Otomobil Tutkunlarını İkiye Böldü: Mansory ve Ferrari Davası

Modifiye dünyasının sınırlarını zorlayan, otomobil tutkunlarının gözdesi hâline gelen hususi tasarımlar, kimi zaman yasal savaşların da fitilini ateşleyebiliyor.
İranlı Modifiye Ustası Kourosh Mansory ve onun Mansory adlı body kit şirketi, Ferrari ile girdikleri hukuki mücadeleyle otomobil dünyasının gündemine oturdu.
Peki, bir modifiye şirketi ile lüks otomobil devi içinde iyi mi bir çatışma yaşandı? Bu davanın perde arkasında neler var?
Kourosh Mansory, otomobil modifikasyonu dünyasında adını duyuran bir isim.
İranlı Modifiyeci Kourosh Mansory tarafınca 1989’da kurulan, Almanya merkezli lüks modifikasyon şirketi Mansory, otomobillere yapmış olduğu yürekli ve alımlı tasarımlarla tanınıyor.
Ferrari, Audi, Lamborghini, Bugatti, Rolls-Royce ve Bentley benzer biçimde markaların otomobillerine hususi body kit’ler üreten şirket, tasarımlarıyla otomobil tutkunları içinde büyük ilgi görse de bu tasarımlar bazı markaların hoşuna gitmiyor.
Ferrari, tasarımlarının ve logosunun korunması mevzusunda oldukça duyarlı.

Şirket, Mansory’nin ürettiği body kit’lerin Ferrari’nin orijinal tasarımlarını bozduğunu ve markanın itibarını zedelediğini iddia ederek dava süreci başlatmıştı. XX Siracusa beden kiti sebebiyle Mansory’ye dava açtı ve Avrupa Birliği Hakkaniyet Divanı’nda telif hakkı ihlali iddialarıyla davayı kazanmıştır.

Ferrari, Siracusa’nın kendi kendi FXX-K’sine oldukça benzediği için bu davayı açmıştı. Üstelik vasıta, sınırı olan sayıda satılmış ve yalnız pistlere hususi yapılmıştı.
Mahkeme ise “Bir ürünün tam tasarımının, mesela bir aracın görünümünün kamuya açıklanması, hem de o ürünün bir parçasının tasarımının, mesela o aracın beden yapısının belirli elemanlarının görünümünün kamuya açıklanmasını da gerektirir sadece bu son tasarım, o tasarımın sunulmuş olduğu anda açıkça tanımlanabilir olmalıdır.” diyerek davada Ferrari’nin haklı bulunduğunu söylemiş oldu sadece Mansory sitesine baktığımızda ürünü hâlâ görebiliyoruz şu demek oluyor ki vasıta piyasadan çekilmedi.
Bu dava, otomobil dünyasında büyük yankı uyandırdı.

Bir yanda modifikasyonun yaratıcılık ve özgürlük bulunduğunu savunanlar, öteki yanda marka değerinin korunması icap ettiğini düşünenler var.
Ferrari’nin bu adımı, öteki lüks otomobil markalarının da benzer davalar açabileceği yönünde spekülasyonlara niçin oldu. Öte taraftan modifiye tutkunları, Mansory’nin arkasında durarak bu tür davaların yaratıcılığı engelleyebileceğini korumak için çaba sarfediyor.

Netice olarak Kourosh Mansory ve Ferrari arasındaki bu dava, otomobil dünyasında marka hakları ile yaratıcılık arasındaki ince çizgiyi sorgulatan bir örnek.
Sadece Mansory’in modifiye dünyasında tek marka olmadığını ve bu rekabetlerin devamlı süreceği de ortada.
Peki sizce, bu tür davalar yaratıcılığı sınırlar mı yoksa markaların haklarını korumak için lüzumlu mi? Münakaşaya açık bir mevzu!



