Formula 1 Araçlarının Kokpitleri Niçin Kapalı Yapılmıyor?

Formula 1 otomobilleri, açık tekerlekleri ve açık kokpitleriyle artık bir sembol hâline geldi. Sadece kokpitlerin açık olması, kazalarda oldukça ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Durum bundan ibaretse niçin kapalı kokpitler tercih edilmiyor?
Formula 1, geleneklerine sıkı sıkı bağlı kalan sporlardan biri. Küçük bir değişim bile büyük bir tesir yaratabilir. Açık kokpitleri kapalı hâle getirmek büyük bir değişim olsa da güvenliğe katkısına değmez mi?
Sırf bu güvenlik açığı yüzünden birçok pilotun ciddi kazalar yapmasının yanı sıra aralarında yaşamını kaybedenler bile oldu. Her kazadan sonrasında kapalı kokpit gündeme geldi sadece yapılmadı. İyi de niçin?
Kokpit güvenliği devamlı artırılsa da hiçbir süre kapalı kokpite geçilemedi.
Dan Wheldon, Henry Surtees, Jules Bianchi, Maria De Villota ve Felipe Massa şeklinde yarış pilotları; Formula 1 tarihinde oldukça tehlikeli kazalar geçirdiler. Yukarıda görselini verdiğimiz Bianchi’nin kazasını bağlantıya tıklayarak YouTube üstünden seyredebilirsiniz.
Fernando Alonso, ölümle sonuçlanan Bianchi’nin kazasından sonrasında yapmış olduğu basın açıklamasında “En azından kapalı kokpit fikrini gözden geçirmeli, denemeli ya da kontrol etmeliyiz. Teknolojimiz var, uçaklarımız var, niçin düşünmeyelim? Son zamanlardaki motor sporlarında en büyük kazaların tümü kafa yaralanmaları.” demişti.
Kokpit güvenliği seneler içinde devamlı artırıldı.

Mesela öncesinden sürücünün omuzlarının ve vücudunun üst kısmı aracın yanından görülebiliyordu, hatta güvenlik kemerleri bile yoktu. Yukarıdaki görselde de göreceğiniz suretiyle, âdeta lunaparktaki çarpışan otomobiller gibiydi.
Kazalar meydana geldikçe güvenlik önlemleri artırıldı. Kask vizörleri daha aşağı kaydırılarak küçültüldü. Ek olarak vizörün üstüne bir karbon fiber şerit ilave edilerek sürücünün gözlerini ve alnını korumaya çalıştılar.
Şimdi ise başının yalnızca bir kısmını görebiliyoruz sadece bu hâlâ fena sonuçlar doğuran kazaların önüne geçmiş değil. Her bir kazanın arkasından kapalı kokpitler yine gündeme gelse de hâlâ açık kokpitler tercih ediliyor.
Açık kokpitlerin kullanılmaya devam etmesinin ardında birden fazla sebep yatıyor.
Günümüzde açık kokpitler, çoğunlukla anane sebebiyle varlığını sürdürüyor. Sürücünün, otomobilini başının üstündeki kameradan görmek benzersiz bir tecrübe şeklinde geliyor.
Ek olarak pilotun kimliğini tanıma pozitif yanları sağlıyor. En sevdiğiniz yarışçının kaskı, ayırt edici oluyor ve iki ekip otomobilini birbirinden ayırabiliyorsunuz. “Sürücüleri birbirinden ayırmak için başka yollar geliştirilemez mi sanki?” diye düşünmeden edemiyor insan.
Coşku diri tutulurken, güvenlik artırılmak isteniyor.
Üstelik Formula 1 yarışlarına coşku katan bir öteki unsur da tehlikeli olması. Seyirciye ve pilotlara büyük bir coşku sunan yarış, açık kokpitlerle adrenalini daha üst seviyeye taşıyor olabilir. Gene de dirimsel tehlikeye kıymet mi? Tartışılır.

Öteki bir niçin ise sürücünün yanan bir otomobilden daha süratli çıkabilmesi için açık kokpitlerin tercih edilmesi. İddia edilene bakılırsa güvenlik kemeri takılmış açık kokpitli bir vasıta, en güvenlisi olur.
Kim bilir geriye doğru kayan, eski biçim bir tayyare kanopisi (kokpiti saran saydam yapı) seçenek olabilir. Doğal ki bu düşünce de mühendisler tarafınca enine boyuna düşünülmeli, aksi takdirde başka güvenlik problemlerine yol açabilir.
Peki kapalı kokpitler yapmak oldukça mu zor?

Hayır, aslına bakarsak teknik açıdan bakıldığında kolay. Sadece Formula 1 araçlarının görünümü değişecek ve bu da hem güzel duyu hem mühendislik hem de güvenlik açısından başka tartışmalara yol açacak.

Ek olarak kapalı kokpitler, aerodinamiği de etkisinde bırakır. Araca bir ön cam eklemek, otomatikman aracın ortasına fazladan ağırlık ilave ederek dengeyi değiştirir ve üstündeki hava akışını düzenlemek için aerodinamiğin tekrardan tasarlanması gerekir.
Formula 1, tüm bunların yerine başka seçenekleri değerlendirdi.

Halo
Üç ana seçenek düşünüldü: kapalı kokpit, “halo” ve “aeroscreen”. “Halo”, araçtaki pilotun baş bölgesini çevreleyen ve aracın şasisine üç noktadan bağlı, yay biçiminde titanyum bir parçadan oluşuyor. Meydana getirilen simülasyonlara bakılırsa bu sistem, ölümcül kazalarda sürücünün hayatta kalma ihtimalini %17 artırıyor.

Aeroscreen
Bir öteki alternatif sistem olan “aeroscreen”, bir nevi camdan siper de diyebiliriz. Bu sistem, Internasyonal Otomobil Federasyonu tarafınca uygun bulunmadığı için “shield” adında olan oldukça benzer başka bir sistem oluşturdu sadece bazı sürücüler, bu tasarımla beraber araçlarına ön cam eklendiğinde görüşlerinin bozulmasından şikâyetçi oldu. Yağışlı havalara girmiyoruz bile…
Netice olarak, Formula 1’de kapalı kokpitler olacak mı?

Görünen o ki kapalı kokpit F1 geleneğini değiştireceği için onun yerine alternatif yöntemler geliştirilmeye çalışılıyor. Yakın tarihte kapalı kokpite dair bir işaret görülmese de ileride neler olacağını hep beraber göreceğiz.



