Volkswagen Niçin Avustralya’da Ses Çıkaran Logo Kullanıyor?
Yenilikçi teknolojilerle otomotiv sektöründe öne çıkmak birçok üreticinin stratejileri içinde olsa da Volkswagen benzer biçimde bazı markalar, bunun da ötesine geçiyor ve çevresel sorunlara çözüm üretiyor. İşte örneklerinden biri RooBadge teknolojisi.
Logodan değişik seslerin yükseldiği bu değişen teknolojinin aslolan amacı ne?
Kontrol aşamasında olsa da hayata geçirildiğinde bilhassa bazı ülkelerin epey işine yarayacak RooBadge’nin detaylarına yakından bakalım.
RooBadge nedir?
Avustralya İngilizcesinde kanguru kelimesinin kısaltmışından ortaya çıkan RooBadge teknolojisi, kısaltmadan da anlayabileceğiniz benzer biçimde kangurularla ilgili.
Avustralya’da kanguru çarpması kaynaklı binlerce kaza yaşanıyor. Kanguruların ansızın yola çıkması hem onlar hem de sürücüler için tehdit oluşturuyor. RooBagde de bu problemi teknolojik bir çözümle ele alıyor.
Volkswagen, Melbourne Üniversitesi ile güçlerini birleştirdi ve kangurularla yaban yaşamı korumak için kolları sıvadı.
Iyi mi çalışıyor?
Araçların ön ızgarasına monte edilen akıllı aygıt, kanguruların organik davranışlarını ve ses frekanslarını çözümleme ederek çalışıyor. Bu hususi sistem, insan kulağının duyamayacağı düşük frekanslı sesler yayarak kanguruları uyarıyor. Yayılan ses; kanguruları korkutmuyor, bir tek yoldan uzaklaşmalarını sağlıyor.
RooBadge, mobil uygulama ile entegre çalışıyor. Uygulama, kanguru popülasyonunun yoğun olduğu bölgeleri gerçek zamanlı olarak gösteriyor. Sürücüler, uygulama yardımıyla kanguruların sık görüldüğü alanlarda daha dikkatli bir sürüş gerçekleştirebiliyor.
Son olarak RooBagde, araçların ön ızgarasına kolayca monte edebilecek şekilde hafifçe ve dayanıklı malzemelerden üretildi. Bu sayede de hem kurulumu kolay hâle geliyor hem de aracın aerodinamiği negatif etkilenmiyor.
RooBadge, şu anda Avustralya’da pilot uygulama aşamasında.
Teknoloji şu anda kontrol aşamasında ve artık yavaş sürüş ile son teste girecek. Başarı göstermiş olması durumunda, genelinde benzer problemler yaşayan bölgelerde de kullanılması planlanıyor.
Şimal ABD’da geyik çarpmaları ya da Afrika’da yırtıcı hayvanların niçin olduğu kazalar için de benzer sistemler geliştirilmesi hedefler içinde.
Bir ihtimal Türkiye’de kullanımı olmaz fakat gene de hayvanların yaşamı için bu şekilde bir değişen teknolojinin geliştiriliyor olması yüzümüzü güldürüyor.
Siz ne düşünüyorsunuz?
