Pokemon’un 90’lı Yıllarda Büyüyen Ufaklıklara Verdiği 7 Ders

İlk kez 1996 senesinde gösterilen ve yayınlandığı günden bu zamana popülerliğini bir an bile yitirmeyen anime serisi Pokemon, bu hafta 25 yaşına girdi. Oyuncaklardan, video oyunlarına, filmlere ve mobil oyunlara kadar birçok değişik alanda varlığını sürdüren seri, bilhassa 90’lı yıllarda doğanlar için hususi bir anlam ifade ediyor.

Kendini Pikachu zanneden bir çocuğun camdan atlaması ve Pokemon’un vatanımızda yasaklanması hâlâ akıllardaki yerini koruyor. Sadece Pokemon, bu tatsız olaylardan ziyade her bölümünde derin anlamlar yatan, adeta yaşam dersi veren bir yapımdı. Gelin, Pokemon’un 90’lı yılların çocuklarına verdiği bu 7 yaşam dersine daha yakından göz atalım.

Çalışmaya devam et

Pokemon, zorluklarla ilgili bir seridir ve bu eğitimin her daim olacağı anlamına gelir. Aslına bakarsan ikonik açılış teması şarkısında bile söylüyor: “Oldukça iyi olmak isterim, asla kimsenin olmadığı kadar. Onları yakalamak benim gerçek sınavım, onları eğitmek benim hedefim.” Anlayacağınız, nihai hedefe ulaşmanın tek yolu ne olursa olsun çalışmaya devam etmektir.

Asla pes etme

Ash Ketchum kadar büyük kayıplar alan bir başka anime kahramanı yok. Sadece kaç kere yenilirse yenilsin daima ayağa kalkmasını bildi. Bu da pes etmeden çalışmaya devam ederseniz hedefinize varacağınızı gösteriyor.

Zirveyi hedefle

Ash ve arkadaşlarının asla yapmadığı şey ufak hayaller oluşturmak. Daima en iyi olmanın hayallerini kuran Ash, zirveye ulaşmak için her türlü zorluğa göğüs germeye hazırdı. Bu da biz seyircilere asla daha azına razı olmamayı söyleyen açık bir mesajdı.

Her insanın dostu ol

Pokemon’da Ash’in devamlı yeni Pokemon’larla ve eğitmenlerle tanışıp dost bulunduğunu gördük. Bu arkadaşlıklar, Ash’in yolculuğunu daima bir adım öteye taşıdı ve netice olarak daha da güçlenmesini sağlamış oldu. Dizide de görüldüğü şeklinde Ash’in yolculuğundaki en mühim şeylerden biri şüphesiz arkadaşlık.

Yitirmek, kazanmaktan daha kıymetli

Ash, devamlı kazanan bir karakter değildi. Sadece bunun fena bir şey bulunduğunu düşünen biri, kazanmanın anahtarının yitirmek bulunduğunu bilmez. Aslına bakarsak yitirmek, insana çözümleme etme ve hangi hataları yaptığını bulma şansı sunar.

Kimi zaman veda etmek gerekir

Pokemon serilerindeki en üzücü anlardan biri, birinin Pokemon’ununu iyi bir nedenle özgür bırakmak zorunda olduğu andır zira bu ufak cep canavarlarından bazıları, doğaya aittir. Bu, küçüklere mümkün olduğunda erken yaşta gösterilmesi ihtiyaç duyulan ve vazgeçmeyi bilmenin zannedildiği kadar fena olmadığını gösteren mühim bir yaşam dersidir.

Ekip olarak çalışmak, yalnız olmaktan daha iyidir

Pokemon, neredeyse tamamen ekip çalışmasının ön plana çıkmış olduğu bir diziydi. Ash, en iyiyi arayan ana karakter olsa da ekibin her üyesi yolculuğa değişik bir şeyler kattı. Tek başına olsa tüm bu tarz şeyleri başarabilir miydi kim bilir.

Peki, sizin Pokemon’dan öğrendiğiniz yaşam dersleri var mı? Fikirlerinizi yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.