Marvel Filmleri ve Çizgi Romanları Arasındaki 13 Büyük Fark

Sayısız çizgi romana, vakaya ve karakterlere haiz olan Marvel evreni, ele alması fazlaca güç bir mevzu. Durum bu şekilde olunca Marvel filmleri de organik olarak her detayı kısıtlı sürede işleyemiyor. Gelin hep birlikte Marvel filmler ve çizgi romanları arasındaki mühim farklara yakından bir bakalım.
Marvel çizgi romanları, 1940’lardan bu yana varlıklarını devam ettiriyor. Hâl bu şekilde olunca ortaya takip etmesi neredeyse imkânsız sayısız evrenden ve detaydan oluşan bir çizgi roman serisi çıkıyor. Marvel Sinematik Evreni, bilhassa Avengers filmleri ile çizgi romanlardaki mühim kilit vakaları orijinaline sadık kalmış olarak anlatmaya çalışsa da bu ne yazık ki mümkün olmuyor.
Bu yüzden seyrettiğimiz Marvel filmleri, çizgi romandaki olaylardan daha değişik yönlere doğru evrilebiliyor. Seneler ilkin yazılıp çizilmiş eski hikâyelerin günümüzde artık o denli da etkisinde bırakan olmaması yada tüm kahramanların haklarının tek bir stüdyonun elinde bulunmaması bu farklılıklara niçin olabiliyor. Hazırsanız Marvel filmleri ve çizgi romanları arasındaki belirli farklara yakından bir göz atalım.
Marvel filmleri ve çizgi romanları arasındaki mühim farklar:
- Ant-Man ana hikâyesi Marvel Sinematik Evreni için değiştirildi
- Black Widow da tıpkı Captain America şeklinde suni olarak güçlendirildi
- Spider-Man için karakterler değiştirildi
- Yıldız Lord’un babası hakkaten kim?
- Galaksinin Koruyucularındaki Drax, aslen hakkaten bir uzaylı değil
- Scarlet Witch ve Quicksilver’ın ana hikayesi filmlerde bambaşka verildi
- Ultron’un ortaya çıkışından aslen Tony Stark görevli değil
- Aslına bakarsak Vision’ın alnında bir Sonsuzluk Taşı bulunmuyordu
- Ultron Vision’ı fazlaca daha değişik bir halde yaratıyor
- Çizgi romanlarda karakterlerin görünüşleri epey bir değişik
- Thanos, çizgi romanlarda Sonsuzluk Taşları’nı aslen değişik bir halde ele geçiriyor
- Çizgi romanlarda Thanos’un tüm yaşam formlarının yarısını yok etme sebebi fazlaca değişik
- Avengers: Endgame, çizgi romanlardan değişik olarak kendine özgü bir halde bitiyor.
Ant-Man’in köken hikâyesi Marvel Sinematik Evreni için değiştirilmiş:

Ant-Man, Marvel çizgi roman serisinin ilk kahramanlarından biri olsa da yeni Marvel Sinematik Evreni’nde ne yazık ki pek popüler olamamış bir süper kahraman. Kim bilir Ant-Man’in popüler olmama sebeplerinden biri köken hikâyesinde meydana getirilen değişikliklerdir. Orijinal olarak çizgi romanlarda Ant-Man ve Wasp Avengers’ın kurucu üyeleriydi ve Avengers ile çalışan aslen ilk jenerasyon Ant-Man olan Hank Pym’di.
Fakat MCU’da gördüğümüz Ant-Man ikinci jenerasyon olan Scott Lang’dir. Bu da dengeleri tamamen değiştiriyor. Çizgi romanlarda Ant-Man olarak yıldız karakter Hank Pym’ken, filmlerde Hank Pym ikinci planda yer ediniyor. Hank Pym’in köken hikâyesi de direkt olarak Scott Lang’e veriliyor. Ek olarak Hank Pym ve Wasp’in 1980’lerde S.H.I.E.L.D. süper ajanları olarak resmedilmeleri de bir tek Avengers filmleri ile S.H.I.E.L.D.’ı daha iyi birbirine bağlamak için yapılmış. Çizgi romanlarda bu şekilde bir ajanlık süreci bulunmuyor.
Black Widow da tıpkı Captain America şeklinde suni olarak güçlendirilmişti:

Black Widow, Marvel filmleri çatısı altında çizgi romanlar ile büyük seviyede benzerlik gösteriyor. Fakat Avengers filmlerinde Black Widow’un kökenine pek ışık tutulmasa da atlanan mühim bir nokta bulunuyor. Black Widow, ufak yaşlardan itibaren bir KGB ajanı olarak yetiştiriliyor. Black Widow kusursuz nişancılığını ve dövüş sanatlarındaki ustalığını bu eğitme borçlu. Çizgi romanlarda da bu durum bu şekilde işleniyor. Fakat çizgi romanlarda bulunan ve filmlerde anlatılmayan bir nokta daha var.
Çizgi romanlarda Black Widows bir tek süper bir gizmen değil, bununla birlikte bilimsel olarak geliştirilmiş bazı özellikleri bulunuyor. Captain America kadar olmasa da Black Widow da eğitilirken bazı deneylere maruz kalıyor. Bu deneyler sonucunda ise geliştirilmiş dayanıklılık, his, refleksler ve hatta ufak bir miktar süratli iyileşme şeklinde güçler elde ediyor.
Spider-Man için karakterler değiştirildi:

Marvel evreninin beyazperde de en fazlaca değiştirilen ve tekrardan başlatılan süper kahramanlarından biri de Spider-Man. Bu durum bilhassa Spider-Verse ile çizgi romanlarda da neredeyse aynı şekilde karşımıza çıkıyor. Son olarak karşımıza çıkan ve Avengers ekibine dâhil olan Spider-Man’de ise bazı köklü değişimler yapılmış.
Bilhassa ilk iki Spider-Man serisi ile örtüşen şeylerin olmaması için yeni Spider-Man’in hayatından Harry Osborn ve Gwen Stacy karakterleri çıkartılmış. Normalde Miles Morales’in arkadaşı olan Ganke Lee ise Ned Leeds adı ile Peter Parker’ın hayatına entegere değilmiş. En büyük değişim ise Mary Jane, Michelle Jonas ismiyle bambaşka bir MJ olarak resmedilmiş. Ek olarak Aunt May de birkaç 10 yaş gençleştirilmiş ve acayip bir halde Tony Stark ile flörtleşiyor.
Yıldız Lord’un babası hakkaten kim?

Guardians of Galaxy, çizgi romanlarda pek popüler olmasa da başarı göstermiş oyuncu ekibi ve beyazperdeye uyarlanan Avengers dayanaklı hikâyeleri ile bir hâyli sevildi. Filmimizde Peter Quill kısaca Yıldız Lord, Yondu Udonta tarafınca yetiştiriliyor. Bu durum hem çizgi roman hem Marvel filmleri cephesinde doğru. Fakat aslolan problem Yıldız Lord’un gerçek babasının kim olduğu.
Çizgi romanlara baktığımızda Galaktik İmparator Jason of Spartax, Yıldız Lord’un gerçek babası olarak karşımıza çıkıyor. Guardians of Galaxy Vol.2’de ise Yıldız Lord’un babası deli güçlere haiz olan tanrı/gezegen Ego the Living Planet olarak gösteriliyor. Filmlerde niçin bu şekilde köklü bir değişim yapıldığı ise bilinmiyor. Nitekim Ego da ana Avengers hikâyesine pek bir etkide bulunmuyor.
Drax hakkaten bir uzaylı değil:

Drax her ne kadar Marvel filmleri kapsamında ikinci hatta üçüncü derslik bir kahraman olsa da çizgi romanlarda mühim bir yere haiz ve Guardians of Galaxy filmlerinde olduğu şeklinde uzaylı değil. Aslına bakarsak Drax’in filmlerdeki köken hikâyesi çizgi romanlarla bir bakıma uyuşuyor. Ailesinin ölümünün öcünü almak isteyen Drax bir savaşçı hâline geliyor ve tek amacı çizgi romanda Thanos’u, filmlerde Ronan’ı yok etmek oluyor.
Daha ilkin belirttiğimiz şeklinde Drax hep bu uzaylı benzeri formda değildi. Arthur Sampson Douglas isminde bir insan olan Drax, bir gece karısı ve kızıyla beraber çölden geçerken bir uzay gemisine rastlıyor. Thanos’a ilişik olan bu uzay gemisi ailenin sonu oluyor, bundan dolayı Thanos dünyada bulunduğunu kimsenin bilmesini istemediği için tüm aileyi öldürüyor.
Bunu gören Thanos’un babası Mentor, Arthur’u süper kuvvetli yeni bir bedende canlandırıyor. Tek amacı Thanos’u yok etmek olan Drax Galaksinin Koruyucuları’na bu şekilde katılıyor. Hatta çizgi romanlarda Drax’ın kızı Heather da vakadan sağ olarak kurtuluyor ve ondan sonra Moondragon olarak Galaksinin Koruyucuları’na katılıyor.
Köken hikâyeleri değiştirilen öteki karakterler: Scarlet Witch ve Quicksilver:

Age of Ultron filmiyle Avengers’a ve Marvel Sinematik Evreni’ne dâhil olan kardeşler Scarlet Witch ve Quicksilver, aslen çizgi romanlarda bizim bildiğimiz şekilde yer almıyorlar. Age of Ultron filmimizde Scarlet Witch ve Quicksilver, güçleri yüzünden Hydra’nın tutsakları olarak karşımıza çıkmıştı. Fakat bu durum birazcık değişik.
Çizgi romanlarda Wanda ve Pietro Maximoff kardeşler aslen X-Men serisinden tanıdığımız baş fena Magneto’nun evlatları. Kısaca aslen bu iki kardeşin Hydra yada Ultron ile bir alakaları yok. Peki niçin bu şekilde bir değişim yapılmış oldu derseniz cevabı fazlaca rahat bundan dolayı Age of Ultron çekildiğinde X-Men karakterlerinin hakları 20th Century Fox’a aitti. Bu yüzden Marvel Magneto ve öteki X-Men karakterlerini kullanamadığı için hikâyeyi topyekün değiştirmeye karar verdi.
Ultron’un ortaya çıkışından aslen Tony Stark görevli değil:

Age of Ultron filmimizde çizgi roman hayranlarını epey şaşırtan bir öteki vaka ise Tony Stark’ın Ultron’u yaratması olmuştu. Filmimizde hatırladığınız suretiyle Tony, Ultron’u Avengers’ın dünyayı koruma görevinde destek olması için yaratmıştı. Fakat dünyaya aslolan tehlikeli olanların insanoğlu olduğuna kabul eden Ultron tüm insanlığı yok etmek için bir harp başlatmıştı.
Çizgi romanlarda da Ultron’un amacı aşağı yukarı bu, bu durumda bir sorun yok. Aslolan değişim meydana getirilen kısım ise orijinal olarak Ultron’un Hank Pym tarafınca yaratılması. Çizgi romanlarda Ant-Man Hank Pym, Ultron’u kanlı canlı bir robot olarak yaratmıştı. Fakat Hank Pym’in köken hikâyesi daha öncede belirttiğimiz suretiyle değiştirilmiş olduğu için Ultron’u yaratma görevi Tony Stark’a kalmış oldu.
Aslına bakarsak Vision’ın alnında bir Sonsuzluk Taşı bulunmuyordu:

Age of Ultron ile çizgi romanlardan epey bir kopan Marvel, Vision üstünde de köklü değişikliklerde bulunuyor. Bu değişikliklerin en göz çarpanlarından biri ise filmlerde Vision’ın alnında bir Sonsuzluk Taşı bulunuyor olması.
Çizgi romanlarda Vision, insanı temsil etmesi amaçlanan bir android ve gerçek insan dokularından yaratılıyor. Ek olarak Vision’ın alnında Zihin Taşı yerine Denetim Kristali adında olan bir madde bulunuyor. Gene filmimizde Vision’ın zihnini Ultron tarafınca yok edilen suni zekâ JARVIS’in kalıntıları oluşturuyor. Çizgi romanlarda ise Jarvis hakkaten bir insan ve Tony Stark’ın kahyası. Bu yüzden aslen Vision ile Jarvis’in bir alakası bulunmuyor.
Ultron Vision’ı fazlaca daha değişik bir halde yaratıyor:

Vision ile ilgili meydana getirilen bir öteki farklılık ile yaratılma süreci oluyor. Filmimizde Ultron, zihnini taşımak için en üst düzey bir bedeni yaratmak amacıyla vibranium, insan dokuları ve Zihin Taşı’nı kullanarak Vision’ı yaratıyor. Çizgi romanlarda ise Ultron Vision’ı Marvel Sinematik Evreni’nde daha ilkin görmediğimiz ve büyük olasılıkla de artık görmeyeceğimiz Wonder Man’in beyin dalgalarından yaratıyor.
Marvel filmleri daha güzel duyu: Çizgi romanlarda karakterlerin görünüşleri epey bir değişik:

Bu durum her ne kadar neredeyse hepimiz tarafınca bilinse de gene bahsetmeye kıymet bir mevzu. Zira bazı Marvel fanatiklerinin Marvel filmlerini begenmemesinin sebebi bu farklılıklar olarak karşımıza çıkıyor. Çizgi romanlarda ise neredeyse her Marvel karakteri, çağ dışı kalmış kostümleri ve renkleriyle hakkaten de absürt palyaçolara benziyorlar.
Marvel Sinematik Evreni’nin en iyi yapmış olduğu şeylerden biri de kostüm tasarımı oluyor. Eski görünen absürt kostümlü kahramanlar, Marvel filmleri yardımıyla bugün karimazlarıyla büyüleyen ve büyük kitleleri arkalarından sürükleyen havalı süper kahramanlar hâline gelmiş bulunuyor.
Thanos çizgi romanlarda Sonsuzluk Taşları’nı değişik bir halde ele geçiriyor:

Avengers: Infinity War ve Endgame filmlerinde uzun saatler süresince Thanos’un Sonsuzluk Taşları’nı ele geçirme mücadelesini ve kahramanlarımızın buna karşı koymaya çalışmasını izledik. Bu epik mücadelede dengeler ise devamlı bir taraftan diğerine kayıyordu. Peki aslen çizgi romanlarda böyle bir durum oldu mu? Doğal ki de olmadı…
Çizgi romanlarda Sonsuzluk Taşları öylesine bulundukları yerde duruyordu. Thanos hiçbir teste doğal olmadan ve hiçbir güçle karşılaşmadan direkt olarak gidip taşları alıyor ve eldiveni oluşturuyor.
Çizgi romanlarda Thanos’un tüm yaşam formlarının yarısını yok etme sebebi fazlaca farklıydı:

Thanos, bilhassa Infinity War ve Endgame filmleri ile alında çizgi romanlarda {hiç de} olmadığı bir amaca haiz oluyor. Filmlerde Thanos’un tüm yaşam formlarının yarısını yok etmesine daha derin anlamlar yüklenirken, çizgi romanlarda aslen Thanos fazlaca rahat bir nedenden dolayı bunu yapıyor.
Çizgi romanlarda Thanos’un yaşam formlarının yarısını yok etmesinin tek sebebi **Lady Death’**i etkilemek istemesi. Filmlerde ise Thanos’un imajını kuvvetlendirmek için ve karakteri “aptal aşık” gibi olmaktan kurtarmak için Thanos’a bambaşka amaçlar veriliyor.
Avengers: Endgame, çizgi romanlardan değişik olarak kendine özgü bir halde bitiyor:

Çizgi romanlara baktığımızda Thanos, Sonsuzluk Eldiveni’ni kullanan son fena değil. Hatta sondan önceki bile değil. Çizgi romanlarda Thanos’tan sonrasında eldiveni Nebula alıyor, Nebula’nın arkasından Thanos’un yardımıyla eldiven Adam Warlock’a geçiyor. Thanos ise bundan sonrasında uzak bir gezegene yerleşip çiftçilik ile uğraşıyor.
Her ne kadar çiftçilik kısmı Endgame’in başlarında birazcık olsun gösterilse de filmlerde Thanos Sonsuzluk Eldiveni’ni kullanan ilk ve tek fena olarak karşımıza çıkıyor. Bu sayede gerçek fena karakterin kim olduğu, fazla kafa karışıklığı yaratmadan gösteriliyor. Ek olarak Engame’in sonunda yer edinen epik harp, tamamen film için uydurulmuş bir vaka.
Marvel filmleri, her ne kadar çizgi romanların izinden gitmeye çalışsa da bazı noktalarda değişiklik kaçınılmaz oluyor. Marvel filmleri ile çizgi romanlar arasındaki mühim farklılıklara baktığımız içeriğimizin sonuna geldik. Sizler Marvel filmleri hakkında neler düşünüyorsunuz? Bizlerle yorumlar kısmından paylaşmayı ihmal etmeyin.



