Rüyaları Süslese de Seri Üretime Geçmeyen Otomobiller

Otomotiv dünyası, seneler süresince birçok esin verici ve sıradışı konsept araçla dolu bir tarihe haiz olsa da bazıları çeşitli nedenlerle seri üretime geçmedi.
Tasarımcıların hayal gücünün sınırlarını zorlayan, hızla gelişen teknolojinin imkânlarını sonuna kadar kullanan ve kimi zaman de bir tek “Niçin olmasın?” diye ortaya çıkan otomobiller var.
Şimdi hazırsanız, otomotiv tarihinin gizli saklı kalmış hazinelerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz!
Mazda Furai (2008)
Mazda Furai, etanol yakıtla çalışan bir spor otomobil konseptiydi. “Rüzgârın sesi” anlamına gelen Furai, Le Mans yarışları için tasarlanmıştı ve agresif tasarımıyla dikkat çekiyordu.
Ne yazık ki kontrol sürüşü esnasında alev alarak yandı ve proje iptal edildi. Furai, Mazda’nın spor otomobil tutkusunu yansıtan unutulmaz bir konsept olarak kaldı.
Ford GT90 (1995)

Ford’un 90’lı yıllardaki süper otomobil vizyonu olan GT90, 720 beygir gücündeki V12 motoruyla 378 km/s hıza ulaşabiliyordu. Yüksek maliyetler ve pazar koşulları sebebiyle üretime geçemeyen modeller arasındaki yerini aldı.
Chrysler Turbine Car (1963)

Chrysler’in türbin motorlu konsept otomobili, 1960’larda otomotiv dünyasında büyük bir coşku yarattı. Türbin motoru, geleneksel içten yanmalı motorlardan değişik olarak daha azca hareketli bölüme sahipti ve çeşitli yakıt çeşitleriyle çalışabiliyordu.
Sadece yüksek yakıt tüketimi, motor ömrü sorunları ve üretim maliyetleri sebebiyle bir tek 50 tane prototip üretildi. Araçlar, halka kontrol amaçlı kiralansa da seri üretime geçemedi.
BMW GINA (2008)

BMW GINA, otomotiv tasarımında çığır açan bir konseptti. Kumaştan yapılmış esnek bir gövdeye haiz GINA, sürücünün gereksinimlerine nazaran biçim değiştirebiliyordu.
Farlar açıldığında kumaş gövdenin otomatikman biçim alması şeklinde değişik özellikleri olsa da bu yenilikçi tasarım, ergonomik olmaması ve güvenlik endişeleri sebebiyle üretime geçemedi. Gene de GINA, otomotiv tasarımına değişik bir görüş açısı getirmiş oldu.
Jaguar XJ13 (1966)

Jaguar’ın 1966’da Le Mans yarışları için geliştirdiği XJ13, 5,0 litrelik V12 motoruyla dikkat çekiyordu. Bir tek bir prototip üretilen bu vasıta, kontrol sürüşü esnasında kaza yapmış oldu ve hiçbir süre yarışlarda boy gösteremedi.
Porsche 989 (1988)

Porsche, 1980’lerde dört kapılı bir sedan üretmeyi planladı ve 989 konseptini tanıttı. Vasıta, Porsche’nin lüks sedan pazarına giriş yapmasını sağlayacaktı fakat yüksek maliyetler ve şirket içindeki değişimler sebebiyle proje iptal edildi. Seneler sonrasında Porsche Panamera ile dört kapılı sedan düşsel gerçek oldu.
Audi Avus Quattro (1991)

1991 Tokyo Otomobil Fuarı’nda tanıtılan Audi Avus Quattro, tamamen alüminyum gövdesi ve 6,0 litrelik W12 motoruyla geleceğin süper otomobili olarak görülüyordu. Bu model de yüksek maliyetler sebebiyle seri üretime geçemedi.
Ford Nucleon (1958)

Ford Nucleon, nükleer enerjiyle çalışan otomobil fikriyle otomotiv dünyasını şaşkına çevirdi. 1950’lerin nükleer enerjiye olan ilgisinden esinlenen konsept, minik bir nükleer reaktörle çalışacak şekilde tasarlandı.
Güvenlik endişeleri, ergonomik olmaması ve nükleer atık problemi şeklinde nedenlerle hiçbir süre üretime geçemedi. Gene de Nucleon, otomotiv tarihinde yürekli bir adım olarak hatırlanıyor.
Yamaha OX99-11 (1992)

Yamaha’nın Formula 1 deneyiminden esin alarak tasarladığı OX99-11, 3,5 litrelik V12 motoru ve sıradışı tasarımıyla dikkat çekti. Ekonomik kriz ve yüksek maliyetler sebebiyle proje iptal edildi.
Mercedes-Benz C111 (1969-1979)

Mercedes-Benz’in C111 serisi, türbin motoru ve ondan sonra wankel motoruyla deneysel bir projeydi. Kelebek kanatlı vasıta, yüksek hızları ve fütüristik tasarımıyla dikkat çekti.
C111, bir tek kontrol amaçlı üretildi ve hiçbir süre satışa sunulmadı. Gene de bu vasıta, Mercedes-Benz’in teknolojiye olan bağlılığını gösteren bir simge hâline geldi.
Bu 10 vasıta, otomotiv dünyasının en meşhur ve malum deneysel konseptlerinden bir tek birkaçı.



