en iyi dizi listelerinin ilk sıralarında yer edinen yapım, mevzusu ve ambiyansı yardımıyla ilgileri üstünde toplamayı başarmıştı.

Dizi, ülke olarak yabancı olmadığımız Çernobil Nükleer Santrali’ndeki ihmaller ve yanlış kararlar neticesinde yaşanmış olan patlamayı mevzu alıyor. Patlamayı mevzu alan başarıya ulaşmış yapım yokluğunu da fırsat bilen dizi, kaliteli işçiliğiyle hatırlanacak pilot bölümler listesine girmeyi hak ediyor.

Fight Club’ın daha teknolojik olanı desek yanlış olmaz herhalde: Mr. Robot (2015 – 2019)

Kabahat, gizem ve gerilim dizisi Mr. Robot, mevzusu itibarıyla direkt ön plana çıkan bir yapım. Siber güvenlik mühendisi olan Elliot’un iş haricinde bilgisayar korsanlığı yapar. Fakat yapmış olduğu bu fiil özünde kötücül bir fiil değil. İşte dizi ilk bölümünde insanları bu mevzuda yakalamıştı.

Dizinin ilk bölümünde Elliot, kurum ve konum sahibi kişilerin yapmış olduğu büyük suçları ve kabahat organizasyonlarını ifşa ederek, bir nevi bir kahraman figürü çiziyordu. Bununla beraber daha büyük olayların var bulunduğunu ve günümüz yaşamına ilişik sorunların ele alındığını fark eden seyirci ister istemez kendisini olayların içinde bulmuştu.

Finalin o şekilde olmasaydı 10/10’luk bir dizisin: Game of Thrones (2011 – 2019)

Game of Thrones dizisi, finali her ne kadar beğenilmese de çağdaş dönemin en başarıya ulaşmış dizilerinin başlangıcında geliyor.

2011 senesinde seyirciyle buluşan dizinin pilot kısmı aslen iki kere çekildi. Söylenenlere gore ilk versiyonu felaketti. Kanalların ikinci şansı verdiği pek görülmemiştir fakat HBO, diziye bir talih daha vererek pilot kısmı yeniden çektirdi ve bugüne kadarki en büyük serüvenlerden birini başlattı.

Acımasız, tehlikeli ve büyüleyici Westeros‘ta; bol miktarda entrika, aşk, intikam, cenk eşliğinde kışın gelmesini hangimiz heyecanla beklemedik ki?

Karanlık ve gizemli bir kabahat draması: True Detective (2014 – 2019)

Matthew McConaughey ve Woody Harrelson şeklinde adların başrolünde olduğu True Detective dizisi, oyuncu ekibiyle dikkatleri çekmeyi başarmıştı.

İlk bölümden itibaren karanlık ve kasvetli bir ambiyansta; gizemli, yırtıcı ve rahatsız edici bir cinayeti çözmeye çalışan iki dedektifin hikâyesi bir çok kişide merak uyandırır. Bu bulmacayı bir de iki değişik süre dilimiyle çözmeye çalıştırmak fazlaca yerinde bir tercihti.

Gönüllerde taht kurmuş efsaneleşmiş bir yapım: Prison Break (2005 – 2017)

https://www.youtube.com/watch?v=7DQ-87kLpX4

Suçsuz bulunduğunu bilmiş olduğu abisini hapishaneden kurtarmak için hapishaneye giren Michael Scofield’ın öyküsünü özetleyen Prison Break, muhtemelen çoğumuzun unutulmaz dizileri arasındadır.

İzleyiciyi olayların ortasına atan ve gereksiz açıklamalar ile süreyi uzatmayan Prison Break’in pilot bölüm başarısının arkasında final sahnesi geliyor desek yanlış olmaz.

Hatırlarsınız ki ilk bölüm, Michael Scofield’ın dövmelerini abisine göstermesiyle sonlanıyordu. Neredeyse tüm vücuduna hapishanenin ve kaçış yollarının haritasını dövme yaptıran bir karakterin ilerleyen bölümlerde neler yapacağını merak etmemek ne mümkün.

Kahramanmaraş dondurması şeklinde uzatılan dizilerden: The Walking Dead (2010 – 2022)

2010’da seyircilerle buluşan The Walking Dead dizisi, o döneme gore dudak uçurtan bir sinematik kaliteyle boy göstermişti.

Kıyamet ve salgın şeklinde mevzular her daim iş yapma potansiyeline haizdir. Bu potansiyeli alıp kaliteli bir prodüksiyonla harmanladığınızda karşınıza The Walking Dead şeklinde kaliteli bir yapım çıkıyor.

İlk bölümde -28 Days Later filmimizde olduğu gibi- hastanede uyanan baş karakterimiz Rick Grimes’ın karşılaşmış olduğu yeni dünya, seyirciler üstünde de tokat tesiri yaratıyordu.