Sinema

Samaritan: İyilik ve Fenalık Kavramlarını Sorgulatan Film

26 Ağustos 2022’de Amazon Prime’da gösterime giren, yönetmenliğini Julius Avery’nin yapmış olduğu filmin oyuncu kadrosunda Sylvester Stallone, Javon Walton, Pilou Asbaek, Dascha Polanco benzer biçimde adlar yer ediniyor. Filmimizde Samaritan ve Nemesis adlı hususi güçleri olan iki kardeşin garip hikayesi, ufak bir çocuğun Samaritan’a olan hayranlığı üstünden anlatılıyor. Gelin, Slyvester Stallone’un oyunculuğuyla bir kez daha fanatik bıraktığı filmin incelemesine geçelim.

Hikâyenin odak noktasına bakacak olursak; insan vücudunda olan sadece bir nedenden dolayı mutasyon yada transformasyon (değişim-dönüşüm) geçirdiği anlaşılan iki karakterden söz edebiliriz. Samaritan ve Nemesis adlı bu karakterlerden biri iyiliği, biri de kötülüğü temsil ediyor.

Filmimizde anlatılanlardan, geçmişte Nemesis’in insanları kaosa ve anarşiye sürüklediği anlaşılıyor. Samaritan ise kardeşinin yıkmaya çalmış olduğu düzenin koruyucusu olarak karşımıza çıkıyor. Filmi izlemeyen, izlemeyi düşünen yada benim benzer biçimde izlemiş olan sadece ilk bakışta durumu fark etmeyenler için iyilik ve fenalık oldukça keskin ayrılıyormuş benzer biçimde görünebilir. Fakat ilerleyen sahnelerde durumun {hiç de} o şekilde olmadığını görmüş olacaksınız…

Sam’in iki adım ötesinde gerçekliğe saklanmış bir düşsel vardı:

Filmimizde dikkat çeken aslolan karakter ise babası olmayan, yalnız annesiyle yaşayan ufak bir çocuk olan Sam. Bu çocuk, kendini bildi bileli Samaritan’a hayrandır ve onun hikayeleri ile büyümüştür. Devamlı bir yerlerde onun yaşıyor olduğuna dair kanıtlar arayıp duran birisidir. Bunun sebebinin ise babasını ufak yaşta yitirmiş, koruyucu bir baba figürüne gereksinim duyan bir çocuk olmasından kaynaklandığını düşünüyorum.

Sonuçta Samaritan, onun gözünde bir süper kahraman, babasının yerine koyabileceği bir kurtarıcı figürü. Nitekim bu yazıyı okuyup filmin de ilerleyen sahnelerini izlediğinizde, bu düşüncelerimin karşılık bulduğunu görebileceğiniz kanaatindeyim.

Samaritan: ‘’İyiler Hep İyidir, Kötüler Hep Kötüdür’’ Algısını Yıkan Enteresan Bir Süper Kahraman Filmi [İNCELEME]

Şimdi olayların sürat kazanılmış olduğu noktadan anlatmak gerekirse; Sam’in hakkaten Samaritan’ın yaşadığını tespit etmiş olduğu ana gitmemiz gerekiyor. Sam bir çeteye karışır ve bu çeteyle sorun yaşamış olduğu bir sırada, Samaritan onu içinde bulunmuş olduğu durumdan kurtarmış olur. Böylece vakalar daha da hız kazanır.

Ek olarak bu çetenin başındaki şahıs de Nemesis hayranıdır. Çete başı, Nemesis’in silahlarına erişerek onun enerjisini tekrardan canlandırmaya ant içmiş gibidir. Acaba bu şahıs, hakkaten kötülüğü uyandırıp kaos çıkarmayı başarabilecek midir, yoksa kötülüğün anlamını tekrardan öğrenmek zorunda kalacağı bir deneyimle mi karşılaşacaktır?

İyi ve fena hiçbir vakit kardeş olması imkansız(!)

Samaritan: ‘’İyiler Hep İyidir, Kötüler Hep Kötüdür’’ Algısını Yıkan Enteresan Bir Süper Kahraman Filmi [İNCELEME]

Filmdeki kardeş düşmanlığı temasından, iyiyle kötünün her daim çatışma içinde olduğu yönünde bir alt ileti alabiliyoruz. Aslına bakarsan Sam ile Samaritan içinde geçen konuşmalarda, Samaritan hep kardeşine öfkeli görünmüş olduğu için seyircide de öteki kardeşe karşı bir antipati oluşuruyor. Sadece nedense Sam’in tüm ısrarlarına karşın Samaritan, bir türlü insanlara iyilik yapmayı, onları korumayı tercih etmiyor ve hatta karakterimiz pek insanlarla ilgilenmeyen tenha adam tavrını takınıyor.

Gel gelelim, Sam’in başının çeteyle tekrardan büyük bir tehlikeye girmiş olduğu ve Samaritan’ın onu kurtarmaya geldiği sahnelerin yorumuna. Bir kere Samaritan’ı canlandıran Sylvester Stallone’u bu filmimizde izleyen bazı kişiler, oyuncu yaşlandığı için artık eskisi benzer biçimde iyi rol yapamadığından söz ediyor. Şahsen ben buna katılmıyorum ve Rambo gene bildiğimiz Rambo diyorum. Şundan dolayı Stallone’un çete lideri ve ekibiyle dövüştüğü son sahnelerde, oyunculuğunu fena gösteren sorunlardan birinin kullanılan yüz efektleri bulunduğunu düşünüyorum.

Bu sahne yangın sahnesi değil.

Bilhassa yangın sahnesindeki efektler o denli kalitesiz duruyor ki sanki oyuncunun yüzü yamuluyormuş benzer biçimde görünüyor. Doğal ki oyuncunun görüntüsünü bozan tek şey efektler değil, bence oyuncuya meydana getirilen makyajda da problem var. Bilhassa yangın sahnesindeki sinematografik (en genel anlamıyla görüntü yönetimi) hatalar, oyuncuya gerçek bir insan değilmiş de animasyon karakteriymiş benzer biçimde bir izlenim veriyor.

Nemesis: Kaçınılmaz son

Samaritan: ‘’İyiler Hep İyidir, Kötüler Hep Kötüdür’’ Algısını Yıkan Enteresan Bir Süper Kahraman Filmi [İNCELEME]

Nemesis, Antik Yunan inancına bakılırsa, kibirli olan kişilere uygulanan tanrısal bir cezayı temsil ediyor. Ek olarak Nemesis, mitolojide intikam tanrıçasıdır. Bu tanrıça adaleti sağlamak için intikam almaktadır. Bu kavramın bir öteki anlamı da kaçınılmaz anlamında olan Adrasteia’dır. Şu demek oluyor ki aslına bakarsak bu kelimenin anlamı, hak edilen her neyse ona uygun cezanın verilmesidir. Bu cezanın, iyi yada fena diye adlandırılmasının bir faydası olmuyor. Şundan dolayı bu kavram, ‘’şahıs bir hata yaptıysa onun karşılığını bir halde almalıdır’’ inancı üstüne kuruludur.

Bunlardan bahsetmemin sebebi, filmimizde öldü olarak malum Nemesis karakteriyle ilgili şaşırtıcı bir gerçeğin bulunması. Bu şaşırtıcı gerçeği spoiler vermeden şu şekilde anlatmak isterim: Bu karakter devamlı fena malum ve hep fena şeyler yapacağına inanılan bir karakter. Yukarıda da açıkladığım benzer biçimde aslına bakarsak bu kavram, iyiyi yada kötüyü değil meydana getirilen bir hataya karşılık bir halde adaletin sağlanması icap ettiğini ifade ediyor. Bu aşamada Nemesis geçmişte hata yapsa bile bu sefer hem kendisi hem de kardeşi için hakkaniyet, olması gerektiği benzer biçimde yerini buluyor diyebilirim.

Samaritan: ‘’İyiler Hep İyidir, Kötüler Hep Kötüdür’’ Algısını Yıkan Enteresan Bir Süper Kahraman Filmi [İNCELEME]

Keza bu filmin, bizlere devamlı iyinin kazanılmış olduğu süper kahraman filmlerindeki beklenen sonu vermediğini de söylemek isterim. Şu demek oluyor ki öteki süper kahraman filmlerindeki iyilerin hep iyi, kötülerin de hep fena olduğu ve buna bakılırsa mükafatlandırıldıkları bir son yok. Mesajı aldınız mı? Aslına bakarsak bu birazcık yaşadığımız yaşam benzer biçimde: İyiler devamlı iyi şeyleri yapar yada kötüler devamlı fena şeyleri yapar diyemiyoruz. Bu şekilde bir doğrusallık gerçek hayatta mümkün olmuyor.

Şu demek oluyor ki Ying ve Yang benzer biçimde, eksiklikler-artılar, doğrular-yanlışlar bir tüm halinde işliyor. Bu bakımdan, filmin hem fantastik hem de oldukça gerçekçi temelde bir anlatı üstüne inşa edilmiş olması, filmi öteki süper kahraman filmlerine bakılırsa daha orijinal kılıyor bence.

Editör Notu: Spoiler vermediğim için bu kısmı tam anlamayabilirsiniz. Sadece izlediğinizde taşların yerine oturacağını düşünüyorum. Filmi izleyenleriniz var ise düşüncelerinizi yorumlara yazabilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu