Yaşanmış Olaylardan Esinlenilerek Çekilen 8 Korku Filmi

Bazı korku filmleri vardır ki gerçek yaşamdan esinlendiğini öğrenmek bile tüylerimizi diken diken halletmeye yeter. Gerçek kişilerin yaşamış olduğu karabasan dolu deneyimlerden esinlenilen bu korku filmleri ise gerçek vakaları öğrendikten sonrasında daha da korkulu bir hâle gelebiliyor.

Açıklanamayan ölümler, paranormal deneyimler ve yüzlerce şahıs tarafınca görülen yaratıklar; beyazperdeye aktarılarak bizleri de karabasan dolu gecelerin ortasına bırakıyor. Korku filmi kategorisinde ün yapmış birçok film de gerçek hayatta yaşanmış olaylardan esinleniyor. Hazırsanız hep birlikte gerçek hikâyelerden yola çıkarak çekilen korku filmi listemize yakından bir göz atalım.

Gerçek hikâyelerden yola çıkarak çekilen 8 korku filmi:

• The Conjuring (Korku Seansı) Serisi
• The Exorcism of Emily Rose (Şeytan Çarpması)
• The Entity (Karabasan)
• The Mothman Prophecies (Gecenin Nefesi)
• Veronica
• Deliver Us From Evil (Bizi Kötüden Koru)
• The Strangers (Ziyaretçiler)
• The Amityville Horror (Dehşet Sokağı)

Tüm ailesini gözünü bile kırpmadan öldüren insanın hikâyesi: The Amityville Horror (Dehşet Sokağı)

• Vizyon zamanı: 2005
• IMDb puanı: 6,0
• Rotten Tomatoes puanı: %23

ABD’nin en meşhur aile cinayetlerinden birini mevzu alan The Amityville Horror, 1974 senesinde Amityville, Long Island’da yaşayan Ronald DeFeo Jr.’ın tüm ailesini öldürmüş olduğu dehşet verici vakadan esinleniyor. Anası, babası, iki kız kardeşi ve iki adam kardeşinden oluşan 6 kişilik ailesinin tümünü öldüren Ronald DeFeo Jr., hiçbir şey olmamış benzer biçimde yardım çağırdığında, ailenin hayatta kalan tek üyesi olduğundan şüpheleri üstüne çekmişti.

Sonrasında polis sorgusunda suçunu itiraf eden Ronald DeFeo Jr., kafasının içindeki seslerin bu cinayetleri işlemesine niçin bulunduğunu söylemişti. Ocean Ave. bölgesinde bulunan 112 numaralı evin fena şöhreti ise daha öncelere dayanıyor. DeFeo ailesinden ilkin 1975 yıllarında evi satın alan George ve Kathleen Lutz çifti, evde yaşanmış olan doğaüstü vakalar sonucunda 28 gün sonrasında evi kaçarak terk etmişlerdi. Hatta Lutz çiftinin evde yaşamış olduğu 28 günlük sürede, George Lutz tam da Ronald DeFeo’nun ailesini katlettiği saat olan 03:15’te devamlı karabasan görerek uyanıyordu. The Amityville Horror, ilk olarak 1979 senesinde beyazperdede boy göstermişti. Bu yapımın arkasından 2005 senesinde başrolde Ryan Renolds ile The Amityville Horror tekrardan çekildi.

Kaynak: The Washington Post

Yönetmen Bryan Bertino’nun çocukluk travması: The Strangers (Ziyaretçiler)

• Vizyon zamanı: 2008
• IMDb puanı: 6,2
• Rotten Tomatoes puanı: %48

The Strangers, özetlemek gerekirse filmin tadını bozmadan anlatmak gerekirse, üç maskeli şahısın bir ailenin evine girerek onlara yaşamı dar etmesini mevzu olan slasher seçimi bir film. The Strangers’ın hikâyesi ise oldukça garip ve filmin yönetmeni Bryan Bertino’nun çocukluğunda yaşamış olduğu acayip bir vaka, bu filmimizde ekrana aktarılıyor. Bertino’nun film için esin almış olduğu vaka ise yalnız bu değil. Bertino hem de Manson cinayetleri ve Keddie kabin cinayetlerinden esinleniyor.

Bryan Bertino’nun yaşamış olduğu vaka ise oldukça ürpertici. Yönetmen Bertino hemen hemen ufak bir çocukken evde kız kardeşi ile yalnız kalıyor. Bu sırada ise bir yabancı kapıyı çalıyor ve rastgele bir isim vererek, bu kişinin Bertino’ların evinde yaşayıp yaşamadığını soruyor. Bu yöntemi Charles Manson da kullanıyordu. Kapıya gelen bu yabancılar ise evde kimse yoksa evlere girip hem hırsızlık hem de vandallık yapıyordu.

Kaynak: ScreenRant

Hem polis hem de demonolojist: Deliver Us From Evil (Bizi Kötüden Koru)

• Vizyon zamanı: 2014
• IMDb puanı: 6,2
• Rotten Tomatoes puanı: %28

Eski NYPD polisi olan Ralph Sarchie’nin vazife yapmış olduğu sürede yaşamış olduğu vakaları derlediği Beware the Night kitabından uyarlanan Deliver Us From Evil, Ralph Sarchie’nin şahit olduğu doğaüstü vakaları mevzu alıyor. Hem de bir demonolojist olan Ralph Sarchie, İsa’nın gerildiği gerçek çarmıhın bir parçasına haiz bulunduğunu da iddia ediyor. Ara sıra Ed ve Lorraine Warren çiftinin şeytan çıkarma seanslarına da katılan Sarchie, boş zamanlarında tıpkı Warren çifti benzer biçimde ortağı Joe ile şeytan vakalarını çözmeye çalışıyordu.

Filmimizde ise Ralph Sarchie’nin şahit olduğu vakalar birazcık dramatize edilerek anlatılıyor. Filmimizde birbirinden bağımsız şeytan vakaları yerine, Sarchie’nin kitapta anlattığı birçok olay bir karanlık katliam serisi ile birleştiriliyor. Bu cinayetleri düzgüsel yollardan halledemeyeceğini anlayan Sarchie ise demonoloji yaşamına doğru bir adım atmaya başlıyor. Kısaca kısacası bu filmimizde Ralph Sarchie’nin bir nevi köken hikâyesini izlemiş oluyoruz.

Kaynak: The Week

İspanya’da polis kayıtlarına ilk kere “açıklanamaz vaka” olarak geçen olay: Veronica

• Vizyon zamanı: 2017
• IMDb puanı: 6,2
• Rotten Tomatoes puanı: %88

Ölen babasının özlemini çeken genç bir lise talebesi olan Veronica’nın yaşamı, arkadaşlarının diretmesiyle başına oturmuş olduğu Ouija tahtası sebebiyle tamamen değişiyor. Ouija tahtasında tam güneş tutulması esnasında babasının ruhunu çağıran Veronica, aslına bakarsak bilincinde olmadan bambaşka bir varlığı çağrı etmiş oluyor.

Veronica filmimizde anlatılan bu vakalar ise 1990 senesinde Ouija tahtasını kullandıktan sonrasında açıklanamayan bir halde ölen Estefania Gutierrez Lazaro’nun hayatından esinleniyor. 1990 senesinde Madrid’de yaşayan ve liseye giden Estefania, okulda arkadaşları ile yapmış olduğu Ouija tahtası seansından sonrasında hiçbir hekim tarafınca açıklanamayan krizler geçirmeye başlıyor ve şiddetli halüsinasyonlar peşini bırakmıyor. Estefania’nin arkadaşları ise Ouija tahtasını kullandıktan sonrasında Estefania’nin ağzından ve burnundan siyah dumanlar çıktığını iddia ediyor.

Okulda yaşanmış olan vakadan sonrasında 6 ay süresince Estefania fena gölgelerin evde dolaştığını söylüyordu. Bu sırada evde ise acayip vakalar meydana gelmeye başlamıştı. Kapılar kendiliğinden kapanıyor, ışıklar gidip geliyor ve acayip fısıltılar duyuluyordu. Bu 6 aylık sürecin sonunda ise Estefania yatağında ölü bulunmuş oldu. Estefania’nın ölüm sebebi ise bilinmiyor.

Kaynak: The Sun

1960’larda Batı Virginia sakinlerine yaşamı zehir eden Güve Adam: The Mothman Prophecies (Gecenin Nefesi)

• Vizyon zamanı: 2002
• IMDb puanı: 6,4
• Rotten Tomatoes puanı: %52

The Mothman Prophecies, 1966 ve 1967 yılları aralığında 100’ün üstünde kişinin gördüğünü iddia etmiş olduğu dev kanatlı ve kırmızı gözlü mahluk Mothman efsanesinden esinleniyor. John A. Keel’in bu efsaneleşmiş üstüne yazdığı aynı adlı romandan uyarlanan The Mothman Prophecies filmimizde, gazeteci John Klein ve karısı bir otomobil yolculuğu esnasında önlerine çıkan kişiye çarpmamak için kaza yapıyor ve karısı kazadan sonrasında yaşamını kaybediyor. Sonrasında karısının çizdiği Mothman figürlerini kabul eden ve yolda karşılarına çıkan şeyin Mothman bulunduğunu fark eden John Klein, kendini adeta bir kabusun ortasında buluyor.

1960’larda popüler olan Mothman (Güve Adam) efsanesi ise 1967 senesinde yıkılan ve 46 kişinin ölümüne yol açan Silver Bridge adlı köprü ile epey ilişkilendiriliyor. Köprü yıkılmadan ilkin birçok şahıs Mothman’i köprünün üstünde gördüğünü iddia ediyor. Sonrasında çekilen birkaç fotoğrafta köprünün üstünde Mothman olduğu iddia edilen bir karaltı görülüyor. 1966-1967 yılları aralığında Mothman efsanesi Batı Virginia halkına epey bir korku salıyor. Bu zamanda 100’ün üstünde şahıs korku içinde polise giderek bu yaratığı gördüklerini iddia ediyorlar. Hem de gene bu zamanda Batı Virginia’da yüzlerce UFO ve birçok yitik suç duyurusu yapılıyor.

Kaynak: Wikipedia, Los Angeles Times

Yalnız bir annenin dehşet dolu hikâyesi: The Entity (Karabasan)

• Vizyon zamanı: 1982
• IMDb puanı: 6,7
• Rotten Tomatoes puanı: %64

The Entity, 1974 senesinde Doris Bither adlı kadının yaşamış olduğu korkulu vakalara dayanıyor. 1974 senesinde 30’lu yaşlarda olan Doris Bither 4 evladı olan bekar bir anneydi ve ilişkilerindeki sorunlardan dolayı sıkıntılar çekiyordu. Bu zamanda ise evinde 3 değişik varlığın dolaştığına şahit oldu. Dahası da bu varlıklar Doris’e ara sıra saldırı ediyor ve sertlik uyguluyordu. Hatta Doris’in en büyük oğlu annesinin duvardan duvara fırlatıldığına şahit olmuş ve bunu önlemeye çalışırken kolu kırılmıştı.

Bigün bir kitapçıda tesadüfen iki insanın paranormal vakalar hakkında konuşmasına kulak misafiri olan Doris, bu adamları evine çağrı ederek ilk kere onlara yaşamış olduğu vakaları konu alıyor. Paranormal araştırmacısı olan Dr. Taff ve asistanı Gaynor ekipmanlarını Doris’in evine kurarak kadının ağlatısal hikâyesini kayda alıyorlar. Bu esnada ise evde yeşil bir dumanın insan silüetine büründüğüne şahit olmuşlardı. Hatta Dr. Taff ve Gaynor, Doris Bither’in üstünde dolaşan ışık şeritlerini fotoğraflamayı başardı. Doris bu saldırı vakaları sonucunda hamile kaldığınu bile iddia ediyordu. Hekim raporlarına bakılırsa ise Doris’in dış gebelik yaşamış olduğu ortaya çıkmıştı.

1980’lerden sonrasında ortadan kaybolan Doris’ten ise tekrar haber alınamadı. Sonrasında 2009 senesinde Doris’in en büyük oğlunun açıklamasına bakılırsa Doris, 1995 senesinde Pulmonary Arrest (Solunum durması) sebebiyle yaşamını yitirmiş. The Entity ise Doris’in yaşamış olduğu dehşet dolu anları, Frank De Felitta’nın aynı adlı romanından da esinlenerek beyazperdeye aktarıyor.

Kaynak: Backpackerverse, Wikipedia

Tarihin en meşhur şeytan çıkarma davalarından biri: The Exorcism of Emily Rose (Şeytan Çarpması)

• Vizyon zamanı: 2005
• IMDb puanı: 6,7
• Rotten Tomatoes puanı: %44

Tarihteki en meşhur şeytan ele geçirme vakalarından birini bizlere aktaran The Exorcism of Emily Rose, Anneliese Michel’in yaşamış olduğu karabasan dolu anları beyazperdeye taşıyor. Koyu katolik bir ailenin kızı olarak 1952 senesinde dünyaya gelen Anneliese Michel, daha sonradan korkulu bir şeytan tarafınca ele geçirilme vakasının kurbanı olacaktı. 16 yaşlarında iken nöbetler geçirmeye başlamış olan Anneliese Michel, 20 yaşlarında depresyon tanısı ile tedavi olmaya başladı. Bu zamanda çeşitli dini objeleri görmeye dâhi dayanamayan Anneliese, sesler de duymaya başladı.

5 yıl süresince ruhsal tedavi gören Anneliese Michel hiçbir iyileşme emaresi göstermeyince ailesi Anneliese’in şeytan tarafınca ele geçirildiğinden güvenli olmaya başladı. Mahalli bir kardinalden izin alan iki rahip ise Anneliese’e 67 tane şeytan çıkarma ayini uyguladı. Bu ayinler esnasında su içmeyi ve yiyecek yemeyi reddeden Anneliese, duvar kırıntılarını ve odasında dolaşan böcekleri yiyordu.

Sonunda açlık ve susuzluk sebebiyle yaşamını kaybeden Anneliese’in davası ise devrin en büyük vakalarından biriydi. Bu davada paranormal deliller kuvvetli bir halde öne sürülse de mahkeme Anneliese’in ailesini ve ayinleri icra eden iki rahip Ernst Alt ve Arnold Renz’i dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermekten suçlu bulunmuş oldu.

Kaynak: Wikipedia

Gerçek yaşamdan esinlenen en iyi korku filmi serisi: The Conjuring (Korku Seansı)

• Vizyon zamanı: 2013-2016-2021
• IMDb puanı: 7,5-7,3
• Rotten Tomatoes puanı: %86-%80

The Conjuring serisine nerede ise aşinayız. Gerçek hayatta demonoloji uzmanı olan Ed ve Lorraine Warren çiftinin yaşamış olduğu olaylardan esinlenilen serinin filmleri, yeni çıkacak olan filmle beraber 3 değişik Warren araştırmasını mevzu alıyor. İlk film The Conjuring, Perron ailesinin yaşamış olduğu korku dolu paranormal vakaları bizlere aktarıyor. Yeni taşındıkları çiftlik evinde acayip vakalar yaşamaya başlamış olan aile, Warren çiftinden yardım istedi.

Evde 1800’lü yıllarda yaşayan Bathsheba adlı bir kadının ruhunun musallat bulunduğunu iddia eden Warren çifti, 10 yıl süresince evde çeşitli seanslar gerçekleştirmiş oldu. Bu seansların birinde ise anne Carolyn Perron Bathsheba tarafınca ele geçirildi ve filmdeki o meşhur sahneye esin vermiş oldu. 1980 yılına kadar ekonomik durumlarından dolayı evde yaşamak zorunda kalan Perron ailesi 1980’de evi terk etti.

The Conjuring 2 ve Enfield Vakası

İkinci filmimizde ise Londra’da yaşanmış olan meşhur Enfield Vakası’nı mevzu alıyor. 1977 senesinde 4 çocuğuyla beraber yalnız yaşayan Peggy Hodgson, mobilyaların evde uçtuğu iddiası ile polisi arıyor. Ek olarak evde yaşayanlar acayip sesler duyuyor, eşyalar oradan oraya fırlıyor ve Peggy’nin kızı Janet havada süzülüyordu. Eve gelen polisler de sandalyelerin havalandığına şahit olmuştu. 18 aylık bu süreç sonucunda Warren çifti de dâhil birçok araştırmacı eve gelmiş ve yaşanmış olan olayların paranormal bulunduğunu iddia etmişti.

Arne Cheyenne Johnson davasını mevzu alan yeni korku filmi: The Conjuring: The Devil Made Me Do It

2021 senesinde çıkacak son filmimizde ise ABD tarihinde ilk şeytan tarafınca ele geçirilmenin katliam sebebi olarak öne sürüldüğü Arne Cheyenne Johnson davası işleniyor. Nişanlısı Debbie Glatzel ve kardeşi David’in başından geçen paranormal vakalar sonucunda aynı şeytanın kendisini ele geçirdiğini iddia eden Arne, arkadaşı ve ev sahibi Alan Bono’yu vahşice öldürmüştü. Arne Cheyenne Johnson hikâyesinin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Kaynak: ScreenRant, Wikipedia1, 2

Gerçek hayatta yaşanmış olan olaylardan yola çıkarak çekilen 8 korku filmini listemizin sonuna geldik. Sizler bu çeşitli kişilerin başına gelen paranormal vakalar hakkında neler düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi ve sevdiğiniz gerçek yaşamdan esinlenen korku filmlerini bizlerle yorumlar kısmından paylaşmayı ihmal etmeyin.