Ezel Dizisiyle Hafızalarımıza Kazınan 15 Replik

Yayınlandığı dönemde milyonlarca insanı ekran başına kilitleyen Ezel’de duyduğumuz replikleri sizler için derledik. Çoğunu Tuncel Kurtiz tarafınca canlandırılan Ramiz Karaeski’nin sesinden duyduğumuz bu replikler, sizleri Ezel’e başlatma isteği uyandırabilir.
Her ne kadar son yıllarda tekdüzeleşmiş olsalar da Türk dizileri, dünya tarafınca da kabul görmüş başarıya ulaşmış yapımlar. Hepimiz de elimizin altındaki bu madenlerin kıymetini daha iyi anlayıp tanımak için yeni bir seriye başlayacağız. Türk dizilerinin efsaneleşmiş repliklerine yer vereceğimiz içeriklerimiz, siz kıymetli takipçilerimizin içinde “Yalnız güzel diziydi ha” şeklinde bir duygu oluşturabilir. Tertipli olarak oluşturacağımız bu listemizin ilk konuğu, final bölümünün arkasından seneler geçmesine karşın hala pek oldukca kişinin en oldukca sevilmiş olduğu dizi olmayı başaran Ezel olacak.
Tuncel Kurtiz benzer biçimde büyük bir ustanın yaşam verdiği Ramiz Dayı başta olmak suretiyle gerek hikayesi gerekse de oyunculuklarıyla oldukca hususi bir takım olan Ezel, replikleriyle de beğeni toplamaya devam ediyor. Hadi gelin ilkin Ezel’in kısa bir öyküsünü, sonrasında da bu dizideki replikleri hatırlayalım.
Türk tv efsanesi Ezel’i tanıyalım
Ay yapım tarafınca toplamda 71 bölüm gösterilen Ezel, aslen Monte Kristo Kontu’nun başarıya ulaşmış bir uyarlaması olarak geçiyor. Dizide baş karakterimiz Ömer, aşka düştüğü Eyşan’la evlenme hazırlıkları yapmaktadır. Ek olarak Ömer’in çocukluk arkadaşı Cengiz ve oldukca sevilmiş olduğu ustası Kerpeten Ali’yle de oldukca yakındırlar. Bigün; Eyşan, Cengiz ve Ali, son aşama iyi niyetli olan Ömer’e ihanet ederek kendi yaptıkları hırsızlığı bizim saf karakterimizin üstüne atıp Ömer’i cezaevine gönderirler.
Cezaevinde Ramiz Karaeski; bilindik adıyla Ramiz dayıyla karşılaşan Ömer, suçsuz yere bu hapishanede yatar. Bir isyan sonrası cezaevinde çıkan yangında vücudu yanan Ömer, Ramiz dayının bağlantılarıyla hapishaneden çıkarılıp ameliyatlar sonucu bambaşka bir insana dönüşür. Bu süreçten sonrasında Ömer diye biri yoktur, artık o Ezel’dir. Bir süre sonrasında Ramiz dayı da hapishaneden çıkar ve beraber alınması ihtiyaç duyulan intikamların peşine düşerler.
Türk dizi efsanesi Ezel’in hafızalardan çıkmayan replikleri
“Fırtınada ağaçlar iyi mi çatırdar bilir misin kardeş?”
Hepimiz öldürür sevdiğini…
“Oysa hepimiz öldürür sevdiğini, kulak verin bu dediklerime.
Kimi bir bakışıyla yapar bunu, kimi dalkavukça sözlerle.
Korkaklar öpücük ile öldürür, yürekliler kılıç darbeleriyle.
Kimi gençken öldürür sevdiğini, kimi yaşlıyken.
Şehvetli ellerle boğar kimi, kimi altından ellerle.
Merhametli şahıs bıçak kullanır, zira bıçakla ölen acele soğur.
Kimi yeterince sevmez, kimi fazla sever.
Kimi satar, kimi de satın alır.
Kimi gözyaşı döker öldürürken, kimi kılı kıpardamadan.
Bu sebeple hepimiz öldürür sevdiğini, fakat hepimiz öldürdü diye ölmez.”
“Nereye gitti bizim İstanbul ha!”
Sen adamlarına öldürmeyi öğretirsin, ben ölmeyi…
“Seninle benim aramdaki fark kardeş, sen kendin için yalvarırsın, ben ise sevdiklerim için… Seninle bizim aramızdaki fark kardeş, sen adamlarına öldürmeyi öğretirsin, ben ölmeyi. Öldürmek için gelen öldürmeden dönebilir, fakat ölmek için gelen…”
Son bir şarkı…

“Bir şarkı isterim kardeş senden, son bir şarkı. Küçük bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin. Son kere çal benim için.”
Yaşamın kuralı bu yeğen…
“Yaşamın kuralı bu yeğen. Ne kadar uzağa gidersen git, başladığın yere dönersin sonunda. Ne kadar değişirsen değiş, nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı. Ne kadar terbiye etsen de susturamazsın içindeki canavarı. Nereye gidersen git yeğenim şunu unutma; hepimiz gün olur evine geri döner.”
Neymiş sorun?
“Sorun, en mutlu olduğun o gün, en güzeller hayaller kurduğun o gün ölmekmiş sorun. Sorun ölmek değil, sorun dost bildiğin, en güvendiğin insanın eliyle ölmekmiş sorun.”
Asla kimse çaresiz değildir…

“En karanlık gününde, en çaresiz anında kendini ortaya atıyorsan eğer, en mutsuz anında, kendin için değil, evlatların için, kendini deva diye sunuyorsan eğer, yüreğinde çocuğunun sevgisini tutan, asla kimse çaresiz değildir.”
“Kimi zaman o şekilde acır ki için değiştin sanırsın, şimdi dersin. Şimdi her şeyi yapabilirim.”

“Ben her şeyi olan ve kaybedeceği hiçbir şey olmayan insanım.”

Aşağıda alevler, arkamda melek, önümde şeytan…

“Bugün bir köprünün tam ortasında duruverdim. Aşağıda alevler, arkamda melek, önümde şeytan, ikisi de aynı suali sordu: Kimsin sen? Kimin tarafındasın? Aşk mı? İntikam mı? Mahkum mu? Cellat mı? Hep ikisinden birini seçmemizi isterler fakat hep üçüncü bir şık var; o da ateşe atlamak.”
Güç gizden gelir…
https://www.youtube.com/watch?v=UqnW5All7eg
“Kaderimiz niye avucumuzun içinde yazılıdır bilir misin? Gerektiğinde gizleyebilelim diye. Niye bilir misin? Bu sebeple güç gizden gelir. Gerçek niyetini kimse bilmeyecek. Kaderin sırrındır. Kaderini kimselerle paylaşmayacaksın.”
Avucundakileri savuracaksın havaya…
“Kimi zaman yeğen, işleri yoluna koymak için sıkmayacaksın yumruğunu, açacaksın avucunu. Avucundakileri savuracaksın havaya. Bekleyeceksin, bekleyeceksin sana geri gelmelerini.”
Hepimiz doğasının gereğini yapar…
Geçmişe dönmek başka, geçmişi silmek başka. Bir kere aktı mı dönemin içinden suyun yolu değişmez. “Unutma! Bin kere dönsen o güne, bin kere ihanet edecekler sana. Hepimiz doğasının gereğini yapar. Bin kere ihanet etseler sana çaresi yok bin kere gidersin yanlarına.”



