Netflix, Minnoşlar Filmi İle Aslına bakarsak Ne Yapmak İstiyor?

Netflix, küresel web trafiğinin %12’sinden görevli, ortalama 200 milyon kullanıcıya haiz bir içerik platformu. Üstelik tüm kullanıcılar da ücret ödeyerek, doğrusu kendi istekleri ile bu platforma üye oluyorlar. Bir çok ülkenin haiz olduğu medyadan daha kuvvetli bir ağ ve daha kuvvetli bir ekonomiden söz ediyoruz. Haliyle bu büyüklüğün getirmiş olduğu ve tıpkı terbiye kuralları şeklinde işlemesi ihtiyaç duyulan, yazılı olmayan bazı sorumluluklar da var. Netflix ise Cuties (Minnoşlar) filmi ile bir çok kullanıcısı için bu kuralları görmezden geldi.

Fransa’da çekilen Cuties (Minnoşlar) filmi, 11 ila 14 yaş arasındaki kız evlatlarının kendilerini keşfetmesini mevzu alıyor. Buraya kadar bir problem yok, her çocuk kendini keşfeder ve dünyayı tanımaya adım atar. Aslolan problem, Netflix’in tanıtımında vurgulanan keşfetme şekilleri ve bunun Netflix tarafınca ayan beyan, uygunsuz bir halde afişe edilmesi. Üstelik filmin yaş sınırlaması da +18. Bir başka deyişle toplumsal ahlaka uygun olmadan yansıtılan düşsel bir hikayede çocuklar başrolde. Üstelik filmi yalnız yetişkinlere hususi. Tablonun ne kadar kan dondurucu bulunduğunu anlatmak için başka söze gerek yok. Peki Netflix niçin bunu yapıyor?

Netflix’in basmış olduğu “kültürel mayınlar” ve sansasyonel pazarlama stratejisi:

İçerisinde bulunduğumuz koronavirüs salgınını düşünelim… İstisnasız olarak bir halde hepimizi etkiliyor, her gün salgın hakkında konuşuyor, yazıyor ya da en azından bir şeyler duyuyoruz. Kısaca koronavirüs hem dünya hem ülke hem de kişisel gündemimize giren bir mevzu. Sadece salgın, sağlığımızı ve toplumsal yaşamı ilgilendiriyor, bu yüzden konuşulması ve tartışılması oldukça naturel.

Peki ya gündemimize giren bir mevzuyu kâr amacı güden firmalar belirlerse ne olur? İnsanlar o mevzuda tartışıp eleştirirler, tepki gösterirler. Hepsi ilkin bir kartopu, arkasından da çığ şeklinde büyür ve gündem yaratır. İşte bu gündem, firmalar için milyonlarca dolara denk düşen küresel bir pazarlama kampanyasına denktir. Ansızın insanların dikkatlerini çekmek ve bu şekilde bir gündem yaratmak için mayınlı bölgeye girmek gerekir. Netice olarak yaşananlar toplumun gözünde bir skandaldır, sadece şirketlerin gözünde kârlı bir pazarlama kampanyasıdır.

Şimdi Netflix’in filmi pazarlama “başarısına” bakalım:

Cuties filmi aslen 2019’da çekilen ve 23 Ocak – 2 Şubat 2020 tarihleri içinde düzenlenmiş Sundance Film Festivali’nde yayınlandı. Üç dalda aday olduğu ödüllerden birisini kazanmıştır. O günlerde film hakkında kimse bugün olduğu şeklinde tartışmadı. Filmin orijinal afişinde ise sansasyonel hiçbir detay yoktu.

Netflix, filmin gösterim haklarını satın aldıktan sonrasında adeta ölüyü diriltti. Düzgüsel şartlarda kimsenin umursamadığı, genel beyaz perde seyircilerinden oluşan büyük kitlenin yadırgadığı, bayağı bir sanat filmini alıp bambaşka bir halde sundu. Amacı da aslına bakarsan film yayınlanmadan konuşulmasını, tartışılmasını sağlamaktı.

Beyaz perde dünyasının en oldukça konuşulan yapımlarına baktığınız süre da durum aslen bundan ayrımsız değildir. Marvel filmleri çıkmadan aylar, hatta seneler ilkin konuşulur, üstüne teoriler üretilir. Bu filmlere meraklı olan hepimiz, aslen fark etmeden ağızdan ağıza filmin reklamını yapmış olur. Netflix ise benzer bir etkiyi yaratmak için terbiye damarlarına basıp ses çıkararak aynı etkiyi 10 yılda 23 filmle değil, saatler içinde yaratıyor. Hepimiz mevzunun etik boyutunu tartışırken en oldukça kullanılan kelimeler “Netflix” ve “Cuties” oluveriyor.

Aslına bakarsak 8 ay ilkin gösterilen bir film olan Cuties’in Google Trendler’e popülerliği (Son 12 ay, 30 gün, 7 gün):

Google’da meydana getirilen aramaların popülerlik seviyelerini denetim edebileceğiniz Trendler aracına nazaran Cuites filmi ansızın gündem yarattı. İnsanlar, düzgüsel şartlarda filmi 8 aydır asla aratmıyorlarken, Netflix’in infial yaratan tanıtım posteri ve açıklamasından sonrasında her insanın filmden haberi oldu. Grafikler, Türkiye’de de benzer şekilde.

Cuties filmi Netflix’in sicilindeki ilk “suni skandal” değil:

Geçtiğimiz aylarda gösterilen yerli Netflix dizisi Aşk 101’i hatırlayalım. Dizi daha yayınlanmadan ilkin karakterlerinden birisinin cinsel yönelimi gündem yaratmıştı. Dizi yayınlanınca iddianın aslı astarı olmayan olduğu anlaşıldı, sadece bu iddia yardımıyla normalde dizinin asla hitap etmeyeceği insanoğlu bile Aşk 101 konuştular. Netice ne oldu? Dizi gösterildi, haftalar süresince en oldukça izlenenler sıralamasında yer aldı. Netflix’e Türkiye’de yeni üyeler kazandırdı.

Cuties filmi, Netflix’in sicilinde yer edinen ve ayan beyan gerçekleştirdiği ilk olay değil. Platform daha ilkin İtalyan dizisi Baby, Belçika filmi Girl ile benzer süreçlere imza atmıştı. Bugün bile platformda sırf münakaşa yaratmak üstüne kurgulanmış görüntüler içeren oldukça sayıda dizi ve film var. Cuties ise Netflix’in sınırları fazlasıyla aştığı bir adım oldu.

Para kazanmak için eğlenceyi değil, cemiyet mühendisliğini bir tabanca şeklinde kullanmak:

Netflix kullananların neyi sevip sevmediklerini oldukça iyi biliyor, buna nazaran neyi seyretmek isteyeceklerini belirliyor, yatırımlarını da ona nazaran yapıyor. Sansasyonel pazarlama kampanyaları da bu işin büyük bir parçası. Netflix, insanların nelere itiraz edeceklerini, tepki göstereceklerini bilmiş olduğu için dilediği şeklinde pazarlama kampanyası yapabiliyor, gündem yaratabiliyor.

Vatanımızda ise TV, radyo ve web yayınlarının içeriklerini denetleyen kurum RTÜK. Cuties filminin yarattığı tartışmalar sebebiyle Aile Bakanlığı’nın RTÜK’e yapmış olduğu müracaat arkasından muhakkak platform hakkında bir karar verilecektir. Ek olarak bu durumun yalnız Türkiye’de değil, tüm dünyada tepkiyle karşılandığını yeniden belirtmek lazım. Bu yüzden Netflix, küresel çaptaki haklı tepkileri göz önünde bulundurarak filmi yayından çekebilir. Gelecek günlerde yaşanacak gelişimleri anbean aktarmaya devam edeceğiz.